Mert Alaş ilk defa bir Türk gazetesine röportaj verdi! 'Penelope Cruz’a Türkçe öğretiyorum'
Kanal D Ana Haber sunucusu Buket Aydın, dünyaca ünlü Türk fotoğrafçı Mert Alaş ile röportaj yaptı.
Dünyaca ünlü fotoğrafçı Mert Alaş ilk defa bir Türk gazetesine
röportaj verdi.
Alaş, Milliyet gazetesinden Buket Aydın’a konuştu.
İŞTE O RÖPORTAJ:
“Hayallerimin sadece yüzde 10’unu
gerçekleştirdim”
“Hayatın notalarına basarak ilerlerken bir şekilde bu kariyerin
rotasına girmiş bulundum” diyerek kendini anlatan moda dünyasının
dahi çocuğu Mert Alaş, biz onunla ne kadar övünsek de henüz
hayallerinin yüzde 10’unu gerçekleştirdiğini düşünüyor. En önemlisi
de “Türkiye ile ilgili her zaman planlarım var, sürprizlerim
olabilir” diyor.
Dünyanın en ünlü isimleri bir Türk'e poz veriyor. Madonna, Miley
Cyrus, Kate Moss, Jennifer Lopez, Kendall Jenner, Penelope Cruz,
Irina Shayk, Rihannave daha birçok isim onun için deyim yerindeyse
çıldırıyor. Instagram hesabı @mertalas ‘ta paylaştığı kareler
milyonlarca kez görüntüleniyor. Tüm ünlüler ona poz vermek istiyor.
Ama o “Enerjimin uymadığı insanlarla çalışmam” diyor. O Mert
Alaş... Moda dünyasının çılgın, deli dolu ve cesur ismi... “Benim
için cesaret rahatlıktan önce gelir” demesinden de anlayacağınız
gibi yaptığı işler cesaret istiyor. Hemen hemen her hafta neredeyse
çok ünlü bir arkadaşının yazdığı yorumlarla gündemimize düşüyor
Alaş. En son Penelope Cruz kendisi için Instagram hesabından Türkçe
bir mesaj yayınladı. Öğrendim ki Alaş zaman zaman Penelope’ye
Türkçe öğretiyormuş. Tabii sadece Penelope Cruz’la sınırlı değil bu
mesajlar. Çektiği birbirinden güzel fotoğrafların bağımlısı
oldukları için mi, yoksa Mert Alaş’ın samimiyetinden mi bilmiyorum
ama benim anladığım bütün güzel ve ünlü kadınlar kendisi çok
seviyor. Normalde fotoğrafçılar objektiflerin arkasında kalır ama
Alaş biraz daha farklı. Çünkü ünlüleri ölümsüzleştirdiğifotoğraflar
kadar onlarla birlikte çektirdiği fotoğraflar da çok ilgi görüyor.
Moda dergilerinin kapakları da ondan soruluyor, kapaklık
fotoğrafları Mert Alaş çekiyor aslında. Ama bu sefer Vogue
Türkiye’ye 100.sayı kapağı için Kendall Jenner’la birlikte poz
verdi. Heyecanlanıp heyecanlanmadığını, ne hissettiğini sorunca da
“Kendall beni kurtarır diye düşündüm” dedi. Bu vesileyle de bizi
kırmadı. Milliyet Pazar’a konuşmayı kabul etti. Uzaktan da olsa onu
çok sevdim. Bir kere ülkesini seviyor. Türkiye’yi tanıtmak
istiyor.” Ne kadar yol kat etsem de hep özümde kaldım” diyor ve
ekliyor “Hamurun mayası çok önemlidir”.
- Fotoğraflarınıza bakanın üzerinde bıraktığınız etki çok
güçlü. Bir insan fotoğrafla, bakışıyla bu etkiyi nasıl
yaratabilir?
Bilemiyorum, açıkçası planlı bir eylem değil aslında benimki.
Hayatımı çok planlayarak yaşamıyorum. Doğal akışına bırakıyorum.
Yani doğal olanı seviyorum. Biraz zor tabii insanın kendini
anlatması ama doğallık, kendin gibi olmak bu etkiyi
bırakıyorgaliba.
- Kariyerinizi nasıl inşa ettiniz?
20 yaşıma kadar hiç profesyonel fotoğraf çekmemiştim. Ankara Devlet
Konservatuarı’nda çello eğitimi görürken İngiltere’ye yerleştim.
Fotoğrafçılık kariyerime ikinci el bir fotoğraf makinesiyle
başladım. Çok mücadele ettim, hiç pes etmedim. Yolumdan ve
inançlarımdan sapmadım. Eleştiriye açık oldum, fakat son kararı hep
kendim verdim. Ne istediğimi bildim, gereken yerde de fedakârlık
gösterdim. Doğruyu söylemek gerekirse; aslında bir kariyer inşaatı
değildi kafamdaki, yani yavaş yavaş hayatın notalarına basarak
ilerlerken bir şekilde bu kariyerin rotasına girmiş bulundum
- Dünyaca ünlü mankenlerin hem işlerini çekiyorsunuz hem de
aynı zamanda hepsi yakın arkadaşlarınız. Bu kadar yakın ilişki
kurduğunuz insanlarla çalışmanın zor tarafları var mı?
Aslında çok daha keyifli arkadaşlarınla çekim yapabilmek... Yani
bir tür oyun halini alıyor çekim. Daha cesur deneyimlere açık
olunuyor güven ve dostluk olduğu için... Sette arkadaşlarımla
keyifli vakit geçirmek, onların güzel anlarını yakalamak ve
fotoğraflamak beni mutlu ediyor. Zaten enerjimin bağdaşmadığı
kişiyle çalışmam da söz konusu değil.
“Daha ‘Hayatımın çekimi’ diyebileceğim bir çekim
yapmadım”
- İşinizle ilgili yani çalışırken tahammül edemediğiniz şeyler
neler?
Son anda yapılan değişiklikler çok zor oluyor. Kafamda her şey
hazırken ve bir plan üzerinde ilerlerken birtakım şeylerin
değişmesi beni deli edebiliyor. Ama ne yazık ki sanatın bu yanı da
var, masa başı bir iş yapmıyoruz ve duygularımızla çalışıyoruz.
Mesela bir çekim yapacağım ve yağmur yağmaya başlıyor, bütün
planlar alt üst oluyor! Bunu gibi planladığım bir şeyin yolunda
gitmemesi sinir bozucu.
- Kimin eleştirilerini dikkate alırsınız ya da nasıl
eleştirileri?
Önem verdiğim herkesin ya da şöyle diyeyim; fikrine ve görüşüne
inandığım kişilerin eleştirilerini mutlaka dikkate alırım. 25
yıldır birlikte çalıştığım MarcusPiggott’la da kimi zaman fikren
ayrışıyoruz. Ama mutlaka birbirimizin eleştirilerini dikkate
alıyoruz. Zaten bu çatışmalar bizim yaratıcılığımızı daha çok
besliyor.
- Birçok kişinin hayal bile edemeyeceği başarılarınız var.
Siz hayal ettiğiniz yerde misiniz?
Hayallerimin hiç bir zaman dizginlerini tutmadım! Daha yapmadığım
çok şey var! Hayallerimin sadece yüzde 10’unu gerçekleştirdiğimi
düşünüyorum. Mesela daha “hayatımın çekimi” diyebileceğim bir çekim
yapmadım. Onun da zamanı gelecek, ama nasıl bir şey olacağına dair
şimdilik bir fikrim yok. Mesela kozmetik dünyasına el atıyorum
yakında, kıyafet tasarımı merakım da var, ev tasarımı da... Yani
hala yapmadığım çok şey var! Umarım zaman yeter.
Mert Alaş güzelliği tanımladı: Güzellik; şekil öz ve
karakter bütünlüğü
- Bu kadar ışıltılı bir dünyanın içinde siz güzelliği nasıl
tanımlarsınız?
Güzellik şekil, öz ve karakterin bütünlüğüdür.
- Hayata bakışınız, başarıya bakışınız nedir?
Benim için cesaret, rahatlıktan çok daha önemlidir.Başarı için bir
fikir olmalı, bir hayal ve bir hedef... Bu hedefe doğru küçük
adımlarla, yılmadan, utanmadan ve en önemlisi yorulmadan ısrarla
ilerlemek gerek.
“Penelope Cruz’a Türkçe öğretiyorum”
- Penelope Cruz Instagram’ında Vogue’un kapağını yayınladı ve de
size övgüler yağdırdı. Bu övgüleri Türkçe yazınca tabii Türkiye’de
olay oldu.
Penelope 15 yıllık arkadaşım! Bana da güzel bir sürpriz oldu
gerçekten. Çünkü bazen ona Türkçe kelimeler öğretiyorum.
Sanırım mesajı da öğrettiklerim sayesinde yazdı.
- Normalde kapak fotoğrafları çekiyorsunuz ama bu kez
Vogue’un kapağında siz varsınız? Çekimlerde rahat hissettiniz
mi?
Rahatlık konusunda sorunum olmadı, bir de yanımdaKendall Jenner
vardı. Kendall’la kendimi daha da rahat hissettim! Ben çirkin
çıksam da, Kendall beni kurtarır diye düşündüm.
- Yurt dışına gidip kimsenin aklına hayaline gelmeyecek
başarılara imza attınız. Türk olmanın bir avantajı ya dezavantajını
gördünüz mü?
Türk olmam her zaman bir avantajdı benim için. Gerek aldığım
eğitim, gerek kültürümüz, müziğimiz, yani hamurun mayası çok
önemli. Bu özü, başka kültürlerle karıştırıp, yeni bakış açılarıyla
renklendirmek yaptığım! Aslında hep özümde kaldım, ne kadar yol kat
etsem de.
- Türkiye’de çok seviliyorsunuz, başarılarınızla gurur
duyuyoruz. Sizi örnek alan gençlere mesajınız ne olur?
Öz, ruh değişmiyor. Bu nedenle kendi fikirlerine ve kendilerine
önem versin insanlar! Olması gerekeni ya da senden bekleneni yapmak
değil de kendi hücrelerinin istediğini yapmak, kendi yolunu
planlamak, yeniliklerden korkmamak, değişime açık olmak en önemli
tavsiyem…
- Türkiye ile ilgili projeleriniz var mı? Ülkemizle,
ülkemizin tanıtımı ile ilgili yapmak istediğiniz şeyler var
mı?
Türkiye ile ilgili her zaman planlarım var. Durun bakalım biraz.
Sürprizler olabilir.
Mert&Marcus ‘un ikinci kitapları da yolda!
Dünyanın en ünlü fotoğrafçılarından biri olan Mert Alaş ve Marcus
Piggottgeçtiğimiz yıl kariyerlerinin 20. yılına özel 300 sayfalık
bir fotoğraf kitabı çıkardı. Ekim ayında yayımlanan ve New York’ta
verilen büyük bir partiyle duyurulan bu kitap sanatçıların dünden
bugüneçalışmalarının yer aldığı özel bir kitap. İkincisi de yolda,
bu sene sonbaharda yayımlanacak.