Muharrem İnce TRT Genel Müdürü'ne ateş püskürdü: Yaptığınız yayıncılığı size yedireceğim!
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce bugün Amasya mitinginde konuştu.
Amasya'da yaptığı mitingte TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'e yönelik
sert eleştirilerde bulunan CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem
İnce, "Hepimiz elektrik faturası ödüyoruz değil mi, içinde TRT payı
var. Hepimiz para veriyoruz, TRT’yi yöneten zat, sana sesleniyorum.
Orası babanın çiftliği değil, sana ben para ödüyorum, Çorumlular
para ödüyor" ifadelerini kullandı. İnce, "TRT, sana verdiğimiz bu
paralar haram olsun. Boynunda kalsın, boğazında kalsın, zıkkım
olsun. Size öyle bir haddinizi bildireceğim ki, göreceksiniz! Siz
kimsiniz, ne zannediyorsunuz kendinizi!" diye ekledi.
Kin, rövanş ve intikam duygularına sahip olmadığını söyleyen İnce,
"Ama iki konuyu ciğerime yazdım. Soma'da yere düşen o madenciye
tekme atan vardı ya, onu ciğerime yazdım. TRT'yi de onun yanına
yazdım. TRT Genel Müdürü, sana sesleniyorum. Seni ciğerime yazdım,
kalbimin bir kenarına yazdım. Bu fakir milletin hakkını Recep
Tayyip Erdoğan'a yedirerek yaptığın bu yayıncılığı sana
yedireceğim! Adalet olacak bu memlekette!" ifadelerini
kullandı.
"Ateşleyin bakalım biraz, banka önlerinde kuyruğa girin
biraz"
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının finanse edilmesi için
destekçilerine yaptığı bağış çağrısını da yineleyen İnce,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kampanya sırasında devlet
uçağı kullanmasına da değindi. "Bizim hemşehri atlıyor devletin
uçağına, 300 koruma. Biz de kiralayıp kendimiz geziyoruz. Sizin de
katkı sağlamanız lazım biraz" diye konuşan İnce, şöyle devam
etti:
"Bankaya para yatıracak mısınız bana? Çok yatırmayın, kendinizi
zora sokmayın. Ateşleyin bakalım biraz, banka önlerinde kuyruğa
girin biraz. 5 lira, 10 lira neyse... Bakalım örtülü ödenekle mi
kampanya daha güzel yapılıyor, milletin 50, 100 lirasıyla mı?
Yalnız TC kimlik numaralarını yazın, yazmazsanız Hazine'ye
gidiyormuş. Fırına biraz odun atın, ateşleyin biraz. Cebe
atmayacağız ama haberiniz olsun. Kampanyada kullanacağız."
Kadın ve gençler ağırlıkta
T24'ten Hülya Karabağlı'nın izlenimlerine göre, seçim kampanyaları
kapsamında Amasya’dan sonra Çorum’a geçen İnce’yi, kadın ve
gençlerin ağırlıkta olduğu bir kalabalık karşıladı. İnce’nin
Çorum’a havaalanı yapılacağı ve demiryolu getirileceği yönündeki
vaatleri, kendisini dinleyenler tarafından alkış ve ıslıklarla
karşılandı.
‘Koyu bir CHP’li’ olduğunu söyleyen Ali Kurt, İnce’nin konuşması
sırasında gözyaşlarını tutamazken; çevredeki çalışanlar da CHP’nin
cumhurbaşkanı adayını işyerlerinin pencelerinden dinledi.
CHP’nin Millet İttifakı’nı kurduğu diğer siyasi partilerden de
mitinge temsil düzeyinde katılım olurken; Çorum Saat Kulesi
Meydanı’nda yaklaşık 10 bin kişi toplandı.
İnce’nin Çorum’da yaptığı mitingdeki konuşmasının öne çıkan
bölümleri şöyle:
-Bütün dünyanın şunun bilmesini isterim. Siz bu dünyanın insanları,
Mısır'a gidiyorsunuz piramitleri görmeye. O piramitlerin yapıldığı
dönemle Hititlilerin yaşadığı dönem aynı. Mısır'da piramitlerin
yapıldığı dönemde bir suç işlendiğinde kısasa kısas varken,
Çorum'da tazminat yöntemi vardı. 3 bin 500 yıl önce Mısır'ın
önündeydi Çorum. Bugün de önünde olmalı. Mısır'a gidiyorsa
piramitleri görmeye, önce Çorum'a gelmelidir. 3 bin 500 yıl sonra
Çorum hak ettiği yerde olacak. Havaalanını yapacağız, demiryolunu
yapacağız. Kayseri'yle Çorum Anadolu kaplanlarıydı. Kaplan kükrüyor
mu? Yeniden kükreteceğiz.
-Ayın 19'unda Samsun'da açıklayacağım manifestomu. Genel Merkez de
24'ünde açıklayacak. Benim danışmanlar diyor, mazotu 3 liradan
yapabiliriz; onlar diyor 3.5 lira yapabiliriz. Aradaki anlaşmazlığı
çözeceğiz, 3 liradan az olmayacak, 3.5 liradan çok olmayacak.
"Pasaportunuz Kapıkule'den sonra iş yapacak"
-Tek olan şey bir grubun olamaz. Tek olan şey hepimizindir. Bayrak
tektir, CHP'nin de AKP'nin de. Cumhurbaşkanı da tektir, herkesin
cumhurbaşkanıdır. Ben Çorum'dan Ak Partili analara, bacılara
sesleniyorum. Size söz veriyorum çocuklarınızı iyi okullarda
okutacağız.
-Pasaportunuz Kapıkule'den sonra iş yapacak, işe yarayacak.
Ezdirmeyeceğim sizi Avrupa'da söz. Her yıl 10 bin öğrenciyi
yurtdışına göndereceğiz. Üniversiteliler, size 19 Mayıs ve 29
Ekim'de iki kere burs vereceğiz. O 500'er lira parayı ne ben ne CHP
verecek; bugün verilenleri Ak Parti'nin vermediği gibi. Türkiye
Cumhuriyeti devleti verecek size o parayı.
-Gençler, üniversitede okurken 475 lira kredi alıyorsunuz. Okul
bitince işsiz kalıp babanızdan harçlık alıyorsunuz. Size
meydanlarda tezek, pislik diyen bir cumhurbaşkanı değil;
meydanlarda size öğretmen, abiniz gibi davranan birisi olacağım.
Okul bitti, kredi ne olacak? İşe giremediği takdirde, o 475 lirayı
iki yıl boyunca devlet sana ödeyecek, söz veriyorum.
-Esnaf kardeşim, kan ağladığını biliyorum. Emeklilerin
geçinemediğini biliyorum. Bayramlarda bin lira dediler. Yalan. 300
lira, 500 lira, 1000 lira alan var. Kademeli, herkese bin lira yok.
Teşekkür ederiz, keşke herkese bin lira deselerdi.
-Haksızlıklar var Türkiye'de. Subay emekli oluyor tazminat alıyor,
astsubay almıyor. O da bu memleketin evladı değil mi? Polisler
bağırıyor, 3600'ü vermiyorsun. Sendika hakkı vermiyorsun. Memur 40
saat çalışıyor. Mesai yaparsa mesaisini alıyor, polis alamıyor.
Angarya bu, Türkiye Cumhuriyeti angarya yapamaz. 40 saatin üzerinde
çalışırsa hakkını vereceksin.
-18 yaşında çalışmaya başlamış, 30 sene prim ödemiş. Gelmiş 48
yaşına, "Olmaz" diyor. Bu sorunları da en kısa zamanda
çözeceğiz.
"Türklerle Kürtlerin arasında bir gönül köprüsü kurmak
istedim"
-Ey Ce-Ha-Pe, sen köprü yaptın mı diyor. Ey Erdoğan, sen hiç şeker
fabrikası, TEKEL, Petkim, Tüpraş yaptın mı! Köprü yapmak kolay iş.
50 sene önce Demirel yaptı birinci köprüyü, ikinciyi Özal, üçüncüyü
de Erdoğan yaptı. Dördüncüyü de İnce yapar. Ben gönüllerde köprü
kurmak istiyorum gönüllerde. Edirne'de miting yaptım, bir sonraki
gün Hakkari'ye gittim. Oradan Rize'ye, Antalya'ya geçtim. Türklerle
Kürtlerin arasında bir gönül köprüsü kurmak istedim. Sünniler,
Aleviler, Şafiler arasında gönül köprüsü kurmak istedim. Bu milleti
barıştırmak, uzlaşmak istiyorum.
"Bağımsız bir kuruluşun başkanını nasıl parti genel
merkezine çağırırsın!"
-Doları durduramıyorlar. Ne oluyor? Binali Yıldırım'a soruyorlar,
"Dolsa ne olur, dolmasa ne olur" diyor. Ekonomi Bakanı, kurun
yükselmesini tanımıyor. Batırıyorlar bizi batırıyorlar. Merkez
Bankası Başkanı'nı Ak Parti Genel Merkezi'ne çağırıyorlar. Ayıp ya,
ayıp. Bağımsız bir kuruluşun başkanını nasıl parti genel merkezine
çağırırsın! Sen bunu yaparsan Avrupa'daki yatırımcı sana güvenmez.
Para güvenli bir liman arar. Türkiye'de işlerin doğru gitmediğini,
MB Başkanı'nın talimatla çalıştığını görünce para kaçar.
-Bizim dönemimizde komiser olmak için FETÖ'cü olmak gerekmeyecek.
Adil davranacağız. Herkes diyecek ki, "Ben doğru iş yaparsam müdür
olurum, vali olurum". Herkes buna inanacak ve aidiyet duygusu
artacak. Bayrağını, milletini daha çok sevecek.
-Passolig'i niye kurdular. Statlara gidince Erdoğan'ı protesto
ediyorlar. Kaldıracağız. Cumhurbaşkanı olduğumda, stadyuma
girdiğimde Ak Partililer de beni alkışlayacak. Sen tezek de, pislik
de; testinin içinde ne varsa ağzından o akar.
-Gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3, Türkiye'de yüzde 11.
Gençlerde işsizlik oranı yüzde 20. Batıyoruz. Buradan nasıl
kurtulacağız? Bir, Türkiye'yi hukuk devleti yapacağız. Bunu
başardıktan sonra liyakat sistemini kuracağız. İdeolojik
saplantılarımıza esir olmayacağız ve özgür yurttaşlar
yetiştireceğiz.
-Bakın şu anda Türkiye televizyon yapıyor, bir televizyondan 10
Euro kazanıyoruz. Otomobil yapılıyor, bir tanesinden 100 Euro
kazanıyoruz. Fason çalışıyoruz fason. Boşa çalışıyoruz, bir işe
yaramıyor. Hikaye onlar. Çünkü marka, teknoloji, tasarım bize ait
değil. Mercedes'i üretiyoruz ama parayı yine Avrupa kazanıyor. Peki
nasıl yapacağız? Ar-Ge'yle çıkacağız bir. Gençleri tasarım,
teknoloji konusunda yetiştireceğiz. Marka olacağız marka. Dünyada
100 marka arasında bir tane Türkiye'den yok. Marka olamazsanız boşa
çalışırsınız boşa.
-Cumhurbaşkanını eleştireceksiniz benim dönemimde. Eleştirdiniz
diye sabahın 5'inde evinize polis gelmeyecek. Cumhurbaşkanı
eleştiriden korkmayacak. Cumhurbaşkanı millete hakaret etmeyecek,
millet de ona etmeyecek.
-Yurtdışına göndereceğimiz 10 bin öğrenci, güneş enerjisini
depolamayı öğrenecek. Kullanacağız bu enerjiyi.
-Mutlu insanlar ülkesi olacağız. Fakirlikten kırılıyoruz. Asgari
ücretle zor iş buluyor çocuklarımız.
"Bankaya para yatıracak mısınız bana? "
-Şimdi bir kampanya yapıyoruz. Önce ben sınava gireceğim, sonra
siz. Bir uçak kiraladık, küçük bir uçak. Su yakmıyor, benzin
yakıyor. Bizim hemşehri atlıyor devletin uçağına, 300 koruma. Biz
de kiralayıp kendimiz geziyoruz. Sizin de katkı sağlamanız lazım
biraz. Bankaya para yatıracak mısınız bana? Çok yatırmayın,
kendinizi zora sokmayın. Ateşleyin bakalım biraz, banka önlerinde
kuruğa girin biraz. 5 lira, 10 lira neyse... Bakalım örtülü
ödenekle mi kampanya daha güzel yapılıyor, milletin 50, 100
lirasıyla mı? Yalnız TC kimlik numaralarını yazın, yazmazsanız
Hazine'ye gidiyormuş. Fırına biraz odun atın, ateşleyin biraz. Cebe
atmayacağız ama haberiniz olsun. Kampanyada kullanacağız.
-TRT’ye bir yuh çekin de göreyim. Bir şey söyleyeceğim. Hepimiz
elektrik faturası ödüyoruz değil mi, içinde TRT payı var. Hepimiz
para veriyoruz, TRT’yi yöneten zat, sana sesleniyorum. Orası
babanın çiftliği değil, sana ben para ödüyorum, Çorumlular para
ödüyor. Buradan hep birlikte: Haram olsun mu? (Harım olsun,
cevapları) TRT, sana verdiğimiz bu paralar haram olsun. Boynunda
kalsın, boğazında kalsın, zıkkım olsun. Size öyle bir haddinizi
bildireceğim ki, göreceksiniz! Siz kimsiniz, ne zannediyorsunuz
kendinizi! Kinim, rövanş, intikam duygum yok ama iki konuyu
ciğerime yazdım. Bir, Soma'da yere düşen o madenciye tekme atan
vardı ya, onu ciğerime yazdım. İki, TRT'yi de onun yanına yazdım.
TRT Genel Müdürü, sana sesleniyorum. Seni ciğerime yazdım, kalbimin
bir kenarına yazdım. Bu fakir milletin hakkını Recep Tayyip
Erdoğan'a yedirerek yaptığın bu yayıncılığı sana yedireceğim!
Adalet olacak bu memlekette!
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yargılamak benim işim değil. Benim işim
adil yargı düzeni kurmak. O yargı ister beni yargılar, ister
Erdoğan'ı yargılar. Benim cumhurbaşkanlığımda bir salona girdiğimde
yüksek yargıçlar ayağa kalkmayacak. Yüksek yargıçlar benimle
Yalova'ya gelip elma toplamayacak; adalet dağıtacaklar adalet!
Dağıtmazlarsa cüppelerinin önüne çıtçıt yaptıracağız!
"Ey Amerika diye posta koyuyor, sonra gidip 11 milyon
dolarlık uçak alıyor"
-Filistin'de Müslüman kardeşlerimiz vahşice öldürülüyor. Buradan
ilan ediyorum. 24 Haziran'da cumhurbaşkanı olduğumda 3 ay içinde
yargı düzenini değiştireceğiz, adil bir yargı düzeni kuracağız ve
Amerika'ya diyeceğiz ki FETÖ'yü bize iade et. Etmezsen, 24 Aralık
Noel günü İncirlik'teki askerlerini Washington'a göndeririz
diyeceğiz. Amerika bizim eski müttefikimiz ama PKK'ya destek
verirse gereğini yaparız. Almanya'yla kavga etmek istemiyoruz,
milyonlarca vatandaşımız yaşıyor. Suriye'nin toprak bütünlüğünü
savunuyoruz, yeni bir Anayasa, yeni bir seçim olsun. İtirazımız
yok. Bizim dünyada saygın bir ülke olmak gibi kaygımız var. Ey
Amerika diye posta koyuyor, sonra gidip 11 milyon dolarlık uçak
alıyor. Ey Rusya diye posta koyuyor, domatesler gitmiyor, turistler
gelmiyor. Ey Hollanda diye posta koyuyor, Petrol Ofisi'ni
satıyoruz.
-Dış politikada yanlışlıklarımız. İç politikayla, dış politikanın
karışık yapılmasından kaynaklandı. Bu dört ayda, 750 milyon lira
örtülü ödenek kullandı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım.
Yazık, günah! Söz veriyorum, benim cumhurbaşkanlığımda bu 3'te
birin altına düşecek.
"1.5 sene oldu bir daire alalı; evime doymadım, evimde
oturacağım"
-Kazanınca sarayda oturmayacağım. Bu ülkenin yüksek puan almış,
zeki çalışkan öğrencilerine vereceğim. Devletin işleri için Çankaya
Köşkü'nü kullanacağım. Ben 14 sene kirada oturdum Ankara'da, 1.5
sene oldu bir daire alalı. Evime doymadım, evimde oturacağım. Bana
göre dünyanın sarayı, helal parayla alınmış bir yer. Evimden falan
çıkamam. Bıkarsam 3-5 sene sonra bakarız. Bana göre saray zaten
orası.