20 Eki 2013 14:54 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:42

MÜJDE AR'I “MÜCAHİDE MÜJDE” DİYEREK ALKIŞLAYAN SİYASETÇİ EŞİ KİM?

Milli sinemanın kurucu isimlerinden yönetmen Mesut Uçakan, A Haber'de Selin Ongun'un sunduğu Bi Sormak Lazım programında dikkat çekici bir anısını anlattı.

Uçakan, 1978 yılında çektiği ilk filmi Lanet’in galasında, üç bin tesettürlü kadının hep bir ağızdan “Mücahide Müjde” sloganıyla filmin başrol oyuncusu Müjde Ar’ı alkışladığını, alkışlayanlar arasında Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da bulunduğunu söyledi. Uçakan, Şule Yüksel Şenler’in dernek başkanlığında düzenlenen galanın ardından Müjde Ar’a neden “mücahide Müjde” dendiğini anlattığını ifade etti. Müjde Ar’ın ise “mücahide için artık çok geç” dediğini aktardı. Mesut Uçakan, öte yandan Lanet filmini çekerken, can güvenliği nedeniyle Müjde Ar’ın oynamadığı bir yangın sahnesinde, Ar’ın yerine dublörlük yaptığını da anlattı.

MÜCAHİDE MÜJDE

Müjde Ar’ın oynadığı Lanet filmini çektik. Tepebaşı Gazinosu vardı, 3000 kişilik salonu olan açıkhava gazinosu. Orada galasını yaptık. Mukaddesatçı Hanımlar Derneği üzerinden. Dernek başkanı da Şule Yüksel Şenler. Sayın başbakanımızın eşi Emine hanım da orada. Bir baktık 3000 seyirci toplanmış hepsi başörtülü. Filmi gösterdik, o zaman 16 mm’lik bir göstericiyle, çok koptu falan derken madara olduk ama. Müjde Ar’ı da galaya çağırmıştık. Müjde tabi o tarafı göremiyor, normal bir gala zannediyor. O akşam da bir düğüne gidiyormuş gayet dekolte kıyafetlerle geldi. Sahneye bir çıktı şok. 3000 tesettürlü kadın. Çarpıcı olan tarafı ne biliyor musunuz. Herkes hep bir ağızdan Mücahide Müjde diye tempo tutmaya başladılar. Tabi daha sonra ben Müjde hanıma “Sizi nerede görmek istediklerini görmek istediklerini söylüyorlar” dedim. Verdiği cevap da çok enteresan “Çok geç Mesutcum çok geç” dedi.

MÜJDE AR’IN DUBLÖRLÜĞÜNÜ YAPTI MI?

Lanet Filmi’nin finalinde Müjde Ar içine girdiği bunalımdan dolayı, çıkış yolu bulamadığı için kendini yakacak, intihar edecek. Ama nasıl yakacağız. İtalya’dan getirtilebilecek soğuk alev denilen bir madde var. ama paramız yok ki. Filmi zaten zor bitirmişiz. O kadar imkansızlıklarla çekmişiz ki. Bir sırık tutacağız önüne, bir de arkada 3-4 metre geriden. Tamircilerin kullandıkları üstüpü vardır, onu saracağız, benzin dökeceğiz alevlerin arasında ah vah edeceksin dedim. Yakın plan tele görüntülerle çektik ama inandırmıyor. Yücel Ağabey seyretti rahmetli “ya Mesutcum buna birkaç plan daha ekle. Yakın planda bir el kibrit çaksın. Bir de yere bir şeyler dökün, paçaları falan alev alsın” dedi. Sinema kulübünde bir hanım arkadaş vardı ben oynarım onu dedi. iyi çok güzel. Müjde Ar’ın haberi yok, film bitmiş, dublörü o olacak. yere su döktük, üzerine de biraz benzin döktük. Yeşil çuhaları ıslat içine sar mantoyu giy gel dedim. Giydi geldi, kamera motor derken titremeye başladı, korktu, ben oynamam dedi. Ne olacak? O kadar sinirlendim ki. Çıkar mantoyu dedim. Çuhaları sardım, mantoyu üzerime aldım. İki de portakal getirin bana dedim. Biraz saçım yandı ama kurtarmış olduk.