MERKEZ MEDYA ŞİRKETLERİ İÇİN TMSF'YE HANGİ GRUPLAR 800 MİLYON DOLARLIK TEKLİF GÖTÜRDÜ?..
TMSF'nin haftasonu operasyonunun üzerinden 24 saat geçmeden,iki uluslararası grup nihai fiyat 'due dilligence'dan sonra kesinleşmek üzere Sabah medya grubuna 800 milyon dolar civarında bir fiyatı peşin olarak ödemeye hazır olduğunu iletti.
Vatan Gazetesi Ekonomi Müdürü Ercan İnan tekliflerle ve baskın sırasında yaşananların netleşmesiyle ilgili olarak Vatan'da bir yazı yazdı.İnan'ın yazısını özetleyerek sunuyoruz:
TMSF´yle temasa geçen taliplerin son 3-4 yılda dünyadaki satın alma faaliyetlerinin yarıdan fazlasını gerçekleştiren private equity fund´lar (özel sermaye fonları) olduğu ileri sürülüyor. Bu tip fonlar medya gibi, kendine has özellikleri olan sektörlere yatırım yaparken, asıl işi medya olan büyük gruplarla hareket ediyor. Yani stratejik yatırımcı (medya şirketi) ile "sponsor" denilen özel yatırım fonları birlikte teklif veriyor.
Ciner´in fiyatının iki katı
800 milyon dolar, ilk etapta teklif edilen daha doğrusu telaffuz edilen rakamlar. Ancak bu bedel bile Turgay Ciner´in şirketler için 10 yılda vade farksız ödemeyi teklif ettiği 380 milyon doların iki katından fazla bir rakamı ifade ediyor.
(Turgay Ciner, TMSF ile 433 milyon dolarlık bir ödeme planında anlaşmıştı. Ancak bu miktardan Turgay Ciner´in Etibank´a olan 23 milyon dolarlık borcu ile satılan şirketlere üçüncü kişilerin uyguladıkları hacizler nedeniyle oluştuğu iddia edilen 20 milyon dolarlık mükerrer ödeme düşüldüğünde Bilgin grubu şirketlerinin Ciner´e gerçek maliyeti 380 milyon dolar civarında hesaplanıyordu.)
Bir önemli ayrıntı daha... Sözkonusu şirketlerin satışından TMSF´nin kasasına girecek para 800 milyon dolar civarında olsa bile Etibank´ın batmasından kaynaklanan kamu zararının tamamı tasfiye edilmiş olacak.
Peki TMSF´nin el koyma operasyonundan daha 24 saat bile geçmeden 2 ciddi teklif nasıl gelebildi? Bu soruya yanıt vermeden önce Türk medya sektörüne hayat veren reklam harcamalarına gözatmakta fayda var.
2006 yılında reklam harcamaları 3 milyar 675 milyon YTL oldu. Bunun 1.4 milyar YTL´sini televizyonlar, 1 milyar YTL´sini ise gazeteler aldı. (Gazete ve dergi rakamını birlikte kullandım.) Yani aslan payı gazete ve televizyonların.
Reklam pastası büyüyor
2001´deki dehşetli küçülmenin ardından 5 yıl üst üste yüksek büyüme oranları gerçekleştiren Türkiye ekonomisinde reklam harcamalarında da önemli artışlar yaşandı. Konut sektöründeki patlama, otomobil ve beyaz eşya satışlarındaki artış, GSM sektöründeki rekabet reklam dünyasına gözle görülür bir ivme kazandırdı.
Reklam harcamaları 2005 yılında 1.7 milyar dolar civarındaydı. 2006´da ise 2.1 milyar dolara yaklaştı. 2007 öngörüsü yüzde 25´in üzerinde büyüme...
Görüldüğü gibi reklam pazarında yol alınacak daha çok önemli bir mesafe var. Tüm bu artış rakamlarına rağmen reklam harcamalarının GSMH içindeki payı yüzde 0.5´ler düzeyinde.
Worldwide Advertising Market´in raporuna göre bu oran gelişmiş 7 büyük ülkede ortalama yüzde 1´in üzerinde. Aynı rapora göre, nüfus başına reklam harcamasının AB ortalaması 190 euro, ABD ortalaması 479 euro. Bizde 2006 reklam harcamasını euro olarak ifade edersek 18-19 euro civarında kaldığını görüyoruz. Yani Avrupa ortalamasının onda biri...
El koyma sürecinde yaşananlar netleşiyor