Çanta, ayakkabı, saat gibi tasarımcı ürünlerini seviyorum, neyse ki istediğim her şeyi satın alabiliyorum ve artık ürünlerin fiyatlarına bakmak zorunda kalmıyorum.” diye konuştu.
Yurtdışındaki seyahatlerinde daha çok sosyal medyada içerik üretmeye odaklandığını dile getiren Özyalçın, “Daha şimdiden devasa yatlar veya dünyanın en yüksek havuzundaki etkinlikler gibi çok özel yerlere davet edildim.
Bizim mesai saatlerimiz yok. Normal bir insan olarak gerçekten rahatlamanız ve dinlenmeniz gereken tatilde, fenomen olarak daha da çok çalışmaya başlıyorsunuz” dedi.
“OLUMSUZ YÖNLERİ DE VAR”
Sosyal medyada yarattığı dünyayı ve işini çok sevdiğini belirten Özyalçın bu durumun olumsuz yanları olduğunu da belirtti.