Milliyet yazarından ‘siyaset ve kaset’ uyarısı! ‘Biz merak ettikçe…’
Özay Şendir, ‘kasetle siyaset dizaynı’ üzerine çarpıcı bir yazı kaleme aldı ve “Biz kim, kiminle, kim kime ne yapmış diye merak ettikçe kasetle siyaset dizaynı bu ülkede iş yapmaya devam edecektir. Komplocular değişmez, değişmesi gereken biziz...” dedi.
Memleket Partisi lideri Muharrem İnce, hakkında çıkan kaset iddialarının ardından sürpriz bir şekilde Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildi.
Türkiye bu olayı konuşurken Milliyet yazarı Özay Şendir, bugünkü köşesinde, ‘kasetle siyaset dizaynı’ üzerine çarpıcı bir yazı kaleme aldı. “Tarih siyasetçileri özel hayatlarıyla değil ülkeleri için yaptıkları ve yapmadıklarıyla yargılıyor” diyen Şendir, “Biz kim, kiminle, kim kime ne yapmış diye merak ettikçe kasetle siyaset dizaynı bu ülkede iş yapmaya devam edecektir. Komplocular değişmez, değişmesi gereken biziz...” değerlendirmesinde bulundu.
Özay Şendir’in ‘Bacak arası siyaset dizaynı’ başlıklı yazısı şöyle:
ABD’de çekilen suç belgesellerinde cinsel saldırıya maruz kalan kadınlar kurban olarak konuşur, onlara en büyük desteği veren de eşleri olur.
Türkiye’de tecavüze uğrayan kadınlar en iyi ihtimalle kocaları tarafından boşanır, diğer seçenek zaten ölümdür.
Namus kavramını sadece bacak arasına indiren tavrımızın siyaset dizaynında uzun zamandır etkisini gösteriyor.
ABD’nin en unutulmaz 2 Başkan’ı, John F. Kennedy ve Bill Clinton’ın hikâyelerine bir bakmak lazım:
John F. Kennedy’nin, Marilyn Monroe ile yaşadığı aşk ilişkisi ya da Bill Clinton’ın Beyaz Saray stajyeriyle Oval Ofis’te yaşadığı macera siyasi hayatlarının sonu olmadı. Aksine her ikisi de ABD’nin en başarılı başkanları listesinde halen ilk 10’un içerisinde yer alıyor.
Türkiye bu konuda eskiden daha farklı bir ülkeydi.
Rahmetli Menderes’in gönül ilişkileri ya da rahmetli Fatin Rüştü Zorlu’nun Vesamet Hanım’la yaşadığı aşk, kimsenin konuştuğu işler değildi. İnsanlar seçtikleri kişinin yaptıkları işlere bakıyor, karı-koca arasındaki ilişkiye karışmıyorlardı.
Yassıada’da Adnan Menderes’i elinde bir kadın iç çamaşırıyla fotoğraflamak için uydurulmuş don davasını kaç kişi hatırlıyor?
Ya da Yassıada’daki Başsavcı Ömer Altay Egesel’in sevgilisi olan kadını tanık olarak mahkemeye çıkardığını?
Ve sonra o memurenin iç çamaşırının balkonundan çalınıp Adalet Partili bir Senatör tarafından Meclis’te sergilendiğini bilen kaç kişi var?
Bunları unuttuk ama Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı için iki elini kaldırarak oy kullanan Demirel karesini kimse unutmadı. Tarih siyasetçileri özel hayatlarıyla değil ülkeleri için yaptıkları ve yapmadıklarıyla yargılıyor.
1979’da ülke sokaklarında kan gövdeyi götürüyordu ama dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Aynur Aydan ile ilişkisi nedeniyle istifa etmişti.
Biz kim, kiminle, kim kime ne yapmış diye merak ettikçe kasetle siyaset dizaynı bu ülkede iş yapmaya devam edecektir.
Komplocular değişmez, değişmesi gereken biziz...