25 Eki 2010 08:18
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:44
MUHAFAZAKAR MEDYANIN EN SEVDİĞİ SÖZCÜK NE? AHMET HAKAN YAZDI!
Ahmet Hakan'a göre hiçbir camia, çevre, kesim ve ideolojik grup hiçbir sözcüğü muhafazakar kesimin sevdiği sözcük kadar sevmedi.İşte o sözcük...
Muhafazakârların en sevdikleri sözcük
HİÇBİR camia, çevre, kesim, ideolojik grup...
Hiçbir sözcüğü...
Muhafazakâr kesimin “provokasyon” sözcüğünü sevdiği kadar sevmemiştir.
Aczimendiler ortaya çıkar, muhafazakâr kesimden tek ses yükselir: Provokasyon!
Kalkancı / Fadime ortaya çıkar, yapılacak yorum bellidir: Provokasyon!
Sivas’ta katliam olur, gelsin sevilen sözcük: Provokasyon!
Anıtkabir’de meczubun teki maskaralık yapar, sözcük devreye girer: Provokasyon!
***
Muhafazakârların “provokasyon” sözcüğüne besledikleri şiddetli ve tutkulu aşk aynen devam ediyor.
Fakat yeni dönemde...
Sözcüğün kullanımında şöyle bir değişim oldu:
Eskiden “provokasyon” sözcüğü...
Baş sıkıştığında, “Biz yapmadık / başkası yaptı” denmek istendiğinde, sorumluluktan kaçmak için kullanılırdı.
Yeni dönemde ise “AK Parti iktidarını zora sokacak İslami taleplerle ortaya çıkıldığı” anda kullanılıyor.
***
Mesela...
Cüppeli Ahmet Hoca, kafasına göre bir toplantı mı düzenlemeye mi kalkışıyor?
Bakıyoruz Yeni Şafak Gazetesi’ne...
O aşık olunan sözcük manşette...
Mesela...
Bir grup dindar, ilkokullarda türbanın serbest olması için gösteri falan mı düzenlemeye kalkışıyor?
Bakıyoruz Star Gazetesi’ne...
O sevilen sözcük manşette...
***
İlkokullarda türbanın serbest bırakılmasını talep etmek “provokasyon” imiş.
Neden?
Çünkü “biricik” hükümetleri açısından, henüz buna sıra gelmemiştir.
Şimdilik “üniversitede türban serbestisi” ile yetinilmelidir.
Sırası geldiğinde, şartlar olgunlaştığında Tayyip Bey zaten o adımları atacaktır.
Eğer birileri çıkıp sırayı bozar, kafayı çıkarır, suyu bulandırırsa “provokatör” yani “kışkırtıcı” damgasını kafasına yer.
Yani demek istiyorlar ki:
“Memlekette ilkokulda türban gerekirse ya da türbanlı bir yargıç olması gerekiyorsa Tayyip Bey getirir, size ne oluyor?”
Hiç kusura bakılmasın ama bu yaklaşımın, muhafazakârların yıllarca dalga geçtikleri eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın meşhur çıkışından hiç farkı yoktur.
Ne demişti Nevzat Tandoğan solcu gençlere?
“Memlekete komünizm gerekiyorsa biz getiririz, size ne oluyor?”
***
Peki neden böyle yapıyorlar?
Neden “Bütün muhafazakârlar aynı konuda aynı düşünmek zorunda mı? Mesela bazı muhafazakarlar ilkokulda türban istiyor. Biz istemiyoruz... İstememizin nedeni şudur” demiyorlar?
Çünkü...
Bu konudaki görüşlerinin muğlak kalmasını istiyorlar... Şimdilik maslahatı idare etmek istiyorlar... Bu konuda açık konuşmak işlerine gelmiyor... Amacı ve maksadı belli etmek istemiyorlar.
“Provokasyon” sözcüğüne sığınmaları bundandır.
Ama benim asıl takıldığım nokta şu:
Hem böyle yapıp, hem de “Bizden niye kuşkulanıyorsunuz? Ne kadar da önyargılısınız?” falan diye ağlaşmaları yok mu, işte buna ifrit oluyorum.
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET
HİÇBİR camia, çevre, kesim, ideolojik grup...
Hiçbir sözcüğü...
Muhafazakâr kesimin “provokasyon” sözcüğünü sevdiği kadar sevmemiştir.
Aczimendiler ortaya çıkar, muhafazakâr kesimden tek ses yükselir: Provokasyon!
Kalkancı / Fadime ortaya çıkar, yapılacak yorum bellidir: Provokasyon!
Sivas’ta katliam olur, gelsin sevilen sözcük: Provokasyon!
Anıtkabir’de meczubun teki maskaralık yapar, sözcük devreye girer: Provokasyon!
***
Muhafazakârların “provokasyon” sözcüğüne besledikleri şiddetli ve tutkulu aşk aynen devam ediyor.
Fakat yeni dönemde...
Sözcüğün kullanımında şöyle bir değişim oldu:
Eskiden “provokasyon” sözcüğü...
Baş sıkıştığında, “Biz yapmadık / başkası yaptı” denmek istendiğinde, sorumluluktan kaçmak için kullanılırdı.
Yeni dönemde ise “AK Parti iktidarını zora sokacak İslami taleplerle ortaya çıkıldığı” anda kullanılıyor.
***
Mesela...
Cüppeli Ahmet Hoca, kafasına göre bir toplantı mı düzenlemeye mi kalkışıyor?
Bakıyoruz Yeni Şafak Gazetesi’ne...
O aşık olunan sözcük manşette...
Mesela...
Bir grup dindar, ilkokullarda türbanın serbest olması için gösteri falan mı düzenlemeye kalkışıyor?
Bakıyoruz Star Gazetesi’ne...
O sevilen sözcük manşette...
***
İlkokullarda türbanın serbest bırakılmasını talep etmek “provokasyon” imiş.
Neden?
Çünkü “biricik” hükümetleri açısından, henüz buna sıra gelmemiştir.
Şimdilik “üniversitede türban serbestisi” ile yetinilmelidir.
Sırası geldiğinde, şartlar olgunlaştığında Tayyip Bey zaten o adımları atacaktır.
Eğer birileri çıkıp sırayı bozar, kafayı çıkarır, suyu bulandırırsa “provokatör” yani “kışkırtıcı” damgasını kafasına yer.
Yani demek istiyorlar ki:
“Memlekette ilkokulda türban gerekirse ya da türbanlı bir yargıç olması gerekiyorsa Tayyip Bey getirir, size ne oluyor?”
Hiç kusura bakılmasın ama bu yaklaşımın, muhafazakârların yıllarca dalga geçtikleri eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın meşhur çıkışından hiç farkı yoktur.
Ne demişti Nevzat Tandoğan solcu gençlere?
“Memlekete komünizm gerekiyorsa biz getiririz, size ne oluyor?”
***
Peki neden böyle yapıyorlar?
Neden “Bütün muhafazakârlar aynı konuda aynı düşünmek zorunda mı? Mesela bazı muhafazakarlar ilkokulda türban istiyor. Biz istemiyoruz... İstememizin nedeni şudur” demiyorlar?
Çünkü...
Bu konudaki görüşlerinin muğlak kalmasını istiyorlar... Şimdilik maslahatı idare etmek istiyorlar... Bu konuda açık konuşmak işlerine gelmiyor... Amacı ve maksadı belli etmek istemiyorlar.
“Provokasyon” sözcüğüne sığınmaları bundandır.
Ama benim asıl takıldığım nokta şu:
Hem böyle yapıp, hem de “Bizden niye kuşkulanıyorsunuz? Ne kadar da önyargılısınız?” falan diye ağlaşmaları yok mu, işte buna ifrit oluyorum.
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET