Talep arttığı zaman üretemiyorsanız bunun fiyatı artar. Bu önemli sorun olarak karşımızda duruyor. Türkiye’ye ilave yük enerji kaynaklarının tahminlerin üzerine çıkmasıdır. Brent petrol 40 dolardan 120 dolara ulaştığı aşamada enerji maliyetleri korkunç patlama gösterdi. Yılsonu itibari ile ekonomiye 50 milyar dolar üzerine ek getirmesidir. Bunun maliyeti bütün ekonominin alanlarında, ulaştırma ve enerji açısından baktığımızda pazarlarda, marketlerde bu hissedilir oldu.
Bunlar çözümsüz şeyler değildir. Bunlar krizlerin sorunların çözülmesine bağlıdır. Esas önemli tarafı da ekonomini istikrar içinde olması ve büyümesini sürdürmesidir. Türkiye ihracata dayalı büyüme modeline geçerek büyümenin de sanayi üretimine ve imalat sanayi dinamizm devam ettirilmesi Türkiye’nin önündeki tek çözüm yoludur. Türkiye demokratik istikrarını sürdürdükçe sorun çözme kabiliyeti artacaktır. Ekonomideki hedeflere ulaşılacaktır” diye konuştu.
Sanayi ve üretim ve arasındaki en önemli unsur olan beşeri boyutunun desteklenmesi, emeğin sosyal bakımdan korunmasını sağlayacaklarını dile getiren Bilgin, “Bizler sosyal politikalarla bunu gerçekleştiriyoruz. Bütün kamu çalışanlarını koruyan 3600 ek göstergeyi düzenleyecek çalışmalar yaptık. Emekçinin enflasyon konusunda konumunu güçlendirdik. Asgari ücretteki aşınmayı, enflasyon karşısında yüzde 30 destek verdik. Bunlar devam edecek. Türkiye emekçileri bunu biliyor. Türkiye sosyal sorumluluk projelerini uygulayacaktır. Ekonomideki olumsuzluklara karşı çalışanlar korunacaktır. Kimse endişe etmesin” dedi.
EYT ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE AÇIKLANACAK
Bilgin sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanları istihdamı hazırlayacak gençleri iş sürecine sokmak için bu programlar yapılıyor. İşsizliğe karşı mücadelede çalışma bakanlığı emeğin yanında işsizliği önlenmesi konusunda aktif tutum alıyor. Ülkemizde zorunlu göç etmiş farklı şehirlerde yabancılar çalışıyor. Bunların da sadece sosyal yardımlarla değil, iş sürecine katılanların çalışma izni çerçevesinde istihdama katılmasını sağlayan programlar yapıyoruz.