21 Şub 2018 18:30 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:35

Muhafız Alayı darbe girişimi davası

- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki eylemlere ilişkin 534 kişi hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki eylemlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı ile eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın da bulunduğu 534 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.

Sanıklardan eski uzman çavuş Şinasi Karabağ, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, eski bölük komutanı yüzbaşı Recep Karabayır'ın kendilerine tatbikat olacağını söylediğini öne sürdü.

Darbe girişimi akşamı mesai arkadaşlarının kurduğu WhatsApp grubundan tatbikat olduğu ve ivedi şekilde Alay'a gelinmesine dair bir mesaj aldığını ve saat 21.30 sularında Alay'a girdiğini ifade eden Karabağ, "Giyim kuşam ve teçhizatımızı donandıktan sonra Alay içerisindeki iki bina arasındaki yerde toplandık. Burada bizlere ve tüm askerlere bölük komutanımızın emriyle dolu fişek verildi. Yarbay Ekrem Işık ve binbaşı Anıl Aktaş, bütün er ve erbaşların telefonlarının toplanması talimatını verdi ve herkesin telefonları toplandı. Sonra kimin verdiğini bilmiyorum ama verilen emirle bizleri bekleyen otobüslere bindirildik ve TRT istikametine gittik." dedi.

TRT binasının olduğu kavşağa geldiklerinde TRT nizamiyesinde sanıklardan eski yarbay Ekrem Işık ve eski binbaşı Anıl Aktaş'ı gördüğünü iddia eden Şinasi Karabağ, "Bu kişiler TRT binası 1 No'lu nizamiye girişinde duruyorlardı. Anıl Aktaş'ın bize hitaben yukarıdaki TRT nizamiyesinin girişinde Recep yüzbaşının beklediğini ve yanına gitmemizi söylemesi üzerine 30 askerle oraya gittik. Gittiğimizde Recep Karabayır'ı gördüm. TRT giriş kapısı önünde 5 özel harekat polisi vardı. Geldiğimizi gören polislerden birisi havaya doğru ateş ederek bize, 'Gençler yaptığınız darbedir, hepimiz kardeşiz, herkesin çoluk çocuğu var, yapmayın.' dedi. Polislerden biri de elindeki telefondan darbe girişimiyle ilgili internete düşen haberleri göstererek, 'Gölbaşı'nı da vurdular, şehitlerimiz var, sizin telefonlarınız yanınızda yok mu? İnternete girin bakın, neler olduğunu görün." dedi. Bu sırada askeri bir makam aracı gelerek yanımızda durdu ve içerisinden eski alay komutanı olduğunu öğrendiğim Tanju Poshor ve habercisi Fatih Gazel indiler. Poshor polislere, 'Çıkın buradan, burayı biz alacağız' dedi ve polislerle hararetli bir şekilde konuşmaya başladı. Fatih Gazel de bu sırada kendi silahının kurma kolunu çekerek, silah haznesine tam dolduruş yaptı ve bizlere, 'Bu bir emirdir, polisleri vurun, sıkın bunlara' diye emir verdi, bizi galeyana getirip ateş etmemizi istedi ancak bu emri dinlemedik." ifadelerini kullandı.

TRT binasına hiç girmediğini savunan Karabağ, "15 Temmuz gecesi bina çevresinde güvenlik tedbiri alarak herhangi bir olaya karışmadan alaya döndüm. Yapılan hareketin darbe girişimi olduğunu, TRT binası bahçesinde bulunduğumuz esnada burada görevli özel harekat polislerinin uyarmasıyla ve helikopterlerin bulunduğumuz bölgeye ateş etmesinden sonra anladım. Suçsuzum ve beraatımı istiyorum." diye konuştu.

- "Güler'i mahcup etmeyin..."

Tutuklu sanıklardan eski uzman çavuş Zeki Bayar da "15 Temmuz 2016 sabahı içtimada bölük komutanımız yüzbaşı Recep Karabayır emniyet tatbikatı olabileceğini, eski Genelkurmay 2'nci Başkanı Yaşar Güler'in de denetlemede yer alabileceğini, kendisini mahcup etmememizi söyledi. Rutin mesaiden sonra akşam tatbikatın başladığını mesajla öğrendim ve Alay'a gittim." şeklinde konuştu.

Teçhizatını alıp içtimaya geçtiğini söyleyen Bayar, "Garajlar bölgesine gittiğimde araçlara bindirilerek Alay'dan çıktık ve TRT'ye gittik. Güvenlikten sorumlu olduğum için tatbikat ve eğitimlerde yanımda hep kelepçe vardı. Tatbikatlarda ve yapılan eğitimlerde daha önce de sızma yapanlara karşı bu kelepçeleri kullanırdık. Nizamiyede Ekrem Işık ve Anıl Aktaş'ı gördüm. Anıl Aktaş'ın takviye istediğini duydum ve sonrasında ateş sesleri geldi. Polis veya halkla hiç diyaloğum olmadı, askerlere şarjörlerini takmamalarını, ateş açmamalarını söyledim. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum." diye savunma yaptı.

Tutuklu sanıklar Sinan Dursun da üzerine atılı suçlamalara ilişkin savunma yaptı.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.