MESLEK ÖRGÜTLERİ TUTUKLU GAZETECİ YAKINLARIYLA BULUŞTU
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, IPI Türkiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Gazetecilere Özgürlük Platformu, cezaevindeki gazetecilerin yakınlarıyla bir araya geldi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, IPI Türkiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Gazetecilere Özgürlük Platformu, cezaevindeki gazetecilerin yakınlarıyla bir araya geldi. Nedim Şener, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Çağdaş Ulus, Bedri Adanır gibi cezaevinden çıkan gazetecilerin katıldığı toplantıda “gazeteciler özgür bırakılsın” çağrısı yapıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, IPI Türkiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Gazetecilere Özgürlük Platformu, tutuklu gazetecilerin yaşadıkları sorunları yakınlarından dinlemek amacıyla bir toplantı düzenledi. TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda bir araya gelen meslek örgütleri ve gazeteci yakınları, “Gazeteciler özgür bırakılsın” çağrısında bulundu.
ULUSLARARASI BASIN DA TOPLANTIYI İZLEDİ
Türk ve dünya basınının yoğun ilgi gösterdiği toplantıyı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Atay, IPI Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ferai Tınç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi ve GÖP Dönem Sözcüsü-Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Genel Sekreteri Ümit Gürtuna, Nedim Şener, Cüneyt Ünal, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Çağdaş Ulus’un da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi. Toplantıya ayrıca, Türkiye'de basın özgürlüğüyle ilgili sorunları incelemek ve bir rapor hazırlamak için IPI misyonu da katıldı. Amerika, Almanya, Avusturya, Yeni Zelanda, Nijerya ve Hindistan’dan gelen gazetecilerin yer aldığı IPI misyonunda; The Guardian ve The Observer köşe yazarı, The Guardian’ın eski editörü, IPI Yönetim Kurulu eski üyesi Peter Preston (İngiltere), ZDF’nin (Almanya) eski hukuk işleri direktörü, IPI eski Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Carl-Eugen Eberle , The Hindu direktörü, IPI Yönetim Kurulu üyesi Narasimhan Ravi, The Washington Post kıdemli editörü Milton Coleman (ABD), IPI İcra Direktörü Alison Bethel McKenzie (ABD/Avusturya), Avrupa Komisyonu’nun eski yetkilisi ve The Guardian’ın eski diplomasi muhabiri Michael Lake, IPI Yönetim Kurulu eski üyesi ve Nijerya Gazete Sahipleri Birliği (NPAN) eski başkanı Ismaila Isa’da bulundu.
TGC BAŞKAN VEKİLİ TURGAY OLCAYTO: TÜRKİYE BU AYIPTAN KURTULMALI
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş toplantının açılışında yaptığı konuşmada 70’i aşkın gazetecinin tutuklu olduğunu, binlerce gazetecinin haklarında açılmış davaların gölgesinde mesleklerini yapmaya çalıştığını belirtti. Güneş, Türkiye’de basın özgürlüğü krizi yaşandığını belirterek “TCK ve TMK’daki sorunlu maddeler ve özel yetkili mahkemeler artık kaldırılmalı” diye konuştu. TGC Başkan Vekili Turgay Olcayto, konuşmasında dünya basınından gelen meslektaşlarına teşekkür ederek başladı. Olcayto, “Cezaevinde tutuklu bulunan meslektaşlarımızın yakınlarıyla ikinci buluşmamız. Diliyoruz meslektaşlarımız serbest kalır da biz üçüncü toplantıyı yapmayız. Türkiye’de biliyorsunuz ceza ve terörle mücadele yasalarında bir türlü iyileştirmeler yapılmıyor. Bunun yerine birinci, ikinci, üçüncü diyerek isimlendirilen paketler çıkıyor. Paketler sonucunda meslektaşlarımız içeride kalırken, eli kanlı mahkumlar dışarıya çıkıyor. Dolayısıyla 4. paket için de kişisel kanaatim, umutlu değilim” dedi. Tutuklu gazetecilerin cezaevinde dahi çalışmaya devam ettiğine dikkat çeken Olcayto, “Arkadaşlarımız cezaevlerinde de boş durmadılar. Kitaplar yazarak tarihe not düştüler. Orada bile çalışmaya devam ettiler” şeklinde konuştu. Basının üstündeki baskıların kaldırılmasını isteyen Olcayto, “Türkiye bu ayıptan bir an önce kurtulmalı” diyerek sözlerini bitirdi.
GÖP DÖNEM SÖZCÜSÜ ÜMİT GÜRTUNA: BASIN KADAR KAMUOYU DA BASKI ALTINDA
GÖP Dönem Sözcüsü-Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Genel Sekreteri Ümit Gürtuna, “Gazetecilerin tutuklu olması sadece gazetecilerin sorunu değildir. Tutuklu meslektaşlarımız üzerinden Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü kontrol altına alınıp, Türkiye’deki rejim değişikliğine karşı yol alınmaya çalışılmaktadır. Gazeteciler sürekli mahkemeye gidiyor, bir kısmı tahliye oldu, bir kısmı hâlâ tutuklu. Gazetecileri tutuklayan yasaların kaldırılmasını istiyoruz. Türkiye’deki demokratik rejim, hapisteki gazetecilerle yaşamaya devam ederse, biz demokrasiyi kaybederiz. Basına yönelik bu tehdit, aslında sadece gazetecilere değil kamuoyunun kendisinedir” ifadelerini kullandı. 40 sene önce de gazetecilerin baskı altında olduğuna dikkat çeken Gürtuna, o dönem askeri rejimde tutuklu gazetecileri uluslararası basınla birlikte ziyaret edebilirken bugün sivil rejimde ziyaret edemediklerini dile getirdi.
PRESTON: GAZETECİLER ÖZGÜR BIRAKILMALI
IPI Yönetim Kurulu eski üyesi Peter Preston, IPI’nın uluslararası bir örgüt olduğunu ve çeşitli ülkeleri ziyaret ettiklerini belirtti. “Tamamen bağımsız” bir örgüt olduklarının altını çizen Preston, “IPI, Türkiye ile çok uzun zamandır ilgileniyor. Türkiye’deki durumu ve sorunu anlamıyor değiliz. Şu son 2- 3 günde duyduklarımız karşısında gerçekten ciddi şekilde endişelendik. Türkiye’deki gazetecilerin hangi siyasi eğilimlerle olurlarsa olsunlar ortak bir noktada buluştuklarını görüyoruz. Basın özgürlüğü konusunda endişe verici bir noktaya geldiğini öğrendik” dedi. 4. yargı paket ile ilgili hükümet yetkilileri ile görüştüklerini anlatan Preston, “4. paketin daha çok gazetecinin serbest kalmasını sağlayacağını söyleyince umutlu olduk. İlerleme konusunda hem umutluyuz aynı zamanda endişelerimiz de var. Tutuklu gazetecilerin özgür kalmasını istiyoruz. Türkiye’nin demokrasileşmesi açısından bu çok önemli bir adım” şeklinde konuştu.
TERÖRİST DEĞİL GAZETECİLER
Toplantıda konuşan TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, ise şunları söyledi:“Bu toplantı, Türkiye’ye uluslararası açıdan nasıl bakıldığı konusunda oldukça önemli. Cezaevindeki meslektaşlarımız gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandılar. Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanan meslektaşlarımızı, terörist gibi gösterenleri kınıyorum. 2009 yılından beri bizim sayabildiğimiz 120 gazeteci cezaevine girmiş ve çıkmış durumda. Tutuklanan gazetecilerin hepsi terörist olmakla suçlandılar. Biraz yüzü kızaran insan, gelip onların yüzüne karşı terörist olduklarını söylesin.”
TUTUKLU GAZETECİ YAKINLARI VE CEZAEVİNDEN ÇIKAN GAZETECİLER KONUŞTU
Konuşmaların ardından gazeteci yakınlarının sorunları dinlendi.
TGC YANIMIZDA OLDU
Bedri Adanır: “TGC, TGS, hep yanımızda oldu. Bize hep moral verdiği için öncelikle onlara çok teşekkür ediyoruz. Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandım. Doğrusu beni taraf olmakla suçladılar. Biz kimsenin tarafı değiliz. Biz basın özgürlüğünü savunan gazetecileriz. İçeride değil dışarıda olmamız gerekiyor.
MAHKEMEYE GİTMEKTEN YORULDUM
Cezaevinden çıkan Fazıl Duygun, hakkında açılan çok sayıda dava olduğunu ve mahkemeye gitmekten artık yorulduğunu dile getirdi. Duygun, gazetecilik meslek hayatı boyunca mesleği her zaman en iyi şekilde yapmaya çalıştığını ancak karşılarına engeller çıktığını anlattı. Duygun, kendisi gibi çok sayıda gazeteci bulunduğunu belirterek, mesleklerinin üzerindeki baskıların kaldırılmasını istedi.
6 YIL CEZAEVİNDE TUTULDUM
Cezaevinden çıkan gazeteci Hasan Coşar, “İlk kez 1982 yılında gözaltına alınmıştım. 82 Anayasası’na hayır demekten yargılandım. 6 yıl hapishanede kaldım” dedi ve ekledi:“2006’da gözaltına alındığımda ise suç unsuru olarak öne sürülen tek şey, bir bilgisayar çıktısında ismimin geçtiği iddiasıydı. Bir bilgisayar çıktısında sadece ismimin çıkması nedeniyle tutuklandım. Bir bilgisayar çıktısı her yerden alınabilir. Bir bakkaldan bile alınabilir. O kadar uğraştık bize bir türlü bu çıktının nereden alındığını söylemediler. İçeride kaldığımız süre içinde de baskıyla karşılaştık. Şu an yargılanmam devam ediyor.”
SANSÜR VE OTO SANSÜRE NEDEN OLUYOR
Gazeteci Barış Terkoğlu “Başbakan sık sık kürsüye çıktığında gazetecileri, dizileri tehdit ediyor. İnsanları işten kovmakla ilgili telkinlerde bulunuyor. Örneğin hava kirliliğiyle ilgili bir manşet atan gazeteyi uyarabiliyor. Bu siyasi baskılar, sansüre ve oto sansüre neden oluyor” diyerek şöyle konuştu:“Hala fikirlerinde ısrar eden gazeteciler ise çoğunlukla işsiz kalıyorlar. Merkez medyada çalışmaları imkansız hale geliyor. Yazmaya yine de devam ederlerse mahkemelerce tutuklanıyorlar. Ben Oda TV davasında 20 ay tutuklu kaldım. İddianamede hiç bomba, şiddet aracı yoktu. Yaklaşık 400 kez haber, 200 kez köşe yazısı kelimesi geçiyordu. Bunun yanı sıra iki kitap da terör faaliyeti sayılıyordu. Şu an halen bu davada üç kişi hiç suç işlemedikleri halde tutuklu.”
TUNCAY ÖZKAN 7 KİTAP YAZDI
Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan Özkan da toplantıda konuşan tutuklu yakınlarından biri oldu. Nazlıcan Özkan, “Babam içeride yazmaya devam ediyor. Daktilo verilmediği için elle 7 kitap yazdı. Hayatı boyunca mücadele ettiği mafyalarla ilişkisi olduğu iddia ediliyor. Mahkemeye neden tutuklu olduğunu sorduğunda “Sen daha iyi bilirsin” şeklinde yanıt aldı. Bize sunulan tek delil, jandarmayla görüştüğü iddiasıydı. Bunun olmadığı jandarmalar tarafından 9 kez reddedildi. Şu an davanın sonuna geliniyor ancak tanıklar dinlenmedi, çapraz sorgu yapılmadı. Adil yargılanma istiyoruz. Babam direnmeye devam ediyor” dedi.
BİRBİRLERİNİ İMHA EDEN GAZETECİLER
Toplantıda söz alan gazeteci Nedim Şener ise “Dünyada Türkiye’de olduğu kadar hiçbir ülkede basının üzerinde bu kadar baskı olduğunu zannetmiyorum” dedi. Nedim Şener, “Yabancı gazeteci meslektaşlarımız raporu hazırlarken, “Medyanın çeşitliliğinden bahsederken iktidara yakın olup meslektaşlarını imha eden bir gazeteci grubun olduğundan, yalanı da silah olarak tutanların varlığından da söz etmeli. Tutuklu gazeteci arkadaşlarımızı bir an önce aramızda görmek istiyoruz” diye konuştu.
SAĞLIK SORUNLARI YAŞADIM
Cezaevinden çıkan gazeteci Çağdaş Ulus cezaevinde kaldığı sürece çeşitli sorunlar yaşadığını, tuvalet temizlettirmek istediklerini belirterek şunları söyledi:“Sağlık sorunları yaşamama rağmen 2,5 ay sonra hastaneye sevk edildim. İddianameye bakıldığında telefon görüşmelerim, gazetecilik faaliyetlerinden öteye gitmeyen hiçbir şey yoktu ancak bunlarla tutuklanacağımı düşünmeyen polis memurları, Kandil’e gidip 2 kez örgütün işlerine katıldığımı savcıya sundular. Kıbrıs’a ve Amerika’ya eğitim nedeniyle çok sayıda giriş çıkışım mevcuttu. Bunları örgütle bağlantılı olduğunu iddia ettiler.”