Metiner’den Mahçupyan’a sert yanıt: Akıllı ol, haddini bil!
AK Parti Adıyaman Millletvekili Mehmet Metiner ve Etyen Mahçupyan arasındaki 'yolsuzluk' kavgası büyüyor.
AK Parti Adıyaman Millletvekili ve Yeni Şafak gazetesi yazarı
Mehmet Metiner, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başdanışmanı ve Akşam
gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan'a polemikten çekinir bir şekilde
yanıt verdi.
Etyen Mahçupyan, AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in,
"Makamına göre konuş" uyarısına “Belki de yeni Türkiye’de insanlar
makama göre doğruları eğip bükmek istemeyebilirler. Metiner
tedbirini alsın derim…” sözleriyle karşılık vermişti.
Mehmet Metiner, Mahçupyan'ın bu uyarısına, "Öyle 'Yeni Türkiye’de
insanlar makama göre doğruları eğip bükmek istemeyebilirler'
türünden kibir kokan afili laflarla kendinden başka herkesi eğip
büken veya eğilip bükülen konumuna yerleştirmen asla kabul
edilemez. 'Metiner tedbirini alsın' demişsin. Bu bir güç gösterisi
mi? Beni makamla korkutuyorsan bil ki yanlış yoldasın" yanıtını
verdi.
"Bu sözlerin altında 'uyarı' yatıyorsa bilesin ki bu senin boyunu
aşar" diyen Mehmet Metiner, "Laflarına ve üslubuna dikkat etme
makamında olduğunu unutma. Temsil ettiğin makama duyduğum derin
saygı ve bağlılık olmasaydı 'Metiner tedbirini alsın' lafına nasıl
cevap vereceğimi görürdün" dedi.
Mehmet Metiner'in 'Doğruları eğip bükmek namertlerin işidir'
başlıkyı yazısının ilgili kısmı şöyle:
O DANIŞMANIN AKLINA ŞAŞARIM
Davamın lideri ve partimin Genel Başkanı bana hangi görevi verirse
onu yapmaktan onur duyarım. Bizde görev istenmez verilir. Davamızın
neferi olmak benim için şereflerin en büyüğüdür.
2015 teki seçimle kendi şahsi geleceğim için asla ilgili değilim.
Benim için aslolan şahsımın yeniden milletvekili olması değil,
davamızın zaferi için partimin çok daha güçlü bir şekilde iktidara
taşınmasıdır. Hiç kimseye bugüne kadar doğru bildiğinden şaşmasını
salık vermedim. Doğru olduğuna inandığı bir şeyi savunduğu içinde
kimseyi kınamadım.
Bir danışmanın temsil ettiği makama karşı sorumluluğunun olduğunu
söylemem, ona doğrularını eğip bükme çağrısında bulunduğum anlamına
gelmez. O danışman bunu böyle anlıyorsa aklına şaşarım.
Eğer bilerek çarpıtma yoluna gitmiyorsa sahiden aklına şaşarım.
Çünkü danışmanlık resmi bir temsil makamıdır ve dolayısıyla her
aklına geleni kamuoyu karşısında temsil ettiğin makamı (parti,
hükümet gibi mesela) eleştirme hakkını senden alıkoyar.
ZİNHAR O ANLAMA GELMİYOR
Bir danışman düşüncelerini temsil ettiği makam sahibine iletir ve o
makam sahibiyle resmi bir ilişki içindeyse makam sahibinin başında
bulunduğu parti veya hükümetin politikalarıyla tersleşmez.
“Makam sahibine rağmen kendi doğrularımı ters düşme pahasına da
olsa söylerim” tavrı, sorunlu bir tavırdır.
Diyelim ki ben bir milletvekili olarak köşe sahibi bir yazarım diye
liderimin / genel başkanımın söylemini veya politikalarını
eleştirmeye kalkarsam siyaseten de ahlaken de doğru yapmış olur
muyum?
Her anlamda doğru olan nedir?
Benim bu düşüncelerimi kendi iç platformlarımızda tartışmaya
açmamdır. Liderime/ genel başkanıma bunları iletmemdir.
Sonrası belli; istişare neticesinde liderimin vardığı karara
uymaktır. Bizim teşkilatçılık anlayışımız ve dava ahlakımız bunu
öngörür. Partiye mensup bir milletvekilinin aklına estiği gibi
konuşması, dahası kendi partisini/ hükümetini eleştiren bir yerde
durması ne kadar doğru değilse bir danışmanın da böyle yapması asla
doğru değildir. Herkesin konumuna veya temsil ettiği makama göre
konuşması gerektiğini söylemem, makam için veya makamdakilerin
hatırı için doğruları eğip bükmek anlamına zinhar gelmiyor.
KİBİRLİ GÜÇ GÖSTERİSİNDE BULUNUYORSUN
Bir danışmanın bu kadarını akledemiyor olmasına siz olsanız
şaşırmaz mısınız? Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin “Her doğruyu her
yerde söylemek doğru değildir” sözü bu meyanda çok anlamlı ve
öğreticidir. Doğru söz için bile kural bu iken ispatlayamadığın bir
iddia ve zan üzerinden uluorta konuşup birlikte hareket ettiğin
insanların suratına kara çalıyorsan oturup düşünmen gerek.
Yanlışını görüp bir daha yapmama erdemliliğini göstereceğine
kalkmış kibirli bir güç gösterisinde bulunuyorsun.
Sözlerimi çarpıtman hiç yakışıyor mu sana? Doğru olduğuna inandığım
şeyleri savunduğun için seni kınamadım, sadece yöntem yanlışlığına
vurgu yaptım. “Yolsuzluk var” diyorsan, paralel yapının gündemde
tutmaya çalıştığı yolsuzluk iddialarının tamamen palavra olmadığını
söylüyorsan bunu kanıtla derler.
Bizleri zan altında bırakan sözlerin doğrusu rahatsız edici. Sana
göre bizler yolsuzluk olduğunu bile bile doğruları bulunduğumuz
konumlar dolayısıyla eğip büküyoruz. Dahası yolsuzlukların üstünü
örtmeye çalışıyoruz! Ama bir tek sen temsil ettiğin makama rağmen
doğruları eğip bükmüyorsun!
Buna hakkın yok.
TEMSİL ETTİĞİN MAKAMA SAYGIM OLMASA...
Öyle “Yeni Türkiye’de insanlar makama göre doğruları eğip bükmek
istemeyebilirler” türünden kibir kokan afili laflarla kendinden
başka herkesi eğip büken veya eğilip bükülen konumuna yerleştirmen
asla kabul edilemez.
“Metiner tedbirini alsın” demişsin. Bu bir güç gösterisi mi? Beni
makamla korkutuyorsan bil ki yanlış yoldasın.
O ben değilim.
Bu sözlerin altında “uyarı” yatıyorsa bilesin ki bu senin boyunu
aşar. Laflarına ve üslubuna dikkat etme makamında olduğunu unutma.
Temsil ettiğin makama duyduğum derin saygı ve bağlılık olmasaydı
“Metiner tedbirini alsın” lafına nasıl cevap vereceğimi
görürdün.
Bilmiyorsan bil: Benim için onurum, dava arkadaşlarımın haysiyeti
ve davam her şeyin üstündedir. Bir danışmana akıllı olmak yakışır.
Bir de haddini bilmek. Unutma ki ben seçilmiş bir milletvekiliyim.
Kendisine parmak sallayacağın biri değil.