"MUHTEŞEM YÜZYIL" YALANI ORTAYA ÇIKTI!
Bulgaristan'da özel bir televizyon kanalında yayınlanmaya başlayan "Muhteşem Yüzyıl" dizisi, uzmanlarca canlı yayında tartışıldı..
"Muhteşem Yüzyıl" dizisini Bulgarca dublajlı olarak göstermeye başlayan TV7 kanalı, Sofya stüdyosunda üniversite öğrencileri ve tarih uzmanlarının katılımıyla dizinin hikayesi, tarihsel gerçekliği, kostümler ve oyuncuların başarısı üzerine canlı tartışma programı yayınladı.
Programa Sofya'dan tarih doçenti Rositza Gradeva ve arkeolog Prof. Nikolay Ovçarov, İstanbul'dan da tarihçi Talha Uğurluel ve gazeteci–yazar Tuna Kiremitçi katıldı.
Gradeva, filmdeki birçok sahnenin Osmanlı dönemindeki saray yaşamını yansıtmadığı görüşünü dile getirerek, "Kıyafetler oldukça farklı görünüyor. Bunlar Osmanlı kıyafetleri değil. 16. ve hatta 19. yüzyılda bile Osmanlı kadınları böyle giyinmezdi. Haremdeki kadın dekolteli elbiseli olamazdı. Sultan masa başında oturup yazı yazmazdı, özel levhalara yazı yazardı. Ayrıca sofra başında yemek yenmezdi" dedi.
Gradeva, Harem'in Osmanlı sarayında son derece otorite sahibi
bir kurum olduğunu kaydederek, "Kadınlar haremde yönetici olurken
Muhteşem Süleyman yaşamının ikinci yarısında eşinin tamamen kuklası
olmuş" değerlendirmesini yaptı.
Arkeolog Ovçarov ise, Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans
İmparatorluğu'nun mirasçısı olduğunu ancak din farkı yüzünden dünya
imparatorluğu olmayı başaramadığını öne sürerek, "Muhteşem
Süleyman'ın fikirlerinden biri de Büyük İskender'in takipçisi
olmaktı" dedi.
Ovçarov, saraydaki kadınların rolü konusunda Gradeva'nın görüşüne katılmayarak, "Kadınlar saraydaki devlet işlerini etkileyemezdi. Bu konu tamamen fantezi sayılır" dedi.
Canlı yayındaki tartışmaya İstanbul'dan katılan tarihçi Talha Uğurluel ise,"Dizide herkes Kanuni Sultan Süleyman'ı görmek istiyor. Dizideki ve tarihteki 'Kanuni' birbiri ile örtüşmediği için ortaya büyük tezatlar çıkıyor" dedi.
Uğurluel, "Dizi dizidir ve kurgu ile ortaya konmuş olan bir hadisedir. Bundan dolayı ve bir tarih filmi olmadığı için bence ne Türkiye'de ne de o coğrafyalardaki insanların tedirgin olmasına gerek yok" dedi.
Gazeteci–yazar Tuna Kiremitçi de, dizilerin ticari ürünler
olduklarını ve yapım nedenlerinin öncelikli olarak tarih konusunda
bilgi vermek değil, ticari başarı kazanmak olduğunu vurguladı.
Kiremitçi, dizinin kurgusundaki aşk hikayesini takip eden
seyircilerin Osmanlı tarihini pek de fazla düşünmediği görüşünü
dile getirdi.
Kiremitçi, "Dizinin dünyasındaki entrikalar, Dallas'tan bu yana
her diziyi başarıya taşıyan şeylerdir" yorumunda bulundu.