01 Nis 2013 21:59
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:06
MUHATABININ YÜZÜNE SORDU: CHP'DE SANSÜR VAR MI?
CHP'li isimlerin son dönemde televizyona çıkmaktan kaçınması konusudaki eleştirileri yanıtlayan Haluk Koç, Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı...
Habertürk ekranlarında CHP sözcüsü Haluk Koç’u ağrılayan Balçiçek İlter, gazetecilerin son dönem çok sık şikayet ettiği bir konuyu gündeme getirdi.
GAZETECİLERİN CHP ŞİKAYETİNİ MUHATTABINA SORDU
Ahmet Hakan, Enver Aysever, Cüneyt Özdemir gibi isimler son günlerde CHP’li yetkilileri ekrana çıkartamadıklarını, parti merkezinin kararı gereği milletvekillerine konuşma yasağı geldiğini belirterek CHP’yi eleştiriyorlardı. Haluk Koç’u aslında geçtiğimiz hafta ağırlayacağını duyuran Balçiçek İlter de Koç’un son dakika golüyle yayını askıya almıştı. Programın açılışında geçen haftaki aksaklık nedeniyle özür dileyen Haluk Koç, CHP’de bir konuşma yasağı olduğu iddiasını red etti. Koç, "Neden CHP’lileri göremiyoruz programlarda." diye soran Balçiçek İlter’e “Partinin politikası netleştirildikten sonra arkadaşlarımız, partinin görüşü çerçevesinde açıklamalarda bulunabilirler. Sonuçta biz bir siyasi partiyiz. Burada hoşça vakit geçirmek için toplanmış insanlar değiliz.” yanıtını verdi.
CHP’LİLERE EKRAN YASAĞI MI VAR? İDDİALAR DOĞRU MU?
"Programa aslında geçen Pazartesi günü konuk olacaktım. Ancak sözcü de olsam partinin politikalarının netleşmesi açısından bekledim. Çünkü sorumluluklar gereği partinin politikası netleştikten sonra konuşma kararı aldık. Bu çerçevede geçen hafta davete icabet edemedim. CHP Genel Başkan Yardımcısı, Balçiçek İlter’in “Bundan sonra CHP’de sözcü dışında kimse konuşmayacak mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: Partinin politikası netleştirildikten, genel çerçeve oluşturulduktan sonra tabiki arkadaşlarımız, partinin görüşü çerçevesinde açıklamalarda bulunabilirler. Parti tüzüğümüze göre oluşturulan politikaları temsil etme Sayın Genel Başkan’a sonra da Parti Basın Sözcüsü’ne ait. Ondan sonra tabiki bu çerçeve içerisinde arkadaşlarımız hem sosyal medyada hem genel medyada görüşlerini paylaşabilirler. Bundan daha doğal bir şey olamaz, sonuçta biz bir siyasi partiyiz. Burada hoşça vakit geçirmek için toplanmış insanlar değiliz."
CHP KAN DURSUN DİYE HERKESLE GÖRÜŞÜR MÜ?
Balçiçek İlter’in “CHP bugün iktidar olsa, kan durması olasılığı varsa herkesle masaya oturmaz mıydı?” sorusuna ise Koç şöyle yanıt verdi:
Kan durmasından öte burada bir terör örgütü temsilcisi ile devletin anayasasını, devletin mülki yapısını, idari yapısını, eğitim yapısını tüm boyutlarını bir tartışma sürecine sokuyor, bir pazarlık noktasına taşıyorsunuz. Bizim altını çizmek istediğimiz nokta bu. Daha önce de görüşmeler oldu. Bu silah bıraktırma noktasında biz evet diyoruz. Ancak değişik noktalarda pazarlıklar yapıldığı ifade ediliyor. O zaman Başbakan’ın çıkıp bir şeyler söylemesi lazım. Sayın Hüseyin Çelik ya da Sayın Bülent Arınç da bu konuda bilgi sahibi değil. 5 kişi bu konuda bilgi sahibi: Başbakan, Beşir Atalay, Hakan Fidan, Efkan Ala ve Yalçın Akdoğan. Detaylı bilgi sahibi olanlar sadece bunlar. Bu süreç nedir, nereye gidiyor... Belki bu sorular yüksek sesli olmasa dahi AK Partililer tarafından da soruluyor. Başbakan bize güvenin diyor ama Başbakan’ın güvenilecek bir geçmişi yok. Bunun için hukuka, toplumsal uzlaşmaya davet ediyoruz.
GAZETECİLERİN CHP ŞİKAYETİNİ MUHATTABINA SORDU
Ahmet Hakan, Enver Aysever, Cüneyt Özdemir gibi isimler son günlerde CHP’li yetkilileri ekrana çıkartamadıklarını, parti merkezinin kararı gereği milletvekillerine konuşma yasağı geldiğini belirterek CHP’yi eleştiriyorlardı. Haluk Koç’u aslında geçtiğimiz hafta ağırlayacağını duyuran Balçiçek İlter de Koç’un son dakika golüyle yayını askıya almıştı. Programın açılışında geçen haftaki aksaklık nedeniyle özür dileyen Haluk Koç, CHP’de bir konuşma yasağı olduğu iddiasını red etti. Koç, "Neden CHP’lileri göremiyoruz programlarda." diye soran Balçiçek İlter’e “Partinin politikası netleştirildikten sonra arkadaşlarımız, partinin görüşü çerçevesinde açıklamalarda bulunabilirler. Sonuçta biz bir siyasi partiyiz. Burada hoşça vakit geçirmek için toplanmış insanlar değiliz.” yanıtını verdi.
CHP’LİLERE EKRAN YASAĞI MI VAR? İDDİALAR DOĞRU MU?
"Programa aslında geçen Pazartesi günü konuk olacaktım. Ancak sözcü de olsam partinin politikalarının netleşmesi açısından bekledim. Çünkü sorumluluklar gereği partinin politikası netleştikten sonra konuşma kararı aldık. Bu çerçevede geçen hafta davete icabet edemedim. CHP Genel Başkan Yardımcısı, Balçiçek İlter’in “Bundan sonra CHP’de sözcü dışında kimse konuşmayacak mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: Partinin politikası netleştirildikten, genel çerçeve oluşturulduktan sonra tabiki arkadaşlarımız, partinin görüşü çerçevesinde açıklamalarda bulunabilirler. Parti tüzüğümüze göre oluşturulan politikaları temsil etme Sayın Genel Başkan’a sonra da Parti Basın Sözcüsü’ne ait. Ondan sonra tabiki bu çerçeve içerisinde arkadaşlarımız hem sosyal medyada hem genel medyada görüşlerini paylaşabilirler. Bundan daha doğal bir şey olamaz, sonuçta biz bir siyasi partiyiz. Burada hoşça vakit geçirmek için toplanmış insanlar değiliz."
CHP KAN DURSUN DİYE HERKESLE GÖRÜŞÜR MÜ?
Balçiçek İlter’in “CHP bugün iktidar olsa, kan durması olasılığı varsa herkesle masaya oturmaz mıydı?” sorusuna ise Koç şöyle yanıt verdi:
Kan durmasından öte burada bir terör örgütü temsilcisi ile devletin anayasasını, devletin mülki yapısını, idari yapısını, eğitim yapısını tüm boyutlarını bir tartışma sürecine sokuyor, bir pazarlık noktasına taşıyorsunuz. Bizim altını çizmek istediğimiz nokta bu. Daha önce de görüşmeler oldu. Bu silah bıraktırma noktasında biz evet diyoruz. Ancak değişik noktalarda pazarlıklar yapıldığı ifade ediliyor. O zaman Başbakan’ın çıkıp bir şeyler söylemesi lazım. Sayın Hüseyin Çelik ya da Sayın Bülent Arınç da bu konuda bilgi sahibi değil. 5 kişi bu konuda bilgi sahibi: Başbakan, Beşir Atalay, Hakan Fidan, Efkan Ala ve Yalçın Akdoğan. Detaylı bilgi sahibi olanlar sadece bunlar. Bu süreç nedir, nereye gidiyor... Belki bu sorular yüksek sesli olmasa dahi AK Partililer tarafından da soruluyor. Başbakan bize güvenin diyor ama Başbakan’ın güvenilecek bir geçmişi yok. Bunun için hukuka, toplumsal uzlaşmaya davet ediyoruz.