28 Kas 2014 09:52 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:57

Mümtaz'er Türköne Mahçupyan'a ateş püskürdü! Çingene padişah olmuş...

Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne,cemaatin kaybettiğini yazan Etyen Mahçupyan'a padişah olan çingenenin hikayesini anlatarak yanıt verdi

Etyen Mahçupyan'ın hükümet ile kavgaya tutuyan cemaatin ahlaki üstünlüğünü nasıl yitirdiğini anlattığı dünkü yazısına Türköne'nin tepkisi gecikmedi.
"Bir "kasnak" hikayesi" başlıklı köşesinde hem iktidarı hem de Mahçupyan'ı hedef alan yazarın yazısında yer verdiği hikaye muhataplarını çok kızdıracak:

ÇİNGENE GÜNÜN BİRİNDE PADİŞAH OLMUŞ
"Hikâye bu ya, Çingene günün birinde padişah olmuş. Sarayın bahçesinde bir koca ağaçlara bir de karşısına çıkan eşeğe bakmış, bakmış, dayanamamış: "Şu ağaçlardan çok iyi kasnak, şu eşeğin kuyruğundan da pek güzel elek olur." demiş.

ETYEN'İN AĞZINDAN ÇIKAN AHLAK LAFI "KASNAK" DİYE ANLAŞILIR
Mahçupyan'ın cemaate yönelik eleştirilerine yanıt veren Türköne, yazısını böyle tamamlıyor:
"Cumhurbaşkanı evvelki gün esnaflara hitap ederken MGK kararlarıyla ilgili Afrika'da söylediklerine köşemdeki itirazıma, "yaptığım uyarılar Paralel Yapı'nın müttefiklerini rahatsız etti" diye karşılık verdi. Bir "müttefik" olarak sadece haksızlığı ve yalanı değil, dengeleri takip edip pozisyon arayanları, kısaca her hal ve şartta ağaçlara "ne güzel kasnak olur" diye ince bir zekâ ile bakanları teşhir etmekle mükellefim.
Havuz Medyası'ndan tasfiye edilen gazetecilerin her birinin, geçmişleri ve kişilikleriyle özdeşleşmiş siyasî davaları vardı. İktidar siyasetini savunmak, dava adamları için zordur, tüketicidir; hesabını kendi vicdanlarına verirler. Kavga iktidar ile sivil toplum arasında sürerken, iktidar pozisyonu alıp, içinde çok muhabbetler yaptığı sivil platformu uydurma dedikodularla jurnalleyen Etyen'in ağzından çıkan "ahlak" lafı ise sadece "kasnak" diye anlaşılır.
Etyen'in bu cesur dedikodularından sonra yeni pozisyonu sizce ne olur?"

MAHÇUPYAN NE DEMİŞTİ?
Tarafların bu gerilimde kullandıkları söylem üç nüansa sahipti: Ötekinin bizatihi yaptığı, ötekinin bana yaptığı ve benim yaptığım. AKP açısından Hizmet darbe girişiminde bulunmuş ve hükümeti arkadan vurmuştu. Yani hükümet ilk iki nüansı kullandı. Kendisinin ne yaptığını söylemedi. Ama muhafazakâr kesimin bile yarısı yolsuzlukların varlığına inanıyor. İnsanlar hükümeti zihinlerinde ve yüreklerinde aklamadılar…
Buna karşılık Hizmet hükümetin yolsuzluk yaptığını ve kendisini bitirmeye çalıştığını söyledi. Ancak ilk iki nüansla yetinmeyip üçüncüsüne geçti ve kendisini ‘masum’ olarak sundu. Bu tercih Hizmet’in ahlaki üstünlüğü kaybetmesine neden oldu, çünkü dediğim üzere insanlar olanı görüyor ve biliyor.
Taktiksel olarak doğrulardan kaçınabilirsiniz ama yalana tevessül etmemeniz lazım. Hükümet en azından bunu yaptı. Erdoğan veya bir başkası hiçbir zaman “yolsuzluk olmamıştır” demedi. Bunun bir ikrar olduğu söylenebilir ama kritik mesele yanlışın varlığı değil, onun farkındalığının dolaylı da olsa beyanıdır. Hizmet ise darbe girişiminin ‘safsata’ olduğunu iddia ederek üste çıkacağını sandı ve kandırma işlevini sürdürmüş oldu. Sonuçta AKP iktidarında yolsuzluklar yapılmış olsa da parti muhafazakâr dünyanın siyasete koyduğu ahlaki sınavı geçebildi. Hizmet ise siyasi bir hamle yaptı ve onun ahlaki sorumluluğunu taşıyamadı…