01 Haz 2010 10:35 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:20

MİLLİYET 60 YILDA NE KADAR DEĞİŞTİ!.. GAZETENİN TECRÜBELİ İSMİ YAZDI!..

Milliyet'in 60'ıncı yılı nedeniyle, dün okuyucularımıza 3 Mayıs 1950 tarihinde yayımlanan birinci sayının tıpkı basımı dağıtıldı.

60 yılda değişen çok şey yok

Milliyet’in 60’ıncı yılı nedeniyle, dün okuyucularımıza 3 Mayıs 1950 tarihinde yayımlanan birinci sayının tıpkı basımı dağıtıldı.
Altmış yıl önceki Milliyet’in birinci sayfanın manşeti emniyet teşkilatının ortaya çıkardığı “Komünist Şebeke” ve de Ankara, Adana ve Erzurum’da yapılan “tevkifler” idi. İstanbul’da tutulanlar Ankara’ya gönderilmiş. Evlerde yapılan aramalarda birtakım evrak ve kitaplar ele geçirilmişti.
Altmış yıl sonra, günümüzde emniyet teşkilatı “Komünist Şebeke” üyeleri yerine “Ergenekon Suç Örgütü” üyelerini yakalıyor. Evlerinde yapılan aramalarda gene birtakım evrak ve kitapları ele geçiriyor.
Birinci sayfada ekonomi ile ilgili haber yok. Çünkü siyasi haberler bu ülkede her zaman ekonomiden daha önemlidir.
Seçim var... Birinci sayfadaki habere göre seçim yaklaştıkça baskı iddiaları artıyor. Haksız nakiller var. Gazeteler kapanıyor.

İrtica 60 yıllık gerçek
Başmakalede Ali Naci Karacan hükümetin vaatlere rağmen seçim kanununu ve basın kanununu değiştiremediğini anlatıyor. Başbakanın “yapacağız, edeceğiz” diyerek günü geçirdiğini, ama halkın durumun farkında olduğunu yazıyor.
Başmakaleden öğrendiğimize göre Vilayet Konağı’nda gazeteciler ile yaptığı toplantıda başbakana sorulmuş: “İrticadan söz ediyorsunuz. Şikâyet ettiğiniz hareketlerin arkasında hükümetinizin takip ettiği politikanın tesiri yok mu? Başbakan cevaplamış: “Her cemiyetin bir manevi mesnede ihtiyacı vardır. Mesela Ruslar Lenin’e inanıyor. Binaenaleyh bizde de din manevi bir mesnet olabilir.”
Görülüyor ki, 6o yılda değişen çok şey yok. Seçim kanunu, basın özgürlüğü hâlâ tartışılıyor. Hükümetler dini siyasete alet etmeye 60 yıl önce başlamış. İrtica 60 yıllık bir gerçek.
Altmış yıl önce yayımlanan Milliyet’in ilk sayısının ikinci sayfasındaki şehir haberlerinden en dikkati çeken İstanbul’da adalet sarayı yapımı ile ilgili olanı. Adalete saraylar yetmediği için 60 yıl sonra şimdilerde yeni saray daha yapıyoruz. Hem de Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük sarayı olacak.

Üçüncü sayfadaki “Telgraf-Telefon-Radyo” haberleri ilgi çekici. İngiltere’de buhran (kriz) var... Batı Bloku’na dahil Avrupa ülkelerinde dolar kıtlığı yaşanıyor. Dışişleri bakanları toplanarak dolar açığını nasıl kapatacaklarını tartışacaklar. Arap Birliği’nde ihtilaf (anlaşmazlık) sürüyor.
Spor sayfasına göre Fenerbahçe ve Galatasaray’ın puanları eşit durumda. Fener’in İzmir’de yapacağı maç, kaderini belirleyecek.
6o yıl önceki Milliyet’te yayımlanan ilanlara göre, Florya asfaltı üzerinde Bahçelievler’de satılık konut arsalarının fiyatı 1.500 ila 2.500 TL. Bedeli 5 yılda, faizsiz 5 taksitle ödenecek.
Hoover marka çamaşır makinesi 400 TL. Praga marka 6 silindirli 3 ton taşıma kapasiteli kamyon 8.315 TL. Doların resmi fiyatı 2.80 TL. Takas fiyatı ise 4.23 TL.
Altmış yılda çok şey değişmemiş... Arsa fiyatlarından ve dolar fiyatından başka... Politika gene ekonominin önünde koşuyor. Gene üreticiye, üretime önem
veren yok.

İç ve dıştaki sorunlar istihdam ve üretimde iyileşmeyi geciktirecek
İçeride terör gene tırmanmaya başladı. Her gün yeni bir çatışma haberi ile sarsılıyoruz.
Dışarıda İran konusunda ABD ile ters düştük. İsrail ile süre gelen gerginlik, sonunda katliama dönüştü.
Bu tablo yerli ve yabancı yatırımcıyı, üreticiyi caydırıyor. Halkı üzüyor. Ümitsizliğe sevk ediyor... Halkın, yatırımcının, üreticinin morali/güveni yok olur ise tüketim de üretim de artamaz.
Ekonomi büyüyemez. Hükümetin bu tabloyu daha kötü hale getirecek politikalardan kaçınmasında, içeride ve dışarıda tansiyonu düşürücü politikalar geliştirmesinde yarar var.

Güngör Uras/Milliyet