MİDESİ BU KADAR HASSAS OLAN İNSAN EVLADI "POSTAL YALIYORUM" DEMEZ!
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Başbakan'ın "malum medya" sözlerini eleştiren Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a yüklendi. İşte o yazı...
"Yandaş medya" veya "yandaş yazar" yaftasını dilinden düşürmeyen "malum yazarlar"dan biri, Başbakan'ın "malum medya" ifadesine isyan etmiş.
Aferin, kutluyorum kendisini.
İnsanın hoşnut olmadığı "yakıştırmalara" karşı çıkması iyidir.
Bundan daha iyisi, hazzetmediği bir şeyi yekdiğerine de yapmamaktır.
"Malum arkadaş" da sanırım bunun farkında.
Hiç farkında olmasaydı, "Bu ülkede 'Her konuda, her şart altında Başbakan'a destek medya olmak' ile 'malum medya' olmak arasında bir yer var..." der miydi?
"Destek medya" ha?!
Hani "yandaş medya"ydı, nerden çıktı bu zıpçıktı yaftalama?
Her fırsatta büyük bir iştiyakla terennüm ettiği "lakırdıyı" neden sattı acaba?
Tutarlı olmak için mi?
Bir yaftaya karşı çıkarken başka bir yaftayı zikretmek hiç yakışık almaz diye mi düşünmüştür?
İyi de, "destek medya" da nihayetinde bir "yafta" değil mi?
"Bul karayı al parayı" el çabukluğuyla "yandaş medya"yı "destek medya"ya tebdil etmek nasıl bir iştir?
Millet bunun "yafta" olduğunu anlayıncaya kadar ben işimi görürüm mü demiştir?
Hepsinden geçtim, insan ağzından düşürmediği söze hiç mi sadakat göstermez?
Geçenlerde de, "muhafazakar medyanın" öğrenci gösterilerine yaklaşımı nedeniyle midesinin bulandığını söylüyordu.
Allah için yazdıklarının birçoğu doğruydu.
Gerçi toptancılık yapmış, bu satırların yazarından Ali Bayramoğlu'na, Ergun Babahan'dan Fehmi Koru'ya kadar birçok yazarın tavrını görmezlikten gelmişti.
Yine de, midesinin hassasiyetini takdir etmiştim.
Gelgelelim...
Midesi bu kadar hassas olan bir insan evladının da hiçbir zaman "postal yalıyorum" dememesi gerekirdi.
Hadi o dünde kaldı diyelim.
Ya bugün?
Midesi bu kadar hassas olan bir insan evladı "destek medya" şeklindeki kurnazlıklara tenezzül etmemeli değil mi?
Sanırım midesi kafasından daha duyarlı.
Farzımuhal midesiyle yazsaydı, "Madem 'malum medya' ifadesine isyan ediyorum, matine suare 'yandaş medya' demekle çok ayıp ediyordum..." diyebilme dürüstlüğü gösterirdi.
Belki de, yazarken kafası, okurken midesi devreye giriyor. Ya da hangisi erken davranıyorsa o devreye giriyor.
Midesi kafasından tastamam bağımsız çalışıyor da olabilir. Bilemiyorum.
Midesi de kafası da umrumda değil; benim bildiğim, yazdıklarını okusaydı, midesi bulanması gerekirdi.
Hem "destek medya" da ne demek yahu?
Bu arkadaşımız vaktiyle CHP Genel Başkanı hakkında, "Hakikaten şahane, hakikaten mükemmel, hakikaten ikna edici... / Ne yalan söyleyeyim: Hayran kaldım..." demişti.
Böyle bir şey mi?
Yoksa...
CHP kongresinde masaların üzerine çıkıp oynamak, Kılıçdaroğlu'nu alkışlamak falan mı?
Kılıçdaroğlu dedim de aklıma geldi şimdi: Nerden bulmuşsa bu Suheyl Batum'u "cuk" oturmuş valla!
Hazret "Başbakan, bir anlamda Burhan Kuzu'yu feda etti..." demekle kalmamış, öyle coşmuş ki Palavracı Teyo Dayı kaç para:
"Dediler ki, git oraya bir iki tane yumurta yersin ama biz bundan sonra öğrenciye karşı girişeceğimiz bütün baskı hareketlerini bununla meşrulaştıracağız dediler..."
Genel Sekreter böyle de Genel Başkan farklı mı sanki?
Baykal'ın mahkeme tarafından tescillenmiş tezviratına sarılıp Yeni Şafak'a şavullanmıştı da, iki gün üst üste manşetten zılgıt yemişti.
Ne diyeyim: Böyle genel başkana böyle genel sekreter!
Bir de, belgeli siyaset yapacağız demezler mi?
Vah zavallı CHP kimlerin eline kaldın!
Salih Tuna/Yeni Şafak