Milliyet yazarı o soruya cevap aradı: Medya seçim sandıklarını ne kadar etkiler?
Milliyet yazarı Özay Şendir, Cumhuriyet tarihinin en önemli referandumunun yapılacağı 16 Nisan'da medyanın seçim sonuçlarını etkileme gücünü kaleme aldı.
Özay Şendir'e göre medya seçim sonuçlarını etkileme gücüne sahip
değil. Ve bunu da dünyada yaşanan seçimleri örnek vererek
gösteriyor Şendir...
Seçim dönemlerindeki reyting sonuçlarını da bu tezine kanıt olarak
sunan Milliyet yazarı 1 Kasım 2015 ve 1 Haziran 2015 seçimlerinden
önceki günlerde seçmenin tartışma programları yerine dizileri
tercih ettiğini belirtiyor.
İşte Şendir'in "Medya sandıkları ne kadar etkiler" başlıklı bugünkü
yazısı:
Eğer medya seçim sonuçlarını etkileme gücüne sahip olsaydı,
Tüm Alman medyasının yerden yere vurduğu, sağ popülist, Almanya
İçin Alternatif Partisi her seçimde oyunu katlayarak
ilerleyemezdi.
Fransa’da 23 Nisan’da ilk turu yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı
seçiminde aşırı sağcı Ulusal Cephe Adayı Marine Le Pen
anketlerin tepesinde çıkmazdı.
İspanya’da 10 sene kadar önce evlerinden zorla atılanların
oluşturduğu Podemos Partisi, Barselona’da belediye başkanlığını
kazanamaz, Aralık 2015 seçimlerinde de Meclis’e giremezdi.
50 yıllık tarihinde ilk kez bir adaydan yana tavır alan Foreign
Policy Dergisi, Washington Post, New York Times, CNN gibi devlerin
desteğiyle Hillary Clinton, ABD Başkanı olurdu.
Tüm medyanın yüklendiği Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mart 1994’te
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, 2002 seçimlerinden sonra da
Başbakan olamazdı.
Propaganda medyası işe yarasaydı Sovyetler Birliği dağılmazdı.
Eğer medyanın herhangi bir konuda etkileme gücü olsaydı, medyası
olduğu söylenen Fenerbahçe, şampiyonlukları son maçta
kaçırmazdı...
Ama medyanın büyük bir önemi var,
15 Temmuz’da eğer medya susturulmuş olsaydı FETÖ’nün cunta girişimi
başarılı olabilir ve bugün bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor
olabilirdik...
Medyanın sandıklar için taraf olmasının bir değeri yok ama sandığa
giden seçmenin karar verme sürecinde en önemli bilgi kaynağı yine
medya.
DİZİ Mİ AÇIK OTURUM MU?
Aynı zamanda birer seçmen olan televizyon seyircisi aslında
kararını televizyonlardaki tartışma programlarına göre vermiyor
hatta o programları seyretmiyor bile.
Mesela 1 Kasım 2015 seçimlerinden önceki günlerde, 28 Ekim’de
Diriliş Ertuğrul birinci gelmiş, sonra diziler, evlendirme
programları, haber bültenleri sıralanmış, partilerin propaganda
konuşmaları ancak 21. olabilmiş. Diğer günlerde de dizi egemenliği
devam etmiş.
1 Haziran 2015 seçimlerinden önce, son propaganda akşamında
Karagül, Arka Sokaklar, Recep İvedik 2 filmi paylaşmış ilk 3
sırayı. Daha eğitimli olduğu söylenen AB grubunda Karagül,
Medcezir, Güldür Güldür Show olarak değişmiş sıralama...
Peki 16 Temmuz günü nasıl sıralanmış reyting listesi biliyor
musunuz? En çok seyredilen ilk 5 programın tamamı ana haber
bültenleri ve haber bültenleri...
Demek ki seçmen normal zamanlarda televizyonlara bakarak karar
vermiyor ama bilinmezliklerle dolu zamanlarda haber arıyor, bilgi
sahibi olmak istiyor. O yüzden sadece açık oturum ya da haber
programlarına çıkarak seçmeni etkilemek mümkün değil.
Maalesef bizim insanımız dizilerdeki kurmaca işlere kendi
hayatından daha çok değer veriyor.
SOSYAL MEDYA ALTERNATİFİ...
Türkiye’de televizyon izleyicisinin en fazla ekran başında olduğu
saat 21.00-21.59 arası.
Bu zaman diliminde yaklaşık 30 milyon kişi televizyon seyrediyor
ama bu saat dilimi aynı zamanda dizilerin hüküm sürdüğü
saatler.
Türkiye’de yayınlanan tüm gazetelerin günlük toplam tiraj sayısı 3
milyon seviyelerinde.
İşte bu noktada sosyal medyanın önemi ortaya çıkıyor...
Bir kişinin birden fazla hesabı takip ettiğini unutmadan bakalım
rakamlara:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 milyon 879 bin, Cumhurbaşkanlığı
hesabının da 4 milyon 290 bin takipçisi var Twitter’da.
Başbakan Binali Yıldırım’ın mavi tık almış onaylı hesabı yok, fan
hesabında takipçi sayısı 773 bin 36.
Başbakanlık Resmi hesabının takipçi sayısı yaklaşık 638 bin.
Ak Parti’nin 545 bin 396 takipçisi var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4 milyon 406 bin takipçisi
var.
CHP’nin resmi Twitter hesabında takipçi sayısı 448 bin 200
civarında.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 3 milyon 107 bin takipçisi
var.
MHP’nin resmi twitter hesabında takipçi sayısı 431 bin 811.
Selahattin Demirtaş’ın hesabında tutuklu olduğu için kasımdan beri
hareket yok ama 1.5 milyon civarında takipçisi var.
HDP’nin takipçi sayısı da 551 bin 434.
Rakamlar gösteriyor ki sosyal medya siyaset arenası için giderek
önem kazanan bir platform.
Yani taksiciler, berberler ve hatta kulaktan kulağa iletişim hala
çok önemli ama sosyal medyayı da hesaba katmak gerek.
Referandum sürecinde bunu daha çok hissedeceğiz zaten...