MHP'den Ertuğrul Özkök'e açık mektup: Bu üslup size hiç yakışmadı!
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'e açık mektup yazdı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Hürriyet gazetesi yazarı
Ertuğrul Özkök'ün, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz'un
sözlerini eleştirdiği yazısına yanıt verdi.
Yalçın "Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ertuğrul Özkök'ün Ülkü
Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz'un konuşmasından bir cümleyi
cımbızlayarak partimiz ve camiamız aleyhinde algı oluşturmaya
çalışmasından üzüntü ve hayal kırıklığı yaşadıklarını belirterek,
"Biz, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz'un sözlerinin
arkasındayız" dedi. Özkök'e açık mektup gönderen Yalçın, "Ülkü
Ocaklarının Genel Başkanına 'Bak Aslanım, Bak Koçum!' diyerek imalı
aşağılamalarla hitap edemezsiniz! Meseleyi "evet" veya "hayır" a
indirgeyerek MHP'yi, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'yi ve Ülkü
Ocaklarını hedef almanıza izin vermeyiz" dedi.
MHP'nin yayın organı Ortadoğu gazetesinde yayımlanan mektubunda
Yalçın, Özkök’ün alıntıladığı cümlenin aslının “Ama davamız adına
her kim olursa olsun ülkemiz adına iş başa düştüğünde arkamıza
bakmayız. Bu millet dardaysa, memleketimizin bize ihtiyacı varsa
biz elimize silahımızı alırız, gerekirse de savaşırız” şeklinde
olduğunu ileri sürdü.
"TÜRKİYE BATILI DOSTLARIMIZI KORKUTUYOR"
“Ülkü Ocakları Genel Başkanı, eğer Ülkücülere görev düşerse
Türkiye'nin bütünlüğüne ve milletimizin bekasına yönelik her
tehdidi savuşturmaya hazır olduklarını söylemeye çalışıyor” diyen
Yalçın mektubunu şöyle devam ettirdi:
“Çünkü Türkiye'nin içinden geçtiği tehlike çemberi, Ülkücüleri
endişelendiriyor.
Bu konuda tumturaklı bir analize girişmeye lüzum yok.
Bazı ayrıntılar üzerinde birkaç cümleyle durmak, Ülkücülerin neden
ülkenin geleceğinden kaygılandığını ortaya koymaya yeter.
Türkiye bir NATO ülkesi ama sınırlarını koruması için uzun menzilli
füze alımı konusunda NATO tarafından engeller çıkarılıyor.
Türkiye'nin üyesi olmaya çalıştığı Avrupa Birliği'nin başını çeken
ülkeler, PKK ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleri için güvenli
birer liman gibi.
Çoğu AB ülkesinde PKK ve FETÖ militanları cirit atıyor. NATO
bünyesindeki FETÖ'cü askerler korunuyor. BM bünyesindeki FETÖ'cü
hakim kayırılıyor. Suriye ve Irak'taki operasyonlarda Türkiye
bilerek saf dışı bırakılmaya çalışılıyor.
Yalnızca müttefikimiz(!) ABD değil, Rusya da PKK'nın Suriye kolu
olan PYD ile gizli ittifaklar peşinde. Terör örgütleri yalnız Batı
Avrupa başkentlerinde değil, Moskova'da da temsilcilikler
açabiliyor. Bulgaristan ve Yunanistan bile her vesileyle Türkiye'ye
efeleniyor.
Avrupa'nın varoşu olarak anılan Doğu Avrupa ülkeleri, Türkiye'nin
onda biri kadar performans gösteremedikleri, gerekli şartları
taşımadıkları halde Avrupa Birliği'ne alındı.
Türkiye, bütün bölgesel ve küresel ittifakların dışında tutulmaya
veya göstermelik ittifaklarla zapturapt altına alınmaya
çalışılıyor. Belli ki Batı'nın gelecek planlarında Türkiye'ye yer
yok.
2008-2012 yılları arasında yaşanan küresel ekonomik krizi en az
hasarla atlatan, 15 Temmuz kalkışmasında sırtı yere getirilemeyen,
3,5 milyonu bulan mülteciyi barındıran, muazzam savunma
harcamalarına rağmen ayakta kalan Türkiye; Batılı dostlarımızı(!)
korkutuyor.”
"ARKASINDAYIZ"
Yalçın bu tablo karşısında Türk gençliğinin kanının kaynadığını,
vicdanının uyandığını söyledi. “Türkiye'nin en dinamik ve köklü
gençlik teşkilatı olan Ülkü Ocaklarının ülkemize yönelik tehditlere
karşı gösterdiği refleksi, sizin gibi usta bir gazetecinin doğru
analiz etmesi gerekmez mi Sayın Özkök?” diye soran MHP’li Yalçın
“Ülkü Ocakları Genel Başkanının açıklaması; Birinci Dünya Savaşı ve
sonrasında Osmanlı Devleti'nin yaşadıklarının, Türkiye'nin de
başına gelmeyeceğine dair bir teminat olarak algılanmalı. Söz
konusu açıklama, Türkiye'nin bütünlüğünü ve Türk milletinin
egemenliğini korumak için genç nesillerin hazır olduğunu ortaya
koymayı amaçlıyor. Olcay Kılavuz'un ifadelerini referanduma
bağlayıp bunu hayırcılara yönelik bir tehdit olarak göstermeniz
kabul edilemez. Biz, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz'un
sözlerinin arkasındayız. Kendisini bütün kalbimiz ve varlığımızla
destekliyoruz” ifadelerini kullandı.
"NE DEMEK BEDEL ÖDETMEK"
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın mektubunu şöyle sürdürdü:
“Siz; milletin bu lafa bedel ödetmesinden söz ediyor, adeta milleti
kendisiyle tekdir etmeye çalışıyorsunuz.
Ülkü Ocaklı gençleri milletten başka bir uzuv mu sanıyorsunuz?
Onlar hem bu halkın evlatları hem de milli vicdanın ta
kendisidir!
Ülkü Ocağı, milletin sinesinden çıkan idealist genç nesillerin
toplandığı bir kültür mahfilidir.
Ülkücüler; Birinci Dünya Savaşı sonrasında canlanan "Milli
Mücadele" ruhunun günümüzde ete kemiğe bürünmüş halidir.
Ne demek bedel ödetmek?
Askerlerin geçmişte üniformalarını kullanarak kamuoyunu
yönlendirmeye, baskı unsuru oluşturmaya çalışmaları başka, sivil
toplum örgütü olarak Ülkü Ocaklarının tutumu ve ağırlığı
başkadır.
Ayrıca 28 Şubat sürecinde silahın namlusunu göstererek siyasete
ayar vermeye çalışan askerlerden talimat alan Ülkücüler değildi,
sizdiniz.
Yazınızda, Sayın Genel Başkanımız hakkında bugüne kadar kaleme
aldıklarınızı sanki beşer üstü bir lütuf ve büyük bir makamın
takdiri gibi göstererek yüksek egoizminizi ele veriyorsunuz.
Biliniz ki Sayın Devlet Bahçeli'nin sizin methüsenanıza ihtiyacı
yoktur. Ülkücü gençlerin, onun tarafından hep sokaktan uzak
tutulduğunu söylüyorsunuz.
Sayın Özkök, siz hiç 12 Eylül sonrasında Ülkücüleri sokak
eylemlerinde gördünüz mü?
Ülkücüler 12 Eylül'den önce de sokakları sadece okullarına veya
evlerine gitmek için kullanırlardı.
Ama o sokaklarda binlerce kardeşlerini kahpe kurşunlarda şehit
verdiler.
Hatırlarsınız, dönemin medyası onlara hep ön yargılı yaklaştı.
Ülkücüleri saldırgan, silahlı katil gibi göstermek için yoğun
propagandalara başvuruldu.
12 Eylül sonrasında da geçmişteki olayların vebali Ülkücülerin
üzerinde yüklenmeye çalışıldı.
Siz hiç toprağa verilen sayısız Ülkücüden hiç olmazsa birkaçının
hayat hikayesini dinlediniz mi?
Siz; Ülkücü şehit Dursun Önkuzu'nun, Süleyman Özmen'in, Yusuf
İmamoğlu'nun, Mustafa Pehlivanoğlu'nun bıraktığı şanlı mirası
şerefle omuzlarında taşıyan, Fırat Çakıroğlu'nun taptaze
hatırasıyla yüreği kabaran gençlerin haysiyetlerine dil
uzatamazsınız.
Ülkü Ocaklarının Genel Başkanına "Bak Aslanım, Bak Koçum!" diyerek
imalı aşağılamalarla hitap edemezsiniz!
Meseleyi "evet" veya "hayır" a indirgeyerek MHP'yi, Genel
Başkanımız Devlet Bahçeli'yi ve Ülkü Ocaklarını hedef almanıza izin
vermeyiz.
"Bil ki 'evet'e değil, gizliden gizliye 'hayır'a çalışıyorsun."
şeklindeki iddianıza gelince
Eğer sandığınız gibi Ülkü Ocakları Genel Başkanı gizliden gizliye
"hayır" a çalışıyorsa neden rahatsız oluyorsunuz?
Böylesi sizin işinize gelmez mi?
Değilse amacınız nedir?
Ne oldu sizin sağduyunuza?
Olmadı Sayın Özkök; bu üslup, bu bakış açısı size hiç yakışmadı.
Selamlar.”