10 Ara 2012 22:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:28

MUHTEŞEM YÜZYIL'IN İPİNİ ÇEKEN ASLINDA NE?

Muhteşem Yüzyıl dizisinin yarattığı polemik rüzgarı dinmemişken, Medyaradar Sinema-TV yazarı Murat Tolga Şen'den çarpıcı bir tespit daha&...

Muhteşem Yüzyıl tartışması bitmiyor, tespitlerin ardı arkası kesilmiyor. Kimi, dizinin gündeme gelmesinin Patriot’ları kamuoyu tepkisi yaratmadan usulca geçirmek için olduğunun altını çiziyor, kimi de, Osmanlı devlet geleneğini diriltmeyi deneyen iktidarın, Osmanlı’yı sarayda cilveleşen değil de at üstünde fetih yapan bir ‘ecdad’ olarak göstermenin derdine düştüğünü iddia ediyor.

Neyse ne! Sonuçta, ülkemizi yönetenler, hiç karışmamaları gereken bir şeye karışıp bir dizinin başını yediler. Artık herkes farkında; Muhteşem Yüzyıl’ın en fazla 3-5 bölüm ömrü kaldı.

İyi de oldu! Neden derseniz; 90 dakika dizi çekeceğiz/yayınlayacağız diye hikayeyi o kadar yaydılar, o kadar gereksiz, hayali eklemeler, çıkarmalar yaptılar, zaman o kadar yavaş aktı ki, bu dizi final yapması gereken noktaya çok bölüm önce ulaşmıştı.

‘Reyting yumurtlayan dizi kesilmez’ diyerek, tarihi bir diziyi bu kadar sündürmenin ne alemi vardı hiç bilmiyorum! 90 dakikalık bölümlerle en fazla bir, hadi bilemedim iki sezon (yine sıkar ya) sürecek bir hikâyeyle buraya kadar…

Hollywood öğretti bunu bizimkilere… Hikâyeyi zenginleştirmek için küçük dramatik eklemeler yapmak işin doğalı sayıldı ama bu kadar gedikli bir gerçek yaşam senaryosu ne mümkün! Osmanlı, hele de Kanuni’yi ‘muhteşem’ yapan yükseliş dönemi, gerçeğin içine bu kadar hayal sıkmayı kaldırmayacak kadar hassas bir konu…

Mesela, Cansu Dere’nin oynadığı “Firuze” karakteri… Osmanlı’da böyle bir kadın yok, varsa bile bilmiyoruz. Firuze, Cansu Dere’nin seyircisini de diziye çekebilmek için pattadanak kurgulanmış, hayali bir karakter… Güya casus ama o kadar özensizce sokuluyor ki senaryoya, casus diye diziye adrenalin katacak sandığımız kadın da bir anda perişan bir aşığa dönüşüyor.

Benim bile “Bu nasıl Kanuni, Julio Iglesias gibi mübarek” diyesim geldi artık. Ama işte hep o 90 dakikanın suçu… Kanuni’yi at üzerinde “saldırın yiğitlerim” diye bir dakika göstermek için harcayacağınız paraya, aşk güzellemeleriyle dolu 4 tane 90 dakikalık saray içi bölüm çekebiliyorsunuz. Dizilerimiz hep özlediğimiz gibi 45-50 dakika olabilseydi çok cengaver, az âşık bir Kanuni izleyebilecektik şüphesiz.

Olmadı, başka sefere… Tabi şu iklimde, TRT’den başka tarihi dizi çekmeye kimin cesareti kaldı o da ayrıca tartışılır.

Twitter.com/murattolga