24 Nis 2011 20:56 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:16

''MUHABİRLİK DE KAS GEREKTİRİYOR!'' TRT MUHABİRİ ŞAMPİYONLUĞA UZANAN MACERASINI ANLATTI!

Işıl Okan Aktan, kadın, anne, TV muhabiri ve son olarak da Vücut Geliştirme Açık Sıklet Şampiyonu. Peki bunların hepsi bir arada nasıl yürür? İşte yanıtı...

Şampiyon Işıl Okan Aktan’la Florya’daki Max Gym’de buluşuyoruz. "Dokunabilir miyim?" diyorum hemen. Koluna yani... Baktıkça daha normal geliyor. Zaten korktuklarım hormon kullananlar, onu anlıyorum. Aynı zamanda TRT’de muhabir olan Aktan, yayındaymış gibi tane tane, güzel bir Türkçe’yle konuşuyor. Poğaçayı fırına koyup çocuk uyanana kadar koşu bandına çıktığını söylerken, hem kahkaha atıyorum hem de tembelliğimden utanıyorum.
■ Neden vücutçu oldunuz?
Dünya çapında vücutçu Monica Brand hayranıydım, 2000 yılında bir fotoğrafını çerçeveletip odama astım. Sonra çalışmaya başladım. Yeğenim "Teyze gittikçe o kadına benziyorsun" dedi. Baka baka o oldum. İnsan vücudu şekil verebileceğin bir şey, anlayacağın vücudumun heykeltıraşı oldum.
Anne, muhabir ve vücut şampiyonu. İnsan nasıl idare eder bu üçünü bir arada?
Ne kadar spor yaparsan yap, doğumdan sonra ruh baskı altına giriyor. Buruşuk karın, kısıtlanmış bir hayat. Efe Can doğduğunda 5’te kalkıp 40 km koşuyordum. En yakın arkadaşım koşu bandım. Üzüntümü de sevincimi de onunla paylaşırım. Herkese anlatmadığım şeyleri ona anlatırım. Mesela bir günümü anlatayım: Poğaça yapıp fırına atıyorum. Koşu bandına çıkıyorum. Bir saat sonra Efe uyanıyor. O poğaça yerken, spor malzemesi, pirinç lapası yumurta, tavuk ve salatalıktan oluşan çantamı hazırlayıp çıkıyorum.
Dişi olmaya nasıl vakit ayırabiliyorsunuz?
Antrenmanda ojeler gidiyor. Yanımda hep oje taşırım. Ağırlık çalışırken kendimi çok dişi hissederim, hem ruh hem beden olarak. Makyajımı hiç eksik etmem. Bu spor kadınlık hormonlarını harekete geçiriyor. Ben ostropozdan korkmuyorum. Yediğim doğal ürünler doktorların menopoza erken girmemek için verdiği reçeteyle eşdeğer.
■ Çok az vaktiniz var, antrenman mı yaparsınız, dip boya için kuaföre mi gidersiniz?
Dip boyaya giderim. Sıralamaları doğru yapıp kadın olduğumu unutmam.
■ Hormon ilaçları aldınız mı?
Hiç almadım. Yumurta beyazı, pirinç lapası ve yulaf yedim. Şeker ve alkolden uzak durdum. Tavuklar neden lezzetsiz? Çünkü hormonla şişiriliyor. Doğal yollarla beslersen de büyür ama daha lezzetli olur, o mantık. Alanlar belli olur zaten. Sesiniz, yüzünüz bozulur. Tüylenirsiniz. Haltercilerde gördüğümüz şey. Bir de ne yersen ona benziyorsun. Hamburger yiyen hamburger gibi oluyor. Vücutçular çok tavuk yer mesela, tavuğa benzemezler mi? Ya da somon balığına, düşün bak.
Hakikaten! Çok komikmiş. Günün birinde pişman olsanız eski halinize dönebilir misiniz?
Çok rahat dönerim. Ağırlık kaldırmam, yine sağlıklı bir vücudum olur, istediğim zaman da bu halime dönerim. Kas da yağ da hafızada kalır. İstediğinizi öne çıkarabilirsiniz.

TRT MUHABİRİ VÜCUT ŞAMPİYONU OLDU-FOTO GALERİ


Efe’nin annesi şampiyon

■ Eşiniz ne diyor bu işe?
Her başarılı kadının arkasında onu engellemeye çalışan bir erkek vardır! Erkekler başarıyı kadına yakıştırmıyor. Zamanla alışacak. Eşinize ne kadar değer verirseniz o da o kadar güzel olur. Hayata bir kere geliyoruz, istediğimizi yapmalıyız. Aslında bir şey de demedi, antrenmanlara karışmadı ama tepkisiz kaldı. Halbuki benimle evlenirken nasıl bir çetin ceviz olduğumu biliyordu. Zaten kabullense iyi olur çünkü şimdi hedefim dünya şampiyonluğu.
O da yapsın body...
Biz zaten koşarken tanıştık. O hâlâ koşuyor. Ben biraz değiştirdim sporu. Ama benimle övünüyor, buna eminim.
■ Efe Can’ın arkadaşları "Senin annen ne değişik" diyor mu?
Oğluma şampiyonluk sözüm vardı. Madalyayla sınıfa girdim. "Efe Can’ın annesi şampiyon oldu" diye sevindiler. Annelerine anlatmışlar. Onlar da çok etkilenmiş. Annelere örnek oldum, hepsinin bir spor salonuna kaydolacağına eminim.

1 Mayıs’ta koşarak yayına kaset yetiştirdim

TV muhabirliği, özellikle Türkiye’de en zor kadın mesleklerinden biridir... Tecrübeyle sabittir.
Öyledir, sağlam bir kas yapısı gerektirir. Özellikle 1 Mayıs’larda. Çoğumuzda bel boyun ağrısı olur. Bende yok! İşyerlerinde spor salonu olması lazım. Sadece görüntü olarak değil, daha sağlıklı yazmamız için de gerekli bu.
Eğlenceli bir anınız var mı?
1 Mayıs 2007’ydi sanırım. Haber Merkezi Harbiye’de. Yollar araç trafiğine kapandığı için Dolmabahçe’den kaset gelemiyor. Müdürüm geldi, "Spor ayakkabıların yanında mı?" dedi, "Evet" dedim. "Koşarak gidip Dolmabahçe’den kaset alır mısın?" dedi. Aldım ve koşarak döndüm. İlk bültene yetişti haber.
Mesleğiniz ne derece etkili oldu, hani güzellik yarışmalarında "Merhaba, dünya barışı istiyorum" diyenler güzel de olsa puan kaybeder ya!
İnanın haber muhabiri olduğumu kimse bilmiyordu katıldığımda. Şimdi herkes öğrendi o ayrı.
Kaslarınızı laf atana karşı kullandınız mı?
Gerek kalmadı çünkü sırtınız geride, başınız dik, yürüyüşünüz farklı oluyor. İnsanlar çekiniyor. Aynı duruş röportajlarda da önemli. Mikrofonu uzatırken güçsüzleşince karşındakine geçer o. Çocuğumu da bu sayede rahat taşıdım. Ne işte, ne evde hiçbir yük altında ezilmedim. Tabii her şey gelebilir başımıza, bir kapkaççı sataşırsa ben hazırım.
Salonda erkekler "Biz niye kaldıramıyoruz?" gibi bakıyor mu?
Kesinlikle. 33 kilo ağırlık pres yapıyorum. 150 kilo squad, 450 kilo bacak sıkılaştırıcı
yapabiliyorum. Bu erkek için çok fazla.

Nazenin TOKUŞOĞLU / GAZETE HABERTURK