Milli Gazete'den manifesto; Biz tarafımızı 41 yıl önce seçtik!
Milli Gazete, AKP'nin kendilerini taraf olmaya davet ettiklerini belirterek bir bildiri yayınladı.
Bugüne kadar kader birliği yapan ve birlikte yürüttükleri mücadele
ile askeri vesayeti gerileten Cemaat ve Ak Parti'nin arasında
yaşanan savaşta taraflar birbirlerine karşı giderek daha kırıcı
olmaya başlarken, Cemaat ve Ak Parti dışında kalan İslami çevreler
de taraflarını açıklamak zorunda kalıyorlar.
Milli Görüş geleneğinin en köklü yayın organı olan Milli Gazete'nin
bugün birinci sayfasından yayımlanan bir açıklama ile "Tarafınızı
seçin diyorlar... Biz tarafımızı tam 41 yıl önce seçtik... Bugün
de; ne yolsuzluk ve rüşvetin tarafında, ne de tehdit ve şantajın
tarafındayız." denildi.
İşte o yazıdan çok çarpıcı bölümler:
"Bugüne kadar kimsenin kavgasının da bir tarafı olmadık. Bugün
iktidar ile cemaat arasında cereyan ettiğini artık sağır sultanın
bile bildiği kavganın da bir tarafında değiliz. Çıkar kavgaları
hiçbir zaman bizim taraf olduğumuz bir durum değildir. Eğer bir
kavga varsa, eğer bir süreç varsa biz bu kavganın, bu sürecin ancak
milletimizi ilgilendiren tarafında bulunuruz.
Dünkü manşetimizde açıkça vurguladık:
“BİR TARAFTA: Yolsuzluk... Rüşvet... İhaleye fesat karıştırma...
Karapara aklama... Kasalar, deste deste dolarlar…
DİĞER TARAFTA: Tehdit... Şantaj... Bel altı kasetler... Dosya
biriktirme... Ne ararsanız var. 11 yıllık koalisyon çatlayınca
bütün rezillikler ortalık yere döküldü... Üstelik etrafa saçılanlar
daha hesaplaşmanın en başındakiler...”
Bu, sadece bizim kanaatimiz değil, gündemin merkezine oturan
durumun ta kendisiydi. Bize düşen de bu fotoğrafı çekmekti. Lakin
“Al birini vur öbürüne” diyecek değiliz. Ya da kimseye “sen
zamanında şunları, bunları da yapmıştın, öyleyse şimdi gör bakalım
gününü” diyecek de değiliz. Evet geçmiş geleceğe, suyun suya
benzediği gibi benzer. Evet dünya etme bulma dünyası ama biz şimdi
bu sayfayı da açacak değiliz.
İstediğimiz şu ki; hukuk yürüsün, yürütülsün ve hak yerini bulsun.
Varsa çeteler, varsa gizli yapılanmalar onlar da ortaya çıksın.
Ancak şayiası arşa yükselen, epey zamandır dumanı tütmekte olan
yolsuzluk ateşinin, rüşvet belasının, ihale takipçiliğinin,
komisyonculuğun da önüne geçilmelidir.
İktidar, eğer siyasi iradenin üzerine bir takım planlar
kurgulandığını hissedip de “boyun eğmeyiz” demesi gerektiği gibi
“biz yolsuzluk yapmayız, yapmadık” da diyebilmelidir. Bu cümleler
‘berrak’ bir şekilde kurulamıyorsa duman yersiz yere çıkmamıştır!
Bu ateşin söndürülmesi gerekir. Hatırlatalım: İlahi adalet en büyük
hakikattir...
“Beraber yürünen yolun, onca senenin” sonunda bugün karşılıklı
ithamlar varsa eğer; ortada yanlışlar üzerine yürünmüş bir yol var
demektir. Hangi ‘yol’da olduğumuz mühimdir. Kiminle yola
çıktığınız, kiminle yürüdüğünüz de çok önemli!.. En az kimi
bırakıp kime koştuğunuz kadar!...
“Yeni Türkiye” deniyor. Öyleyse bu millete düşen görev bu manzarayı
iyi analiz etmektir. “Yeni Türkiye”nin Millî Görüş’süz olmayacağı
bir kez daha ortaya çıkmıştır…
Tarafınızı seçin diyorlar... Biz tarafımızı tam 41 yıl önce
seçtik... Bugün de; ne yolsuzluk ve rüşvetin tarafında, ne de
tehdit ve şantajın tarafındayız. Biliyoruz ki, Hakk’tan taraf
olmayan, bertaraf olur.