Ben yine de ona ‘bana hakkını helal et, çok hakkın geçti’ dedim. ‘Helal olsun da neden sen öleceksin, sen öleceğine ben öleyim’ dedi.
Müslüm evde çocuk gibiydi. Dışarıda çok ciddiydi ama evde çok iyiydik. Haksızlığa kesinlikle tahammülü yoktu. Evimizde çok mutluyduk, hiçbir geçimsizliğimiz yoktu.
Müslüm’e ait her şeyi özlüyorum. Her zaman evin içindeymiş gibi hissediyorum, sadece sessini duyamıyorum. Aklıma onun mutfakta yanıma sokuluşları geliyor.
Eline bağlamasını alıp geliyordu, “Hadi, hadi başla; ‘Şu Dağlarda Kar Olsaydım’ı söyle” derdi. Ben de söylerdim. Bütün apartmana konser verirdik, mutfaktan.