MERVE SÖZLERİNİN ARKASINDA; ''ELİMDE DELİLLER VAR BOŞ KONUŞMUYORUM''
Acun Medya ile hukuki mücadeleye giren, son dönemin en konuşulan ismi Merve Büyüksaraç sözlerinin arkasında durdu..
Survivor ekibinin ’bilinçli olarak imajını zedeledikleri’
iddiasıyla Acun Medya ile hukuki mücadeleye giren, son dönemin en
konuşulan ismi Merve Büyüksaraç sözlerinin arkasında duruyor
Kuvvetli bir medya grubuyla mücadeleye girdiniz. Yaptığınız
biraz ‘Don Kişot, yel değirmenine karşı’ durumunu
çağrıştırıyor...
Ben doğru olduğum için böyle bir
mücadeleye girdim. Hatta buna mücadele demek biraz yanlış bir tabir
olur, sadece hakkımı arıyorum. Yarışmadan çıkınca taraflı
montajları gördüm, beni ne kadar saygısız gösterdiklerini izledim.
Bunlar beni çok üzdü. Adadayken gururla “Şu an bütün anneler bana
hak vermiştir, beni sevmiştir” diye dolaşırken, çok farklı şekilde
yansıtıldığımı gördüm. Bu da benim damarıma basan nokta oldu.
Neticede hiçbir yayın kuruluşunun kendi maddi çıkarları için
başkalarının kişilik haklarını ihlal etmeye ve onları olduklarından
farklı göstermeye hakkı yok. Buna rağmen açıklama yapmayacak kadar
ukala olduklarını gördüm. Orada yaşadıklarımı biliyorum; sadece ben
değil, diğer yarışmacı arkadaşlar da biliyor. İnanıyorum ki doğruyu
söyleyen her zaman kazanır. Ben de bunun uğrunda sonuna kadar
hakkımı aramaya devam edeceğim.
Ama yarışmacı arkadaşlarınız pek arkanızda durmuyor...
Hatta en son adadaki samimi dostunuz Almeda “Allah’tan korkmuyor
mu, nasıl bir insan bu, neden bize iftira atıyor” türünde
açıklamalar yaptı...
Almeda yakın arkadaşım değil. Orada çok az kadın yarışmacı vardı,
ister istemez yakınlaştık. Yine de bu sorunuza yanıt vermek zor,
çünkü benim tanıdığım Almeda ile ekranlarda gördüğüm kişi,
kesinlikle aynı kişi değil. Ayrıca bana yaklaşmasına izin vermiş
miyim de benden uzak duruyormuş? Kimseye iftira attığım yok. Bu
insanlar asıl konuyu dağıtmak için bu yola başvuruyorlar.
Survivor’da konuşulmayan bir inanç konusu kalmıştı, Almeda bunu da
başardı.
Nihat da “Hepimizi töhmet altında bıraktı, emeğimize
saygısızlık etti” şeklinde cümleler sarf etti.
Bu arkadaşımızın ‘töhmet’ kelimesinin ne anlama geldiğini
bildiğinden emin değilim. Birini henüz kanıtlanmamış bir suçun
işlendiğiyle suçlamaktır, töhmet. Nihat’i hangi suçla itham
etmişim? Güzel Türkçemize dikkat edelim derim. İkincisi ise
“Emeğimize saygısızlık etti” cümlesi. Emek bir şey üretmektir,
orada ne ‘üretmişler’ acaba? Para kazanmak için arkadaşlarını
harcamak ve üç maymunu oynamak ‘üretim’ ise onlara diyecek bir
sözüm yok.
Açıklamalarınızdan önce hiç “Yapma, pişman olursun” türü
tavsiye ya da tehditler aldınız mı?
Yaşadıklarımı anlatırken pek çok zorlukla karşılaştım tabii. İş
anlamında yanımda olduğunu iddia eden insanların, bir anda nasıl
yan çizdiğini gördüm. Basından bazılarının, yazarların,
sunucuların, hatta kanalların ne kadar yanlı yayın yaptığını
gördüm. Son olarak da kanallarda bayıldığım anın görüntülerini
yayımlayıp, halkı kandırmaya çalışıyorlar. Bunlar anlık telaşlar,
çırpındıkça batıyorlar. Bu görüntüleri kendi kanallarında
yayımlayacaklarına, mahkeme gününü beklesinler. Mahkemede bütün
gerçekler ortaya çıkınca, aleyhimde yorum yapanları da bu kanalları
da göreceğim. Sanki “Toktum” veya “Dağıtılan pilav biraz tuzsuzdu”
desem yayımlayacaklar mıydı?
Bayılma görüntülerinden bahsetmişken, o görüntüler ne kadar
gerçekti?
Tamamen gerçekti. İkinci gün bayıldım, ancak bunu bir kesim ısrarla
anlamak istemiyor. Hani şarkı sözü var ya “Sesim de oldu,
sessizliğim de” diye. Benim bayıldığım gün de oldu (ki bu ikinci
gündü) bana verilen yemekleri yediğim gün de. Bu kadar basit.
Güdümlü servisler elbette ki sadece bayıldığım anı yayınlıyorlar,
çünkü bir şeyleri ispat peşindeler. Ama cevap verme çabaları bile
beni ne denli ciddiye aldıklarının en büyük göstergesidir. Hatta
gelecekte dikkat etsinler de başka güdümlü servisler, bu sefer
yediğimiz sandviçleri yayımlamasın.
Yemek konusunda ünlülere ayrıcalık tanınıyor
muydu?
Belki size yemek dağıtılıyordu, ‘Gönüllüler’ ise kendi başlarının
çaresine bakıyordu... Öyle bir durum yoktu. Haftada iki kez, yani
konsey günlerinde herkese yemek dağıtılıyordu. Bir de yağmur
yağdığı günler, bir cip gelip hepimize yemeklerimizi veriyordu. Ama
yemek veriliyor derken ‘Halil İbrahim Sofrası’ kuruluyor demedim
zaten. Pilav ve sandviç yiyorduk.
Şunların verildiğini söylediniz; kahve, sigara, çikolata,
muzlar... İhtiyaç ya da isteklerinizi kim getiriyordu, bu işleyiş
nasıl yürüyordu yani?
Adada ekibin kaldığı bir çadır vardı. İhtiyaçlarımız olduğu zaman
oraya gidip orada kalan ekipten istiyorduk. Hepsi de bize yardımcı
oluyordu. ‘Acun gönlümü alsaydı bunlar yaşanmazdı
Şu aşamada iki tarafın da karşılıklı iddiaları var sadece.
Peki sizin elinizde belge, delil var mı?
Evet, ispat konusunda hiç zorlanmayacağım. Elimde belgelerim var;
birtakım telefon mesajları da var, başka deliller de var. Ayrıca
savcılık onlardan görüntüleri istediği zaman getirmek
zorundalar.
Var olduğunu söylediğiniz görüntüler Acun Medya ekibinin
elinde, silinmeyeceğini nereden biliyorsunuz?
Zamanla göreceğiz. Şimdi olacakları söylemek için erken. Yasal
süreç başladı, onların yapacağı her harekete karşı, biz de
savunmaya hazırız. Ayrıca montajsız görüntüleri silme hatasına
düşmeyeceklerini umuyoruz.
Acun Ilıcalı ya da ekibinden biri sizinle bu mahkemeye
giden süreçte hiç iletişime geçti mi?
Hayır, ancak bu sorunuza teşekkür etmek istiyorum,
çünkü elenip görüntüleri izledikten sonra, yapılan haksızlığın
nedenini sormak için dört gün Dominik’te Acun Ilıcalı’yı bekledim.
O zaman benimle görüşüp, gönlümü alsaydı bunlar olmazdı. Onun
“Dünyaları ben yarattım” tutumuna karşı, sessiz kalmamayı tercih
ettim.
Temsilciniz Uğurkan Erez de sizinle yollarını ayırdığını
açıkladı. Tepkiniz?
Onun kararıyla ilgili bir sorun yaşamadım, basına “Ajansımın
prensiplerini yerine getirmiyor” diye açıklama yapmış, neyse bu
prensipler... Yine de kararına saygı duyuyorum, çünkü Uğurkan
Abi’yle altı yıl birlikte çalıştık. Sadece kendisinin açıp bana
şahsen söylememesine kırıldım, o kadar samimiyken. Ne yazık ki
yollarımızın ayrıldığını internetten öğrendim.
Mustafa Topaloğlu’nun 10 bölümlük sözleşmesi olduğu yönünde
iddianız var...
Bu bir duyum mu yoksa net bir bilgi mi? Net bir ‘duyum.’ Bunu Acun
Medya çalışanlarından öğrendim ve tabii ki mahkemede bu isimleri
açıklayacağım. Bana böyle bir teklifte bulunulmadı. Ancak
Topaloğlu’nun onuncu haftada elenmesi ilginç bir tesadüf...
Yarışma sonrası aldığınız tepkiler nasıldı, şu an
nasıl?
Yarışma sonrasında kötü tepkiler aldım; ancak şimdi
“Helal olsun” tarzında güzel yorumlar alıyorum.
‘İş bulma kaygım yok’
“Bundan sonra hiç iş bulamam” diye endişe ediyor musunuz?
Survivor, benim ne ilk işim ne de ilk yarışmam. İnanın
hiç kaygım yok. Zaten önümde başka projeler var ama ekran değil.
Çünkü bir süre televizyon ile işim olsun istemiyorum. Yeni bir
projeyle ilgili çalışıyorum, bir ürün tasarladım, ne olduğunu şu an
açıklayamam ama modayla ilgili... Onun tanıtım çalışmalarıyla
uğraşacağım bir süre. En kısa vadeli planım bu. Gelecek ne
gösterir, göreceğiz. Ama yeni projelerde de haksızlığa uğrarsam,
hakkımı ararım.‘Tazminat ödeyeceğimi kim söyledi?’
Nişanlınızın “Tazminatı neyse veririz, sen üzülme” dediği
ve ondan destek aldığınız da yazıldı...
Çevremizdekiler bize destek olmalıdır, bundan daha doğal bir şey
yoktur. Tabii ki nişanlım bana destek oluyor. Ama insanların bunu
‘maddi erkek desteğine’ yorması saçma, çünkü haksızlığa uğradığını
düşünen her insan hakkını arar. Sanırım insanlar genç bir kız
olarak bunlara kalkışmamın arkasında sebep aradı ve yapıştırdıkları
en kolay sebep nişanlım oldu. Ayrıca mahkemeyi kaybedip, tazminat
ödeyeceğimi kim söyledi?
Radikal