Milliyet yazarından 2.Abdülhamit'in torununa tarih dersi! ‘Yarbay Mustafa Kemal’, Sultanım...
Milliyet yazarı Özay Şendir, yaptığı açıklamalarla son günlerde Türkiye gündeminde yer alan 2.Abdülhamid'in torunu Nilhan Osmanoğlu'na tarih dersi verdi.
Milliyet yazarı Özay Şendir, Galatasaray'ın sahip olduğu Suada'da
hak iddia edip dava açacağını söyleyen, parlamenter rejimden
sıkıldığını belirten, “Sultan Abdülhamid’in yaptırdığı hastaneler,
denizaltılar, tüfek, mühimmatlar ve Osmanlı halkı olmasaydı Yarbay
Mustafa Kemal ne yapabilirdi?" diyen 2. Abdülhamit'in 5. kuşak
torunu Nilhan Osmanoğlu'na ilişkin 'Yarbay Mustafa Kemal,
Sultanım..." başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Şendir yazısında "Belli ki Osmanlı askeri tarihi konusunda biraz
ders çalışmanız lazım.Size karınca kararınca bir faydam olsun diye
ayrıca yazdım. Denizaltı konusunda Osmanlı dünyada bir ilki
gerçekleştirmiştir ama sizin sandığınız gibi değil" ifadelerini
kullandı.
İşte Milliyet yazarı Özay Şendir'in "‘Yarbay Mustafa Kemal’,
Sultanım..." başlıklı yazısından ilgili bölüm:
Twitter’da, “Sultan Abdülhamid’in yaptırdığı hastaneler,
denizaltılar, tüfek, mühimmatlar ve Osmanlı halkı olmasaydı Yarbay
Mustafa Kemal ne yapabilirdi?” diye sordunuz ya Sultanım,
Belli ki Osmanlı askeri tarihi konusunda biraz ders çalışmanız
lazım. Size karınca kararınca bir faydam olsun diye ayrıca yazdım.
Denizaltı konusunda Osmanlı dünyada bir ilki gerçekleştirmiştir ama
sizin sandığınız gibi değil.
Yarbay Mustafa Kemal’in, tartışmayı başlattığınız Çanakkale’de ne
yaptığını da anlatayım size:
Düşman kuvvetleri, Osmanlı ordularını komuta eden Alman
generallerin sandığı gibi Bolayır’dan değil, Yarbay Mustafa
Kemal’in, söylediği ve önlem aldığı Anafartalar’a çıkartma yaptı. O
önlem olmasaydı İstanbul 1918’de değil 1915’te işgal edilmiş
olacaktı Sultanım.
Yarbay Mustafa Kemal olmasaydı büyük bir ihtimalle sizinle ortak
bir ülkemiz olmayacaktı Sultanım. Bir başka seçenek, eğer taht
devam ediyor olsaydı, ben size itiraz ettiğimde, tahminen kellem
gidecekti. Yarbay Mustafa Kemal’in yapabildikleri sayesinde şimdi
sadece Allah’a kulluk ediyoruz biz.
Sonra Sultanım, Yarbay Mustafa Kemal, sandığı koydu bu milletin
önüne. Kasımpaşa’dan ‘Kaptan Amca’nın oğlu, işte o sandık sayesinde
çıktı Cumhuriyetin en üst makamına. Daha önce de çobanlık yapan bir
genç oturmuştu o koltuğa. Ne gurur verici tüm ülke adına...
Sultanım, kadınlar için en üst makam Valide Sultan makamıydı bir
zamanlar. Yarbay Mustafa Kemal’den sonra bu da değişti.
Artık kan bağından dolayı değil, millet inanır ve güvenirse,
kadınlar, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, olabiliyor.
Tahminen siyasete girme fikriniz var, girdiğinizde, bunu daha iyi
anlayacağınızı umuyorum.
2013’te ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasına katıldıktan sonra
gazetelerde, “Cumhuriyet çocuğu olarak Osmanlı’nın devamıyız”
cümlelerinizi okumuştum. Hatta Neslişah Sultan’ın anılarına atıfta
bulunarak, “Sultan Vahdettin dahi Atatürk hakkında tek kelime
söylememişken bizim haddimize değil yani...” demiştiniz. Nilhan
Osmanoğlu olarak tavrınız neden değişti acaba?
OSMANLI DENİZALTILARI VE TARİHTE BİR İLK
Denizcilik tarihinde, bir gemiyi, torpido atışıyla batıran ilk
denizaltı, bir Osmanlı denizaltısı olmuştu.
Hikaye çok uzun, özet şeklinde anlatayım:
1886’da, İngiltere’de düzenlenen bir tanıtımın ardından Yunanistan
9 bin sterline bir denizaltı satın alır.
Bu gelişme üzerine Sultan 2. Abdülhamit de, Osmanlı Donanması için
daha gelişmiş ve tanesi 11 bin sterlin olan 2 denizaltı siparişi
verir.
Her iki denizaltı da İngiltere’de yapılır ve Taşkızak Tersanesi’nde
monte edilir.
Denizaltılardan birine Abdülhamit diğerine de Abdülmecit adı
verilir.
Nordenfelt tipi olan ve sadece 4 tane üretilen bu denizaltılardan
sonuncusunu Rusya alır ama denizaltı yolda kaza geçirdiği için
teslim edilemez.
Montajı tamamlanan Abdülhamit ve Abdülmecit denizaltıları Haliç’te
çeşitli deneme dalışları yaparlar.
1888 yılı yazında, Abdülhamit denizaltısı, halkın ve elçilerin de
seyrettiği bir organizasyonda, Dolmabahçe önlerinde, boş bir gemiyi
torpido atışıyla batırır ve tarihe geçer.
Ancak hem Yunanistan hem de Osmanlı’nın aldığı denizaltılarda dalış
ve hız problemleri ortaya çıkar.
İzmit Körfezi’nde deneme yapma emri verilen denizaltılar daha sonra
ani bir kararla Haliç’teki Valide kızaklarına çekilir ve personelin
dahi yanına yaklaşması yasaklanır.
Her 2 denizaltının da çürümeye terk edildiği bu maceradan sonra ilk
denizaltı ancak 1928’de alınır.
Ancak hatırlatmakta fayda var ki, 1915’te İngiliz, Fransız ve
Avusturalya denizaltıları Çanakkale’ye gelmiş, hatta Avustralya
denizaltısı AE2, Çanakkale Boğazı’nı geçip Marmara’ya
girmiştir.
Çeşitli saldırılarda bulunan AE2 mürettebatı, bir süre sonra
yakalanacağını anladığı için Marmara’da kendisini batırmıştır.