-Annenize ulaşamadığınızı söylediniz. En son ne zaman görüştünüz?
Annemle en son 2010 yılında görüştüm. O zamandan beri görüşmüyorum. Babamın Metin Akpınar olduğunu yeni öğrenmiştim o zaman. Annem Almanya'da yaşadığı için, görüntülü konuşmuştuk. Karşılıklı çok gözyaşı da döktük. Ama bir daha ne aradı, ne de sordu. Dayımlarım ve teyzemlerin üzerinden de ulaşamıyorum. Annesi öldüğünde Türkiye'ye geldi ama benden gizlediler. Bizimle görüşmek istemiyor. Ben annemi bulmak istiyorum. Annemi bulmak için Müge Anlı'dan yardım istiyorum. Ancak onun bulabileceğine inanıyorum. Gerekirse onun programına çıkarım. Müge Anlı'yı 15 yaşımdan beri takip ediyorum. Çok güveniyorum ona. Annemin 6 çocuğu var. İkisi Almanya'daki evliliğinden. 4 kardeşim de benimle aynı kaderi yaşadı. Evlilik dışı ilişkiden dört çocuğu var annemin. Bir ablamın da babası çok ünlü bir isim ve medya dünyasından. O da dava açtı, hukuk mücadelesi veriyor.
-Onun babası kabul ediyor mu?
Hayır asla kabul etmiyor. Ben yine Metin Akpınar'la görüşebildim. Babası, ablamla görüşmeyi bile kabul etmiyor. Ama dava sonuçlanınca benimki gibi uzun süre konuşulacak. Ben nasıl fiziksel olarak Metin Akpınar'a benziyorsam, o da babasına benziyor. Medya dünyasından çok ünlü bir isim. Bu konuya dair daha fazla konuşamam. Annem de galiba bu davanın sonucunu bekliyor. Dava sonuçlanınca ortaya çıkacak diye düşünüyorum.
-İkizinizin davası sonuçlandı mı?
Hayır. Onun davası ertelendi. Davası sonuçlanınca benim gibi kardeşim de tazminat davası açacak.
- Annenize kırgın mısınız?
Kırgın olduğum dönemler var. Beni çok yalnız bıraktı. Ben anneme hep sevgimi gösterdim. Ama o bizimle hiç vakit geçirmedi. Annem, bizi bakıcıya bırakıp gitmiş. Bizi bir süre sonra yurda vermişler. Ben çok hastalanmışım. Bir gazeteye haber olmuşuz 'İkizler hasta, anneleri bırakıp gitti' diye. Annem de o sırada cezaevindeyken haberi görüyor ve gazeteciye uzun bir mektup yazıyor. Mektupta kimin kızı olduğumuz da yazıyor. O mektuba ulaştım. Çok uzun bir mektup yazmış, önemli bilgiler vermiş. Anneme, kendi annesi cezaevine gidip çocuklarını evlatlık vereceksin diye kağıt imzalatmış. Ondan sonra da zaten annemle kopuyoruz.
Annem 1992 yılında evlenip, başka bir hayat kurdu. Benim kalbimi kıran şey, annemin ne benim ne de diğer üç kardeşim için mücadele vermemesi. Dört kardeş olarak yetiştirme yurdunda büyüdük. En büyük ablam yurtta çok zor günler geçirdi. Yurttan kaçıp, sokaklarda yaşadı. Üçümüz de evlatlık verildiğimiz için ablama göre şanslıyız. İkizim ve ben annemle hiç vakit geçiremedik. 2 aylıkken bizi bakıcıya bırakıp, gitti. Bir ablamı 4, diğerini de 2 yaşındayken yurda vermiş. Biz gazeteye haber olunca 8 aylıkken yurda verildik.