MISIR'DA SALDIRIYA UĞRAYAN GAZETECİ ''ÖLÜ TAKLİDİ YAPARAK KURTULDUM!''
Mısır'daki olayları yerinde izlerken saldırıya uğrayan Türk gazeteciler, yaşadıkları korkunç anları anlattı..
4 gazeteci, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek taraftarları tarafından sopa ve demir çubuklarla darp edildi.
Mısır’da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i protesto eden göstericilere karşı dün Mübarek yanlılarının ortaya çıkmasıyla birlikte büyüyen olayları takip eden Türk gazeteciler saldırıya uğradı. TRT ekibinden Metin Turan, Star Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Doğan Ertuğrul, Cihan Haber Ajansı muhabiri Cumali Önal ve Zaman Gazetesi’nin foto muhabiri İsa Şimşek, Mübarek yanlılarının saldırısına uğradı. Çeşitli yerlerinden hafif şekilde yaralanan gazeteciler, Kahire’deki Türkiye Büyükelçiliğ i’ne götürüldü.
Saldırıyı anlatan TRT ekibinden Metin Turan, "Olayları takip etmek için sabah saatlerinde Tahrir Meydanı’na gitmek istedim. Orada 6 Ekim Köprüsü’nün üzerine çıkmıştım. Orası yüksek bir yer, çatışmaları oradan görmek istedim. Köprüden meydana bakarken orada birisi benim yabancı olduğumu fark etti. Benim kim olduğumu, niye geldiğimi ve kimliğimi sordu. İlk önce söylemek istemedim ama bana sert girdi. Sonra onun yanında gençler de vardı, sanki hırsız insanlardı, gerçekten gözü dönmüş insanlardı. Ben de bir an telaşlandım ama sonra soğukkanlılıkla bir şeyler yapmaya çalıştım, gazeteci olduğumu söylemeye çalıştım. Bunlar tamamen delirdi, çünkü gazetecilere karşı büyük bir nefretleri var. Çevremde yaklaşık 20 kişi vardı. Bana vurmaya başladılar, yumruklar filan, gözümde, kafamda şu an şişlikler var. Başım da ağrıyor şu an, hatta bağırmaktan sesim de kısıldı. Çünkü ’Ben gazeteciyim, cumhurbaşkanlığı basın kartım var’ diye bağırmıştım. Cebimde kameram vardı, cep telefonlarım vardı. Daha elimi cebime sokmadan, cebimi kopartarak kameramı aldılar. Birisi yan ceplerime, birisi para cüzdanıma el attı. Düğ meli olduğu için adamla mücadele ediyoruz. Birisi elimi tutmuş, diğeri cüzdanımı almaya çalışıyordu. 2-3 dakika onunla boğuştum, kimlik kartım var orada, paralarım var, banka kartlarım var. Ama sonunda adam aldı götürdü. Bağırdım ’Hırsız var’ diye ama bu sefer de ’Sen bize nasıl hırsız dersin’ diye daha fazla tepki gösterdiler. O sırada sivil polis gürdü beni, o olmasa belki şu an sizinle görüşme şansım olmayacaktı.
Bir tanesi bana resmen bıçak gösterdi, korkutarak. Deli gibi birisiydi, sanki hapishaneden kaçmış biriydi, gözleri dönmüştü. Sonra beni sürükleyerek askeri bölgenin oraya götürdüler ve oraya teslim ettiler. Oradan da karargaha götürdüler beni. Ama beni götürürlerken asker bile vurdu. ’Sen niye buraya geldin, ne yapıyorsun, bizim ülkemizde ne duruyorsun’ diye bayağı sert konuştu" dedi.
"5-10 DAKİKA BAYILMA NUMARASI YAPTIM"
Karargaha getirildiğinde oldukça yıpranmış halde olduğunu ve biraz dinlenmek için bayılma numarasını yaptığını söyleyen Turan, "Oradaki komutan benim gazeteci olduğumu anlayınca, ’Neden bunu buraya getirdiniz. Bırakın gitsin’ diye azarladı onları ama iş işten geçmişti. Ben bayağı yıprandım, dövüldüm. Sonra beni dışarı bırakmak istediler ama ben gitmedim. Çünkü dışarı çıksam oradaki insanlar beni tekrar darp edecekti. Biraz dinlenmek için numara yaptım, yoksa yürüyecek halim yoktu, çok feciydim. 5-10 dakika bayılma numarası yaptım ama nefes almakta da zorlanıyordum. Sonra Arap Birliği Caddesi’nin oraya gittim ve oradaki göstericiler bana sahip çıktı. Çünkü yeleğim filan parçalanmıştı, sarhoş gibi yürüyordum. Sonra beni sağlık merkezine götürdüler, doktorlar beni tedavi etti. Benim gibi yaralanan insanları da gördüm bu arada, kimileri yatıyor, başından yaralanmıştı. Sonra beni büyükelçiliğimize yakın bir yere kadar bıraktılar, oradan da büyükelçiliğe gittim. Böyle bir talihsiz gün yaşadık" diye konuştu.