24 Mayıs 2010 17:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:19

MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN 'GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK' KAMPANYASI

Gazeteci meslek örgütleri, ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerinin kaldırılması talebiyle “Gazetecilere Özgürlük” kampanyası başlattılar.

Gazeteci meslek örgütleri, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve yasalardaki basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerinin kaldırılması talebiyle “Gazetecilere Özgürlük” kampanyası başlattılar.

Gazeteci meslek örgütleri, bugün Ankara’da yaptıkları ortak basın toplantısıyla, cezaevlerindeki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu’nun basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerinin kaldırılması talebiyle, “GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK” adıyla ulusal düzeyde bir kampanya başlattılar.

Kampanya kapamında yayınlanan ortak bildiri ve cezaevlerindeki gazetecilerin durumunu gösteren tablo şöyle:

GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde, insanlığın evrensel kabul görmüş değerlerini, temel insan haklarını, demokratik hukuk devleti ilkelerini dikkate aldığımızda, Türkiye’de gerçek anlamda basın ve ifade özgürlüğü yoktur.

Gazeteci meslek örgütlerinin, 2005’teki Türk Ceza Kanunu değişiklikleri sırasında yaptıkları eleştiriler karşısında Hükümetin ileri sürdüğü, “Uygulamaya bakalım, yargının vereceği içtihatları görelim” savunması iflas etmiştir.

Aradan geçen 5 yılın sonunda, bugün, Türk cezaevlerinde 46 gazeteci ve basın çalışanı bulunmakta, bunların çoğu henüz hüküm giymeden tutuklu olarak yargılanmaktadır. Buna ek olarak, 15 gazeteci ve basın çalışanı ise ortalama 6 ay cezaevinde tutuklu olarak kaldıktan sonra tahliye edilmiş ve haklarında hapis cezası istemiyle açılmış olan davalarda tutuksuz olarak yargılanmaları sürmektedir.

Tutuklamalar, Türk ceza hukukunda kanayan bir yara haline gelmiştir. Tutukluluk, cezalandırma yerine geçirilmektedir. Tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerinde aynı mekânda, aynı şartlarda bulundurulmaları ağır bir insan hakkı ihlalidir. Tutuklamalar vasıtasıyla erken gelen yanlış adalet, geç gelen adaletle telafi edilmesi mümkün olmayan ağır sonuçlar doğurmaktadır. Uygulamadan kaynaklanan sorunların sorumlusu olarak savcı ve yargıçların gösterilmesi yaklaşımı, sistemin tümüyle yanlış uygulamaların dayanağını oluşturduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu sistem, özgürlükler üzerine kurulmalıdır.

Tutuklu yargılamaların dışında, halen gazetecilerle ilgili olarak 700’den fazla ceza ve tazminat davası dosyası mahkemelerde görülmektedir. Gazeteciler hakkında açılmış olan bu davaların çoğu, Türk Ceza Kanunu’nun “gizliliğin ihlali” başlıklı 285’inci maddesi ile “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” başlıklı 288’inci maddesine ve Terörle Mücadele Kanunu’nun “terör örgütü propagandası yapmak” başlıklı 7’nci maddesine dayandırılmaktadır.

Kamuoyunun gözü kulağı olan gazetecilerin meslek ilkeleri çerçevesinde kullanacağı özgür habercilik hakkı; halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkı ile iletişim özgürlüğü için korunmalıdır. Ceza mevzuatı, içine mayın gibi yerleştirilmiş diktatöryel eğilimleri barındıran maddeleriyle, 21’inci yüzyıla uygun olmayan bir kanundur. Basın Kanunu’nun 3’üncü maddesindeki “Basın özgürdür” hükmü ile 12’nci maddesindeki “haber kaynağının gizliliğine” yönelik düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, gazetecilere bilgiye ve belgeye ulaşabilme hakkının güvencesi olarak görülmektedir. Ancak gazetecilerin bu hakkı kullanarak elde ettiği bilgi ve belgelerin, kendisinin bizzat suç işlediğinin kanıtı olarak kabul edilmesi ve gazetecinin sanık ya da şüpheli sayılması durumunda, haber kaynağının gizliliğinden söz edilemeyeceği gibi basın özgürlüğünün de ortadan kalktığına tanık olunmaktadır.

TCK’nın 288’inci maddesi bakımından, bir gazetecinin, haber ya da yazılarıyla “adil yargılamayı etkilemek amacı taşımadığını” savunabilmesinde sıkıntılar yaşanmakta, bu konuda çok sayıda soruşturmalar açılmaktadır. Bu madde, hangi ifadelerin suç oluşturup oluşturmayacağı konusunda belirsizliğe yol açtığı için “kanunilik ilkesini” ortadan kaldırmakta, basın ve ifade özgürlüğünü işlemez hale getirmektedir.

Bu ve diğer maddeler kanunlarda durduğu müddetçe, Türkiye’de gerçek anlamda basın ve ifade özgürlüğünün varlığından söz edilemez.

Bu ortamda, hükümetin “uygulamayı görelim” yaklaşımının sonucu sansür ve otosansürdür. Bazı davalarda, mahkemeler, gazeteciler hakkında hapis cezası verdikten sonra, bu cezanın uygulamasını 5 yıl süreyle ertelemektedir. Böylece gazeteci, halkın haber alma ve bilgiye ulaşma hakkını kullanabilmesi için üstlendiği kamusal görevi, meslek ilkelerine uygun olarak layığıyla yerine getirmekten alıkonulmak istenmektedir.

Gazeteciye, “yazma, konuşma, eleştirme, yorum yapma” diyen ve Demokles’in kılıcı gibi medyanın tepesinde asılı duran bu kanun hükümleriyle Türkiye, görevini iyi yaptığı için gazetecileri cezalandıran bir ülke haline dönüşmüştür.

Bu kanunlarda değişiklik yapılmasına yönelik herhangi bir girişim olmadığı gibi yakın zamanda bu tür değişiklikler yapılacağına ilişkin bir işaret de yoktur. Anayasa’da yapılan son değişiklikler de basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları kaldıracak hükümler içermemektedir.

İfade ve basın özgürlüğü, gazeteciler için özel bir özgürlük değildir. Bu temel özgürlüğün kullanılabilmesi, yurttaşların doğru bilgi edinebilmesi ve eleştirel olabilmesi, bu sayede demokrasinin gelişebilmesi için elzemdir. Asıl olan halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkı ile iletişim özgürlüğüdür.

Türkiye’nin ekonomik açıdan ciddi dengesizlikler gösteren bölgesel farklılıkları basın ve ifade özgürlüğü ve gazetecilerin çalışma koşulları açısından da kendisini göstermektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çalışan gazeteciler bölgenin zorluklarından kaynaklanan sorunlar yaşamaktadır. Bu bölgede çalışan meslektaşlarımızın zorluklarını paylaşmak ve onlarla dayanışma içinde olmak bütün gazeteciler için aynı zamanda etik bir zorunluluktur.

Bölgede yayımlanan birçok gazete ve dergi hakkında toplatma ve kapatma kararları verilmektedir. Toplatma ve kapatma kararlarına dayanak oluşturan hükümler Basın Kanunu’nda değil Anayasa’da yer almaktadır. Bu nedenle, basın özgürlüğünün önündeki engellerin başında Anayasa gelmektedir. Yayın yasağı için kullanılan Basın Kanunu 3’üncü maddesinin ikinci fıkrası da basın özgürlüğünün sınırlandırılmasında çok geniş bir alan vermektedir.

Başta güvenlik olmak üzere çeşitli gerekçelerle düşünce ve ifade özgürlüğünden vazgeçen toplumlar, aslında geleceklerinden vazgeçmiş sayılırlar. Terörle Mücadele Kanunu, ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biri olarak, basın yayın organlarını cezalandıran bir kanuna dönüştürülmüştür. Oysa, güvenlik bakımından bile asıl olan, basın ve yaygın organlarının yaydığı bilgi ve gerçeklerle aydınlanmış bir toplum yaratabilmektir.

Basın özgürlüğü, temelde düşünce özgürlüğüne dayanır. Düşünce özgürlüğünün dayanakları arasında ise doğal hukuk vardır. Yani, kişi doğarken sınırsız düşünce özgürlüğüne sahiptir. Kişiler, düşüncelerini ifade ederken endişe duyuyorlarsa, ifade özgürlüğünden de söz edilemez. İki kişi arasındaki konuşmalar özgürce yapılamıyorlarsa, telefon konuşmaları dinlenirken, bunların bir gün karşılarına mahkûmiyet kararına gerekçe olarak çıkacağından endişe duyuyorlarsa, ifade özgürlüğünden söz edilemez. Toplumun bir paranoya içine düşürüldüğü günümüz Türkiye’sinde bu anlamda ifade özgürlüğünden söz etmek de mümkün değildir.

Gazetecinin, toplum adına bilgi edinme ve onu bilgilendirme amacıyla bilgiyi yayma özgürlüğünün karşısına çıkarılacak “gizlilik” ve “devlet sırrı” gibi kavramların tanımları demokratik toplum düzeninde olması gereken ölçütler dışında genişletilmemelidir. Toplumu yakından ilgilendiren olumsuz durumlarda halkın gerçekleri öğrenme hakkı öncelikli olmalıdır.

Başta Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere ilgili mevzuattaki tüm kısıtlamalar kaldırılmalı, temel hak ve özgürlüklerin omurgası olan ifade özgürlüğü her koşulda, tüm yasal ve idari düzenlemelerde temel ilke olarak kabul edilerek korunmalıdır. Türk mevzuatında esas hale gelmiş olan yasaklama ve engelleme anlayışı terk edilerek, temel hak ve özgürlükler mutlak ve kutsal kabul edilmelidir.

Türk Ceza Kanunu’nun 27 maddesinde, Terörle Mücadele Kanunu’nda, Anayasa’nın ilgili maddelerinde ve doğrudan Basın Kanunu’nda ifade özgürlüğünü zedeleyen hükümler vardır. Bunlar yasalardan çıkarılmalıdır.

Bilgi edinme hakkının Anayasa’da yer alması zorunluluktur. İfade özgürlüğünün sonucu olan basın özgürlüğüne özel önem atfedilerek Anayasa’nın 28. maddesi “Basın özgürdür sansür edilemez. Basın özgürlüğünü sınırlandıran kanun yapılamaz” biçiminde değiştirilmelidir.

Bu çerçevede;

Gazetecilere yönelik baskı, fiziki saldırı ve tehditlerin giderek artması ile 2009 yılında bir gazetecinin öldürülmesi vakaları; çok sayıda yayın organının toplatılması ve kapatılması, internet sitelerine erişimin engellenmesi, radyo ve televizyon kuruluşları hakkında çeşitli yaptırımlar uygulanmasıyla birlikte değerlendirildiğinde, gazeteciliğin etrafını saran korku ortamının gelecekte daha da kötüleşeceğine dair endişelerimiz çoğalmaktadır.

Bu tür baskılar ile açılan dava ve soruşturmaların, özellikle eleştirel ve bağımsız gazetecilik yapan medya kuruluşları ve mensupları üzerinde yoğunlaşması, siyasi önyargılarla hareket edildiğinin açık bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.

Çok sayıda gazetecinin gözaltına alınmasından, tutuklanmasından, hapis ve para cezalarına mahkûm edilmesinden duyduğumuz kaygıyla birlikte gazeteciler hakkında açılmış olan yüzlerce soruşturma ve dava sayısının bu kanun hükümleri var olduğu müddetçe daha da artabileceği gerçeği karşısında, ÖNCELİKLE CEZAEVLERİNDEKİ TÜM TUTUKLU GAZETECİLERİN DERHAL SALIVERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ.

Türkiye’nin demokratik dünyadan kopmasına yol açabilecek bu tehlikeli gidişattan kurtulabilmek için hükümeti ve parlamentoyu ilgili YASALARDA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER YAPMAK ÜZERE DERHAL HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ.

Özgür gazetecilik varsa, özgür toplum vardır.

G-9 GAZETECİ ÖRGÜTLERİ PLATFORMU

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)

Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD)

Foto Muhabirleri Derneği (FMD)

Ekonomi Muhabirleri Derneği ( EMD)

Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD)

Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD)

Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV)

Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği

Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (HABER-SEN)

TGS’nin çeşitli kaynaklardan elde ettiği bilgilere göre cezaevlerindeki gazeteciler ile cezaevinden tahliye olduktan sonra yargılanmaları tutuksuz olan devam eden gazeteciler ve haklarında hapis cezası uygulanması tehdidi altında olan gazeteciler:

AD / YAYIN KURULUŞU

DURUM

1.

Mustafa Balbay, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi

Ergenekon davasından yargılanıyor.

1 Temmuz 2008’de gözaltına alındıktan sonra, mahkemece 5 Temmuz 2008’de serbest bırakıldı.

5 Mart 2009’da ikinci kez gözaltına alındı.

6 Mart 2009’da tutuklandı.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Yargılanması sürüyor.

2.

Tuncay Özkan, Kanal Biz televizyonunun sahibi, gazeteci

Ergenekon davasından yargılanıyor.

23 Eylül 2008’de gözaltına alındı.

27 Eylül 2008’de tutuklandı.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Yargılanması sürüyor.

3.

Hikmet Çiçek, Aydınlık dergisi Ankara Temsilcisi

Ergenekon davasından yargılanıyor.

25 Mart 2008’de gözaltına alındı.

29 Mart 2008’de tutuklandı.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Yargılanması sürüyor.

4.

Emcet Olcaytu, Aydınlık dergisi yazarı

Ergenekon davasından yargılanıyor.

23 Eylül 2008’de gözaltına alındı.

26 Eylül 2008’de tutuklandı.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Yargılanması sürüyor.

5.

Deniz Yıldırım, Aydınlık dergisi Genel Yayın Yönetmeni

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile yaptığı telefon görüşmelerinin Aydınlık dergisinde yayımlanmasının ardından, 19 Ekim 2009 tarihinde Aydınlık dergisi ve Ulusal Kanal İstanbul merkezi ile evinde polis tarafından arama yapılmasından 20 gün sonra, 8 Kasım 2009’da gözaltına alındı.

9 Kasım 2009’da tutuklandı.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Yargılanması sürüyor.

6.

Ufuk Akaya, Ulusal Kanal İstihbarat Şefi

7.

Vedat Kurşun, Azadiya Welat gazetesi eski Yazı İşleri Müdürü

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 30 Mart 2010 tarihinde görülen duruşmada, Azadiya Welat gazetesinin 11-12 Ağustos 2007 tarihli sayılarında yayımlanan iki haberde, “terör örgütü PKK’nın propagandasının yapıldığı” gerekçesiyle 3 yıl hapis cezası verildi. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Mayıs 2010’da görülen duruşmada, Azadiya Welat gazetesinin Ağustos 2006 ile Haziran 2008 tarihleri arasındaki yayımlarında 103 kez terör örgütünün propagandasının yapıldığı gerekçesiyle 1’er yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Ayrıca, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği” iddiasıyla 12 yıl hapis cezası aldı. Böylece hakkında 525 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davada, toplam 166 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki diğer davadan aldığı cezayla birlikte hakkında verilen hapis cezası toplamı 169 yıl 6 aya ulaştı.

Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

8.

Füsun Erdoğan, Özgür Radyo Genel Yayın Yönetmeni

MLKP davasından yargılanıyor.

8 Eylül 2006’da düzenlenen Gaye adlı operasyonda gözaltına alındı.

12 Eylül 2006’da tutuklandı.

Gebze M Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

9.

İbrahim Çiçek, Atılım gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

MLKP davasından yargılanıyor.

8 Eylül 2006’da düzenlenen Gaye adlı operasyonda gözaltına alındı.

12 Eylül 2006’da tutuklandı.

Gebze M Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

10.

Sedat Şenoğlu, Atılım gazetesi Genel Yayın Koordinatörü

MLKP davasından yargılanıyor.

8 Eylül 2006’da düzenlenen Gaye adlı operasyonda gözaltına alındı.

12 Eylül 2006’da tutuklandı.

Edirne 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

11.

Bayram Namaz , Atılım gazetesi yazarı

MLKP davasından yargılanıyor.

8 Eylül 2006’da düzenlenen Gaye adlı operasyonda gözaltına alındı.

12 Eylül 2006’da tutuklandı.

Edirne 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

12.

Ziya Ulusoy, Atılım gazetesi yazarı

MLKP davasından yargılanıyor.

8 Eylül 2006’da düzenlenen Gaye adlı operasyonda gözaltına alındı.

12 Eylül 2006’da tutuklandı.

Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

13.

Hasan Coşar, Atılım gazetesi yazarı

28 Mart 2009’da İzmir’de gözaltına alındı.

29 Mart 2009’da tutuklandı.

Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

14.

Erdal Güler, Devrimci Demokrasi gazetesi sahibi ve eski Yazı İşleri Müdürü

26 Aralık 2007’de gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 21 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ayrıca hakkında 60 bin TL para cezası var.

Amasya E Tipi Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunuyor.

11 Aralık 2009’da tahliye edilmesi bekleniyordu ancak hakkındaki kesinleşen diğer davalar nedeniyle hükümlülük süresi uzadı.

15.

Ahmet Birsin, Diyarbakır Gün TV Genel Yayın Koordinatörü

PKK örgütüne yönelik olarak birçok kentte düzenlenen operasyonlar çerçevesinde 14 Nisan 2009 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandı.

Diyarbakır Başsavcılığı, operasyonun “PKK üyesi sekiz kişilik ‘Türkiye koordinasyon Birimi’ne yönelik olarak, bir yıldır teknik takip, telefonların dinlenmesi ve banka hesap hareketliliği”nden hareketle yapıldığını duyurdu.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin arama-el koyma kararı vermesinden sonra polis, Gün TV bürosuna gelerek arama yaptı.

Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

16.

Ali Buluş, DİHA Mersin muhabiri

PKK ile bağlantılı olmaktan yargılandı.

Hakkında verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onandı.

Karaman-Ermenek M Tipi Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunuyor.

17.

Mehmet Karaaslan, DİHA Mersin muhabiri

18.

Faysal Tunç, DİHA Şırnak muhabiri

Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunuyor.

19.

Behdin Tunç, DİHA Şırnak muhabiri

20.

Barış Açıkel, İşçi-Köylü gazetesi sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi

21.

Erol Zavar, Odak dergisi sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

Sincan F Tipi Cezaevi

22.

Hatice Duman, Atılım gazetesi sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

Gebze M Tipi Cezaevi

23.

Mahmut Tutal, Gündem gazetesi Şanlıurfa çalışanı

Şanlıurfa E Tipi Cezaevi

24.

Mustafa Gök, Ekmek ve Adalet dergisi Ankara Temsilcisi

Sincan F Tipi Cezaevi

25.

Metin Bulut, Yürüyüş dergisi sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi

26.

Bayram Parlak, Gündem gazetesi Mersin Temsilcisi

Karaman-Ermenek M Tipi Cezaevi

27.

Eda Ünalan, Kızıl Bayrak dergisi Ankara muhabiri

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi

28.

Müge Molvalı, Atılım gazetesi Yazı İşleri Müdürü

Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi

29.

Suzan Zengin, İşçi-Köylü gazetesi Kartal bürosu çalışanı

Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nde 9 aydır tutuklu bulunuyor.

Hakkındaki iddianame Mayıs 2010’da açıklandı.

Henüz mahkemeye çıkarılmadı.

İlk duruşma tarihi 26 Ağustos 2010.

30.

Şafak Gümüşsoy, Mücadele Birliği dergisi eski Yazı İşleri Müdürü

Bolu Mengen Cezaevi

31.

Çağdaş Küçükbattal, Atılım Gazetesi muhabiri

Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi

32.

Tuncay Mat, Atılım gazetesi muhabiri

Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi

33.

Gülşen Bozan, Özgür Kadın dergisi çalışanı

Bursa Kapalı Cezaevi

34.

Murad Akıncılar, Demokratik Dönüşüm dergisi editörü

4 Ekim 2009’da tutuklandı.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

35.

İsmail Eskin, Dicle Haber Ajansı (DİHA) Kocaeli muhabiri

4 Aralık 2009’da tutuklandı.

Tutuklanmasına gerekçe olarak, 29 Kasım’da, Abdullah Öcalan’ın tutukluluk şartlarını protesto etmek amacıyla Kocaeli’nin Topçular Mahallesi’nde yapılan eylemleri görüntülerken, olaylara bilerek karıştığı, terör örgütünün propagandasını yapacak tarzda faaliyetlere katıldığı iddiası gösterildi.

Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

36.

Kenan Karavil, Radyo Dünya (Adana) Yayın Yönetmeni

7 Aralık 2009’da Adana’da Radyo Dünya’ya düzenlenen baskında gözaltına alındı.

11 Aralık 2009’da “yasa dışı örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla tutuklandı.

Adana Kürkçüler Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

37.

Şeyhmus Bilgin, Günlük ve Azadiya Welat gazetesi çalışanı

7 Aralık 2009’da gözaltına alındı.

11 Aralık 2009’da “yasa dışı örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla tutuklandı.

Adana Kürkçüler Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

38.

Seyithan Akyüz, Azadiya Welat Adana temsilcisi

7 Aralık 2009’da gözaltına alındı.

11 Aralık 2009’da tutuklandı.

“Yasa dışı örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla açılan davada TMK’nın 7/2’nci maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası verildi.

Adana Kürkçüler Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

39.

Gençağa Karafazlı, Show TV, Birgün ve Evrensel gazetelerinin Rize temsilcisi, gazeteci

17 Haziran 2009’da tutuklandı.

Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

40.

Sabri Adanır, Gündem gazetesi Cizre temsilcisi

41.

Dilek Keskin, Atılım gazetesi İstanbul muhabiri

Aile ziyareti için geldiği Antakya’da, hakkında kesinleşmiş bir davada 4 yıl 2 ay hapis cezası verildiği gerekçesiyle 15 Ocak 2010’da gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.

Antakya E Tipi Cezaevi’nde bulunuyor.

42.

Hatice Özhan, DİHA Diyarbakır muhabiri

17 Şubat 2010’da, Ağrı Cumhuriyet Savcılığı’nın hakkında başlattığı soruşturma kapsamında Diyarbakır’da gözaltına alınarak Ağrı’ya götürüldü.

19 Şubat 2010’da, BDP Genel Merkez çalışanlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri ve Roj TV'ye katıldığı gerekçesiyle “örgüt propagandası” yapmaktan tutuklandı.

Ağrı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

43.

Bedri Adanır, Aram Yayınları sahibi ve Kürtçe yayımlanan Hawar gazetesi Yazı İşleri Müdürü

5 Ocak 2010’da Irak’tan Türkiye’ye giriş yaparken Habur Sınır Kapısı’nda gözaltına alınd.

12 Ocak 2010’da tutuklandı.

Hakkında kesinleşmiş 4 yıl 5 ay hapis cezası bulunuyor. Ayrıca 67 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde.

44.

Şahin Baydağı, Azadiya Welat gazete dağıtımcısı

12 Ocak 2010’da Mardin’deki evinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındı ve “yasa dışı örgüt propagandası” yapmak iddiasıyla tutuklandı.

Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

45.

Abdulbesir Yapıcı, Azadiya Welat gazetesi Şanlıurfa çalışanı

24 Ocak 2010’da, İzmir'de hakkında açılan bir davada 6 ay kesinleşmiş hapis cezası olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Şanlıurfa E Tipi Cezaevi’nde bulunuyor.

46.

Erdal Süsem, Eylül Hapishane Kültür Sanat dergisi editörü

31 Ocak 2010’da, Devrim Karargah soruşturması kapsamında gözaltına alındı.

7 Şubat 2010’da, Maoist Komünist Partisi ile ilişkisi olduğu iddiasıyla tutuklandı.

Tutuklanmasına gerekçe gösterilen suçun delilleri olarak, ikametgahında el konulan Eylül dergisinin arşivleri, bu dergiye hapishaneden yazılan mektuplar, toplatılma kararı olduğu iddia edilen kitaplar kullanıldı.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunuyor.

47.

İlhan Selçuk, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi, Gazeteci-Yazar

Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.

48.

Vedat Yenerer, gazeteci

Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.

49.

Güler Kömürcü, gazeteci

Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.

50.

Ferit İlsever, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci-yazar

21 Mart 2008’de gözaltına alındı.

24 Mart 2008’de tutuklandı.

29 Ağustos 2008’de sağlık gerekçesiyle tahliye edildi.

Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.

51.

Serhan Bolluk, Aydınlık dergisi Genel Yayın Yönetmeni

21 Mart 2008’de gözaltına alındı.

24 Mart 2008’de tutuklandı.

13 Şubat 2009’da tahliye edildi.

Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.

52.

Adnan Akfırat, Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Üyesi, gazeteci-yazar

21 Mart 2008’de gözaltına alındı.

24 Mart 2008’de tutuklandı.

13 Haziran 2009’da tahliye oldu.

Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.

53.

Hayati Özcan, Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi

25 Mart 2008’de gözaltına alındı.

29 Mart 2008’de tutuklandı.

28 Ağustos 2009’de sağlık gerekçesiyle tahliye edildi.

Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.

54.

Nadiye Gürbüz, Demokrat Radyo Genel Yayın Koordinatörü

7 Şubat 2009’da tutuklandılar.

17 Eylül 2009’da tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiler.

Yasa dışı Marksist Leninist Komünist Partisi’ne (MLKP) üye olmakla suçlanıyorlar.

55.

Sonnur Sağlamer, Atılım gazetesi çalışanı

56.

Abdurrahman Gök, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri

23 Mart 2009’da Siirt’te Nevruz kutlamalarını izlerken gözaltına alındı ve “yasa dışı örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla tutuklandı.

24 Kasım 2009’da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2’nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasına aldı.

57.

İhsan Silmiş, Azadiya Welat çalışanı

15 Ekim 2009’da gözaltına alındı ve hakkında kesinleşmiş hapis cezası olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

58.

Aylin Duruoğlu, Vatan gazetesinin internet sitesi gazetevatan.com’un Yayın Yönetmeni

“Devrimci Karargah” örgütü üyesi olmakla suçlanıyor.

27 Nisan 2009’da gözaltına alındı.

İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla 30 Nisan 2009’da tutuklandı.

23 Şubat 2010’da mahkemeye çıkarıldı, ilk savunmasını yaptıktan sonra tahliye edildi.

Tutuksuz yargılanması sürüyor.

59.

Mehmet Yeşiltepe, Devrimci Hareket dergisi çalışanı

“Devrimci Karargah” örgütü üyesi olmakla suçlanıyor.

23 Şubat 2010’da mahkemeye çıkarıldı, ilk savunmasını yaptıktan sonra tahliye edildi.

Tutuksuz yargılanması sürüyor.

60.

Hacı Orman, Sanat ve Hayat dergisi Genel Yayın Yönetmeni

29 Ocak 2010 tarihinde tahliye edildi.

Tutuksuz yargılanması sürüyor.

61.

İsminaz Ergün, Demokrat Radyo çalışanı

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutukluyken, 29 Ocak 2010 tarihinde tahliye edildi.

Tutuksuz yargılanması sürüyor.

62.

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Başkent Üniversitesi Rektörü ve Kanal B Yönetim Kurulu Başkanı

Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanıyor.

63.

Neriman Aydın, Toplumsal Haber adlı haber sitesinin sahibi, yazar

Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanıyor.

64.

Hacı Boğatekin, Gerger Fırat gazetesi sahibi

“Yerel yetkililerin, sahibi olduğu gazeteyi etkisizleştirmeye çalıştıklarını” iddia etmek suretiyle “kamu görevlisine hakaret ettiği” gerekçesiyle 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası verildi.

Cezada indirim yapılmadı ve ertelenmedi.

65.

Şamil Tayyar, Star gazetesi yazarı

“Haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek” suçlarından 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Ceza ertelendi, 5 yıl süreyle adli denetime tabi tutulma kararı alındı.

Ayrıca, “Operasyon Ergenekon” adlı kitabında yer alan ifadelerle “soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği” gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi.

Ceza ertelendi, 5 yıl süreyle adli denetime tabi tutulma kararı alındı.

66.

Cevheri Güven, Star gazetesi Ankara Haber Müdürü

Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili iddianamedeki bir telefon görüşmesini haberleştirmesinden dolayı 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

67.

Sevda Turaçlar, Ekspres gazetesi bilgisayar operatörü

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “basın yoluyla hakaret” ettiği gerekçesiyle 11 ay 20 gün hapis cezası verildi

ETİKETLER
#gazeteciler #hapis