03 Kas 2016 13:04
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:38
MHP'den Emin Çölaşan'a zehir zemberek mektup: Siz önce kendi mabadınızı temizleyin!
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sözcü yazarı Emin Çölaşan'ın Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye yönelik yazdığı mektuba sert bir yanıt verdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sözcü yazarı Emin Çölaşan'ın Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye yönelik yazdığı mektuba yanıt verdi. "Eğer sözünü ettiğiniz birliktelik gerçekleşseydi MHP, PKK'nın siyasi temsilcileriyle koalisyon hükûmeti kurmuş olacaktı. Ya da bir CHP-MHP koalisyonuna HDP dışarıdan destek verecekti. Siz kendinizi akıllı, âlemi saf ve enayi mi sanıyorsunuz?" diyen Yalçın, "CHP'nin bir eski genel başkan yardımcısı 2014 Aralık'ında TBMM'ye PKK'nın istekleri paralelinde bir yasa teklifi sunduğunu unuttunuz mu yoksa? O dönemde CHP'nin PKK'ya, İmralı canisine zımnen arka çıkan tutumu karşısında nerelerdeydiniz? Siz önce kendi mabadınızı temizleyin sonra başkalarınınkini yıkamaya tevessül edin, e mi Emin Çölaşan!" ifadesini kullandı.
Yalçın "Asıl siz utanın. Sizin türünüzden gazeteci takımını iflah etmeyen bu MHP fobisi ve alerjisi öyle görülüyor ki ebediyete kadar da yakanızı bırakmayacak" diye yazdı.
Çölaşan, "Devlet Bey’e mektubumdur… Aferin sana beyefendi!" başlığıyla yayımlanan yazısında "Beyefendi, bu iktidar yağcılığını, hükümet destekçiliğini artık lütfen bir yana bırakın da, hiç değilse belli konularda biraz olsun muhalefet yapmayı öğrenin" ifadesine yer vermişti.
Semih Yalçın'ın Ortadoğu'da "Çölaşan'ın mektubuna cevap" başlığıyla yayımlanan (3 Kasım 2016) yazısı şöyle:
"Sayın Emin Çölaşan,
MHP aleyhinde yazacak, çamur atacak başka vesile ve gerekçe bulamamış olmalısınız ki yine bizim mahallenin mezbelesini eşelercesine eski defterleri karıştırıyorsunuz.
Millet; hakkımızdaki seviyesiz, ölçüsüz ve saygısız beyanlarınızı dinlemekten, duymaktan bıktı ama siz söylemekten, yazmaktan usanmadınız. Ama Millet sizden usandı çünkü bugüne kadar yazdığının hiçbir yazı millet ve ülke lehine olmamıştır.
MHP düşmanlığını sakız gibi ağzınıza sıvayıp dişlerinizi göstere göstere, tükürüğünüzü akıta akıta çiğnemekten yılmadınız.
MHP'ye kin ve nefretinizi yansıtan kelimeler kakafonisi; toz bulutu, çöl rüzgârı gibi etrafınızda savrulup duruyor.
Siz de bundan âdeta bedevi zevki alıyorsunuz.
Bizimle ilgili içi boş ve asılsız iddialarınız; bir vahaya veya akarsu kaynağına değil, çölde kalmış müflis bezirgânın serap görmesine benziyor.
Sayın Genel Başkanımızın MHP'yi küçülttüğünü; 7 Haziran Seçimleri sonrasında hükûmet ortaklığı, hatta başbakanlık teklif edildiği hâlde bunu elinin tersiyle ittiğini yazıyorsunuz. Bunu, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin iktidar olmak istemeyişine, iktidar olmaktan korkmasına bağlıyorsunuz.
Oysa saptırmaya çalıştığınız gerçek bambaşka…
7 Haziran sonrasında oluşan tabloda sözde %60 muhalefet blokunun içinde HDP de vardı, değil mi Sayın Çölaşan?
Eğer sözünü ettiğiniz birliktelik gerçekleşseydi MHP, PKK'nın siyasi temsilcileriyle koalisyon hükûmeti kurmuş olacaktı.
Ya da bir CHP-MHP koalisyonuna HDP dışarıdan destek verecekti.
Siz kendinizi akıllı, âlemi saf ve enayi mi sanıyorsunuz?
Yıllardır terörle müzakere terk edilsin diye bas bas bağıran, terörle mücadele konusunda hükûmetin alacağı her olumlu karara destek vereceğini açık açık ilan eden MHP'nin; yılanla aynı torbaya germesini nasıl beklersiniz?
MHP'nin kendi tezlerine, fikriyatına taban tabana zıt bir tutumla bunu kabullenmesini beklemek, belahattan de öte kötü niyetin işaretidir.
MHP'nin iktidar partisinin olumlu icraatına verdiği desteği payandalık olarak görüyor ama MHP'nin HDP'ye payanda olmasını makbul karşılıyorsunuz.
Madem öyle, sizin adınız bundan böyle medyanın Makbul Çölaşan Paşa'sı olsun.
Heykel dikmekten söz ediyorsunuz ya, hızarcılara veya mutaflara değil de heykeltıraşlara Makbul Çölaşan Paşa heykelleri ısmarlayalım.
Hem de Türk sinemasının çöl sahnelerinin çekildiği Kilyos, Gümüşdere, Şile ve Patara'ya birer heykelinizi dikelim.
Öyle şeyler anlatıyorsunuz ki MHP Lideri ve partimiz AKP iktidarlarını hiç eleştirmemiş. Çözüm süreci adı altında terörle müzakere dönemine girildiğinde en ağır eleştirileri MHP yaparken, arkasında durduğunuz ana muhalefet partisi bir başka çözümcü parti olarak siyaset üretiyordu.
CHP'nin bir eski genel başkan yardımcısı 2014 Aralık'ında TBMM'ye PKK'nın istekleri paralelinde bir yasa teklifi sunduğunu unuttunuz mu yoksa?
O dönemde CHP'nin PKK'ya, İmralı canisine zımnen arka çıkan tutumu karşısında nerelerdeydiniz?
Siz önce kendi mabadınızı temizleyin sonra başkalarınınkini yıkamaya tevessül edin, e mi Emin Çölaşan!
MHP koalisyonlardan ve makul siyasi birlikteliklerden kaçacak bir parti asla olmamıştır.
Geçmişte DSP tarafından en olmadık, ağır itham ve suçlamalarla karşı karşıya bırakılmasına rağmen Türkiye'nin üstün çıkarları için MHP'nin bu parti ile koalisyona gittiğini ne çabuk unuttunuz?
Siz bugün; bölücü terörün, terör örgütlerinin planlı ve düzenli şekilde topyekûn saldırıya geçtiğini, Türkiye'nin bir ateş çemberi içinde olduğunu görmüyorsunuz. Bunun karşısında MHP'nin çözüm üretmeye çalıştığını görmezden geliyorsunuz.
Türkiye'nin meselelerine çözüm üretme yolunun, her şeye körü körüne muhalefetten geçmediğini de es geçiyorsunuz.
MHP'nin CHP ve HDP ile ittifakına evet, halkın yüzde 49,5'unun oyunu alan meşru bir iktidarın terörlü mücadele, Irak ve Suriye konularındaki yapıcı her politikasına olumlu yaklaşılmasına hayır, öyle mi?
Sevsinler sizin CHP-HDP bezirgânlığınızı!
Öyle anlaşılıyor ki MHP ne yaparsa yapsın, nasıl tavır takınırsa takınsın; sizin gibi eskiden beri kervanını sol cenahtaki uçsuz bucaksız çöllere sürmeye meraklı bezirgânların; düzeltiyorum, gazetecilerin ön yargıları bitmeyecektir.
Gazetecilikte nice mesafeler kat etmişsiniz ama insanlıkta, başkalarının fikir ve inançlarına saygıda, siyasi nezakette müptedi bile olamadığınız, içinizden atamadığınızı MHP düşmanlığının çöllerinde kaldığınız belli oluyor.
Sayın Çölaşan, "Emin" olun ki at gözlükleriyle deve kervanı süren bahtsız bezirgândan farkınız yok.
Oysa MHP'liler sizin gazetecilikteki yerinizi her zaman takdir etmiştir.
Hakkınızdaki müspet görüşlerimiz, zaman zaman size yazdığımız mektuplara ve açıklamalarımıza yansımıştır.
Ancak eski ve tecrübeli bir gazeteci olmanız, size MHP'ye ve onun liderine hakaret etme, onu aşağılama hakkı vermez.
Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?
Biz, sizi emin(!) sanırdık ama yanılmışız. Asıl siz utanın.
Sizin türünüzden gazeteci takımını iflah etmeyen bu MHP fobisi ve alerjisi öyle görülüyor ki ebediyete kadar da yakanızı bırakmayacak.
Biliniz ki ön yargılarınızda, hoşgörüsüzlüğünüzde; edep ve saygıyı yok eden kindar, sevgisiz, aşağılayıcı üslubunuzun çöllerinde kaybolacaksınız.
Sizin nev'inizden gazeteci takımının aynı konuları durmadan temcit pilavı gibi kamuoyu önüne getirmesinin, konu komşuyu çekiştirmekten zevk alan mahalle dedikoducusu edasıyla yazılar kaleme almasının bizim nezdimizde hiçbir önemi yok, anlıyor musunuz?
"Emin" olun halk da sizin bu beyhude tekrarlarınızdan tiksinti duyuyor. Bunu böyle bilesiniz Makbul Çölaşan Paşa!"
Yalçın "Asıl siz utanın. Sizin türünüzden gazeteci takımını iflah etmeyen bu MHP fobisi ve alerjisi öyle görülüyor ki ebediyete kadar da yakanızı bırakmayacak" diye yazdı.
Çölaşan, "Devlet Bey’e mektubumdur… Aferin sana beyefendi!" başlığıyla yayımlanan yazısında "Beyefendi, bu iktidar yağcılığını, hükümet destekçiliğini artık lütfen bir yana bırakın da, hiç değilse belli konularda biraz olsun muhalefet yapmayı öğrenin" ifadesine yer vermişti.
Semih Yalçın'ın Ortadoğu'da "Çölaşan'ın mektubuna cevap" başlığıyla yayımlanan (3 Kasım 2016) yazısı şöyle:
"Sayın Emin Çölaşan,
MHP aleyhinde yazacak, çamur atacak başka vesile ve gerekçe bulamamış olmalısınız ki yine bizim mahallenin mezbelesini eşelercesine eski defterleri karıştırıyorsunuz.
Millet; hakkımızdaki seviyesiz, ölçüsüz ve saygısız beyanlarınızı dinlemekten, duymaktan bıktı ama siz söylemekten, yazmaktan usanmadınız. Ama Millet sizden usandı çünkü bugüne kadar yazdığının hiçbir yazı millet ve ülke lehine olmamıştır.
MHP düşmanlığını sakız gibi ağzınıza sıvayıp dişlerinizi göstere göstere, tükürüğünüzü akıta akıta çiğnemekten yılmadınız.
MHP'ye kin ve nefretinizi yansıtan kelimeler kakafonisi; toz bulutu, çöl rüzgârı gibi etrafınızda savrulup duruyor.
Siz de bundan âdeta bedevi zevki alıyorsunuz.
Bizimle ilgili içi boş ve asılsız iddialarınız; bir vahaya veya akarsu kaynağına değil, çölde kalmış müflis bezirgânın serap görmesine benziyor.
Sayın Genel Başkanımızın MHP'yi küçülttüğünü; 7 Haziran Seçimleri sonrasında hükûmet ortaklığı, hatta başbakanlık teklif edildiği hâlde bunu elinin tersiyle ittiğini yazıyorsunuz. Bunu, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin iktidar olmak istemeyişine, iktidar olmaktan korkmasına bağlıyorsunuz.
Oysa saptırmaya çalıştığınız gerçek bambaşka…
7 Haziran sonrasında oluşan tabloda sözde %60 muhalefet blokunun içinde HDP de vardı, değil mi Sayın Çölaşan?
Eğer sözünü ettiğiniz birliktelik gerçekleşseydi MHP, PKK'nın siyasi temsilcileriyle koalisyon hükûmeti kurmuş olacaktı.
Ya da bir CHP-MHP koalisyonuna HDP dışarıdan destek verecekti.
Siz kendinizi akıllı, âlemi saf ve enayi mi sanıyorsunuz?
Yıllardır terörle müzakere terk edilsin diye bas bas bağıran, terörle mücadele konusunda hükûmetin alacağı her olumlu karara destek vereceğini açık açık ilan eden MHP'nin; yılanla aynı torbaya germesini nasıl beklersiniz?
MHP'nin kendi tezlerine, fikriyatına taban tabana zıt bir tutumla bunu kabullenmesini beklemek, belahattan de öte kötü niyetin işaretidir.
MHP'nin iktidar partisinin olumlu icraatına verdiği desteği payandalık olarak görüyor ama MHP'nin HDP'ye payanda olmasını makbul karşılıyorsunuz.
Madem öyle, sizin adınız bundan böyle medyanın Makbul Çölaşan Paşa'sı olsun.
Heykel dikmekten söz ediyorsunuz ya, hızarcılara veya mutaflara değil de heykeltıraşlara Makbul Çölaşan Paşa heykelleri ısmarlayalım.
Hem de Türk sinemasının çöl sahnelerinin çekildiği Kilyos, Gümüşdere, Şile ve Patara'ya birer heykelinizi dikelim.
Öyle şeyler anlatıyorsunuz ki MHP Lideri ve partimiz AKP iktidarlarını hiç eleştirmemiş. Çözüm süreci adı altında terörle müzakere dönemine girildiğinde en ağır eleştirileri MHP yaparken, arkasında durduğunuz ana muhalefet partisi bir başka çözümcü parti olarak siyaset üretiyordu.
CHP'nin bir eski genel başkan yardımcısı 2014 Aralık'ında TBMM'ye PKK'nın istekleri paralelinde bir yasa teklifi sunduğunu unuttunuz mu yoksa?
O dönemde CHP'nin PKK'ya, İmralı canisine zımnen arka çıkan tutumu karşısında nerelerdeydiniz?
Siz önce kendi mabadınızı temizleyin sonra başkalarınınkini yıkamaya tevessül edin, e mi Emin Çölaşan!
MHP koalisyonlardan ve makul siyasi birlikteliklerden kaçacak bir parti asla olmamıştır.
Geçmişte DSP tarafından en olmadık, ağır itham ve suçlamalarla karşı karşıya bırakılmasına rağmen Türkiye'nin üstün çıkarları için MHP'nin bu parti ile koalisyona gittiğini ne çabuk unuttunuz?
Siz bugün; bölücü terörün, terör örgütlerinin planlı ve düzenli şekilde topyekûn saldırıya geçtiğini, Türkiye'nin bir ateş çemberi içinde olduğunu görmüyorsunuz. Bunun karşısında MHP'nin çözüm üretmeye çalıştığını görmezden geliyorsunuz.
Türkiye'nin meselelerine çözüm üretme yolunun, her şeye körü körüne muhalefetten geçmediğini de es geçiyorsunuz.
MHP'nin CHP ve HDP ile ittifakına evet, halkın yüzde 49,5'unun oyunu alan meşru bir iktidarın terörlü mücadele, Irak ve Suriye konularındaki yapıcı her politikasına olumlu yaklaşılmasına hayır, öyle mi?
Sevsinler sizin CHP-HDP bezirgânlığınızı!
Öyle anlaşılıyor ki MHP ne yaparsa yapsın, nasıl tavır takınırsa takınsın; sizin gibi eskiden beri kervanını sol cenahtaki uçsuz bucaksız çöllere sürmeye meraklı bezirgânların; düzeltiyorum, gazetecilerin ön yargıları bitmeyecektir.
Gazetecilikte nice mesafeler kat etmişsiniz ama insanlıkta, başkalarının fikir ve inançlarına saygıda, siyasi nezakette müptedi bile olamadığınız, içinizden atamadığınızı MHP düşmanlığının çöllerinde kaldığınız belli oluyor.
Sayın Çölaşan, "Emin" olun ki at gözlükleriyle deve kervanı süren bahtsız bezirgândan farkınız yok.
Oysa MHP'liler sizin gazetecilikteki yerinizi her zaman takdir etmiştir.
Hakkınızdaki müspet görüşlerimiz, zaman zaman size yazdığımız mektuplara ve açıklamalarımıza yansımıştır.
Ancak eski ve tecrübeli bir gazeteci olmanız, size MHP'ye ve onun liderine hakaret etme, onu aşağılama hakkı vermez.
Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?
Biz, sizi emin(!) sanırdık ama yanılmışız. Asıl siz utanın.
Sizin türünüzden gazeteci takımını iflah etmeyen bu MHP fobisi ve alerjisi öyle görülüyor ki ebediyete kadar da yakanızı bırakmayacak.
Biliniz ki ön yargılarınızda, hoşgörüsüzlüğünüzde; edep ve saygıyı yok eden kindar, sevgisiz, aşağılayıcı üslubunuzun çöllerinde kaybolacaksınız.
Sizin nev'inizden gazeteci takımının aynı konuları durmadan temcit pilavı gibi kamuoyu önüne getirmesinin, konu komşuyu çekiştirmekten zevk alan mahalle dedikoducusu edasıyla yazılar kaleme almasının bizim nezdimizde hiçbir önemi yok, anlıyor musunuz?
"Emin" olun halk da sizin bu beyhude tekrarlarınızdan tiksinti duyuyor. Bunu böyle bilesiniz Makbul Çölaşan Paşa!"