MİT TIR'ları davasında karar günü: 'Açık oturum' talebi reddedildi!
Can Dündar ve Erdem Gül davasının dördüncü duruşması bugün başladı.
Diken'de yer alan habere göre, MİT TIR’ları haberleri nedeniyle
‘askeri ve siyasi casusluk’la suçlanan Cumhuriyet Genel Yayın
Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yargılandığı
davanın dördüncü duruşması bugün görülüyor.
Bugün Çağlayan Adliyesi’ndeki İstanbul 14’üncü Ağır Ceza
Mahkemesi’nde görülen dava saat 10:00’da başladı. Duruşmada karar
çıkması bekleniyor.
Dündar ve Gül’ün avukatları esas hakkındaki mütalaaya yönelik son
savunmaları yapacak. Savcı, 3 Mayıs tarihinde Yargıtay
içtihatlarında ‘casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin
edip açıklama’ suçları için öngörülen unsurların gerçekleşmediğinin
kabulünün gerektiğini belirtmiş ve esas hakkındaki mütaalasında
‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından
niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, temin edip
açıklama ve bu suça iştirak’ suçlamasıyla Dündar’ın 25 yıla
kadar,‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları
bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri
açıklama’ suçlamasıyla Gül’ün 10 yıla kadar hapsini istemişti.
‘Açık oturum’ talebi reddedildi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT’in de dahil olduğu davada,
Dündar ve Gül’ün avukatı Tora Pekin’in kapalı oturum kararının
kaldırılması ve duruşmanın açık yapılması talebi reddedildi.
‘Sonuna kadar haberimizi savunacağız’
Dündar, duruşmadan önce “Her şeyi denedi: Tehdit, iftira, şantaj,
hapis. Telefonlarımızı dinletti, hesaplarımızı inceletti; nafile!
Bugün haberi yargılayacak. Savunacağız” diye tweet attı.
Dündar, duruşma öncesi adliye önünde açıklama yaptı:
“Öyle zannediyorum ki sonuna geldik artık bu davada. Her şeyi
denediler baştan beri, iş bir tehditle başladı biliyorsunuz. Bunu
bizim yanımıza bırakmayacaklarını söylediler. Sonra şantajlar
başladı, hapislik oldu, bütün hesaplarımızı didiklediler, mal
varlıklarımıza baktılar, telefonlarımızı dinlediler. Her şeyi
denediler fakat en ufak bir açık bulamadılar. Sonunda başa döndük.
‘Bu haber suçtur’ noktasına tekrar geldik. Biz baştan beri
haberimizi savunuyorduk, asıl bu haberin konusu suçtur, burada
yapılan suçtur, bu suçu işleyenler yargılanmalıdır diyorduk.
Nihayet o noktadayız şimdi.”