MUHABİRİ "MÜFETTİŞ" SANAN TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU YETKİLİLERİ, NELER YAPTI? NASIL SIRAYA GEÇİP, TEK TEK SORULARI YANITLADI?...
İlginç iddialar vardı. Turistlerin akın ettiği kasabada Türkiye Elektrik Kurumu müdürünün yolsuzluk yaptığı vs, bir çok şeyler söylenmişti. "Git, araştır" dedi benim müdürlerim...
"İndirin şalteri, sevgilim istiyor"
Kaç yıl önceydi hatırlayamıyorum...
Ancak gazetecilikteki ilk çömezlik yıllarımdı... Sahil şeridinde turistik bir kasabaya gönderdiler beni...
İlginç iddialar vardı. Turistlerin akın ettiği kasabada Türkiye Elektrik Kurumu müdürünün yolsuzluk yaptığı vs, bir çok şeyler söylenmişti.
"Git, araştır" dedi benim müdürlerim...
İşte daha yeniyiz, acemiyiz, çaylağız...
"Nasıl yapacağım" diyemedim, yiğitliğe toz kondurmadım...
Kasabaya vardığımda araştırma yapacağım binaya uzun uzun baktım. Ne bir ihbarcı vardı bildiğim, ne de bir tanıdık?. İki saat caddenin karşı tarafında dikildim.
Ardından araca girdim, bond çantayı alıp çıktım...
Heyecanımı belli etmeden binaya daldım...
Kapıdaki görevliler "Kimi aramıştınız?" diye sordular...
Bazı suistimalleri araştırmaya geldiğimi söyledim...
Birden bir panik başladı girişte. Görevliler koşuşturdu. Ardından beni bir odaya götürdüler.
Sandalyelere oturmak istedim... "Yok lütfen masaya, koltuğa geçin" dediler...
Hoşuma gitti. Gençtik, toyduk... Neler oluyor, anlayamamıştık...
Biraz sonra kapıdan içeri adı geçen müdür girdi. Elimi sıkıp "Hoş geldin" dedi. Bütün personelin konuşmaya hazır olduğunu, tek tek içeri alınacağını söyledi...
Önceliği kendisine vermiş, "Buyurun sorun" dedi...
Hakkındaki iddiaları sıraladım. Çantamdan teybimi çıkarıp önüne koydum ve onu dinledim...
Hepsini reddetti... "Yalan" dedi...
İşi bitince dışarı çıktı. Ardından sırasıyla yardımcıları girmeye başladı...
"Vay be" dedim... Gazetecilik güzelmiş. Giriyorsun binaya, karşına diziliyorlar, anlatıyorlar... Adamı masa başına geçirip, koltuk bile ikram ediyorlar... Ne müthiş bir şeydi bu...
Personelin tamamına yakınını dinledim... Pek bir şey anlatan olmadı...
Biri hariç... Yaşlı bir görevliydi... Başbaşa kaldığımız odada gözümün içine bakarak sordu önce...
"Beyefendi bu anlatacaklarım sonrası deşifre olmam değil mi?" diye..
"Hayır" karşılığını verdim...
Başladı konuşmaya...
"Bizim müdür var ya müdür" diye...
Neler anlattığını pek hatırlamıyorum. 20 yıl geçti neredeyse...
Aklımda gelen tek bir olay vardı. Çok çarpıcıydı...
Bir gün nöbetçiymiş kurumda... Gece yarısıymış... Telefonu çalmış. Açtığında arayanın müdürü olduğunu anlamış...
"Oğlum" diyormuş müdür... "Şalteri indir, kasabanın elektriklerini kes"...
Önce şaşırmış eleman... "Ne demek bu?" diye...
Sonra çözmüş olayı... Meğer müdürleri sevgilisi ile sık sık kasabanın sahil kısmındaki açıkta yer alan adaya gidiyormuş...
"Müdürümüz gece yarısı kasabayı ay ışığı altında, mehtapta sevgilisine izletmek istiyordu. Ben bunları yaşadım" diyordu eleman...
"Peki ne yaptın?" diye sordum...
"Ne yapayım, şalteri indirdim, kasaba karanlığa gömüldü, müdürüm adadan kasabayı sevgilisiyle mehtap ışığında seyretti. Karşı durabilir miydim?" cevabını verdi...
Meğer o gün müfettiş bekliyorlarmış... Beni müfettiş zannedip, böylesine ilgi göstermişler.
Peki müdür ne mi oldu?... Hakkında soruşturma açıldı, bir süre sonra görevinden alındı...
Bekir Hazar/Yeni Şafak