MİLLİYET'İN OLAY REKLAMI CEZA'YI HANGİ GAZETECİ ÖNERDİ?... CEZA MİLLİYET'İN METNİNDE NELERİ DEĞİŞTİRDİ?... (VİDEO)...
Milliyet'in reklamı için "2007'nin en çarpıcı,en konuşulacak reklamlarından biri" diyen Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin,reklam kampanyasında yaşananları anlattı.
Marketing Türkiye'den Günseli Özen Ocakoğlu'nun röportajı
"Yeni yorumlama Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin'in briefinden yola çıkarak hazırlandı."
Reklamın Gücünü Gördük
Bir genel yayın yönetmeni olarak, yarattığımız etkiye bakınca, müesseselerin kamuoyuyla reklam kampanyaları üzerinden de bir iletişim kurmalarının, mesajlarını böyle bir ortamdan da vermelerinin ne kadar yararlı ve yerinde olduğu üzerine kuvvetli bir kanaat oluştu bende. İyi haberin ötesinde de reklamla taranması gereken büyük bir alan varmış, onu gördük. Bu reklam kampanyası o boş alanı doldurdu. Gazeteci olarak biz hep, "Ne gerek var tanıtıma kampanyasına" diye bakarız. Güzel bir haberi eline geçir, dokuz sutün manşet ver, üç dört gün onu köpürt, televizyonlar ondan söz etsin, köşe yazıları çıksın... Düşüncemiz eskiden bu yöndeydi. Ancak bu kampanyadan aldığımız geri dönüşe bakınca gerçekten reklamın gücünü anladım.
Peki reklamın zamanlaması hakkında neler söyleyeceksiniz?
Aslında 2008'e girerken bu reklamla okuyucularımıza bir taahhütte vermiş oluyoruz. Bizim haberimiz ile içeriğimiz ile bu taahhüttü gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu açıdan 2007 bizim için çok önemli bir yıldı. Özellikle 2007'yi kaparken Milliyet, yaptığı çok önemli haberlerle kamuoyu oyunda ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Bunu da tam 2008'e geçerken böyle bir tanıtım kampanyasıyla verdiğimiz mesajla daha da kuvvetlendiriyoruz. Bir dalganın üstüne çıktık, oradan devam ediyoruz.
Kampanya devam edecek mi?
Tabi devamının gelmesi lazım. Bizim Ocak'ta 3-4 büyük gazetecilik olayı sunmamız gerekiyor. Haberlerin ile yarattığın bir algı üstüne o reklam geldiği zaman etkilidir. Bizim son haber dizilerimiz olmasaydı, reklam kampanyası boşlukta kalabilirdi. En son `türban araştırmasını' yayınladık ve dedik ki; toplumda muhafazakarlık artıyor, türban sayısında artış var ve bu dikkatle izlenmesi gereken bir yöneliş. Bunu Türkiye'nin en objektif araştırmacısı Tarhan Eldem söyledi. Bu, hükümette büyük rahatsızlığa yol açtı. Hemen ardından da bu reklam geldi. Dolayısıyla biz zaten böyle bir dalga boyuna çıkmıştık. Kampanyada onun üstüne geldi.
Ancak bu yeni kampanya her zamankinden biraz daha fazla vurgulu bir reklam oldu. Nasıl karar verdiniz ve neden cezayı seçtiniz?
Biz Medina Tugrul'a bir imaj kampanyası istediğimizi belirttik ve nasıl bir imaj ve algı yaratmak istediğimiz konusunda briefimizi de verdik. Burada en önemli mesaj 2doğrultu tutarlılığı'nın verilmesiydi. Medina Tugrul, şimdi televizyonlarda dönen reklam filmi fikriyle geldi. Bir dış ses metni okuyacaktı ve şuanda gördüğünüz görüntüler geçecekti. Bunu dinlerken Nurcan Akat birden, "Bunu Ceza okumalı" diye bir öneride bulundu. Hemen kabul edildi.
Metin, şuan Ceza'nın okuduğu metin miydi?
Ajansın yazdığı metin cezaya gitti. Tabii Ceza kendine göre kafiyeler yazmış, bazı anlam kaymaları olmuştu. Metin, Ceza ile aramızda iki üç kere gitti geldi. Metinle görsel arasındaki ayarların çok iyi tutturulması gerekiyor. Öyle bir metin olmalıydı ki kimse o metne ve görüntülere itiraz edememeliydi. Mesela ihale ile ilgili bölüm var. Biz ihaleye karlı değiliz; ihaleye fesat sokulmasına karşıyız. Sivas görüntüleri var. Kim itiraz edebilir ki!... Hazırlık döneminde replikler üzerinde çalışırken biz de `Rap' şarkı