Mercan Dede'den olay Ayasofya mesajı!
Müzisyen Mercan Dede, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir mesaj paylaştı.
Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Böylece Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılmasının önü açılmış oldu.
Ayasofya'da ilk namazın 24 Temmuz'da kılınacağı belirtilmişti.
"ZORLA BAŞ ÖRTTÜRMEK VE AÇTIRMAK..."
Müzisyen Mercan Dede ise, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir mesaj paylaştı.
Mercan Dede, kişisel Instagram hesabından yaptığı paylaşımda, "30 yıl boyunca baş örtüsü yasağının karşısında durdum" derken, "Bir insanın başını zorla açtırmakla, zorla kapattırmanın insanlık onur ve özgürlüğünü hiçe sayan aynı kötülüğün iki yüzü olduğuna inandım" dedi. Dede, "Şimdi Cami konumundaki Ayasofya’da aynı özgürlük devam mı edecek, yoksa ziyarete gelen bayanlara baş örtme mecburiyeti mi getirilecek" diye sorarken, "Başta yazdım, zorla baş örttürmek ve açtırmak aynı zulmün iki elidir" diye belirtti.
Dede ayrıca, "İstanbulu bize kazandıran Fatih’e duyulan şükran ve hayranlığı anlıyorum ve ben de paylaşıyorum. Fatih olmasaydı belki bugün İstanbul’da olmayacaktı. Ancak Atatürk olmasaydı bugün Aya Sofya’yı cami yapmayı bırak, Sultanahmet Camii'nden çan seslerinln yükseliyor olacağını unutmuş ya da görmezden gelen insanların, sayesinde özgürce yaşadıkları bu topraklarda Atatürk’e karşı gösterdikleri tarihsel nankörlük ve iki yüzlülük utanç verici" diye de belirtti.
Mercan Dede'nin paylaşımı şu şekilde:
"30 yıl boyunca baş örtüsü yasağının karşısında durdum.
Bir insanın başını zorla açtırmakla, zorla kapattırmanın insanlık onur ve özgürlüğünü hiçe sayan aynı kötülüğün iki yüzü olduğuna inandım.
Fotoğrafın anlamı: Meryem Ana ( hristiyanlık ) ve baş örtülü bir hanım (Müslümanlık ) aynı yüce çatının altında özgürce, kardeşçe var olabiliyor. Hoşgörü.
Şimdi Cami konumundaki Ayasofya’da aynı özgürlük devam mı edecek , yoksa ziyarete gelen bayanlara baş örtme mecburiyeti mi getirilecek.?
Başta yazdım , zorla baş örttürmek ve açtırmak aynı zulmün iki elidir .????
İZİN: Hayatım boyunca izin almadan kimsenin fotoğrafını çekip kullanmadım . ????
KILIÇ HAKKI: sayın Murat Bardakçı yazmış ;
“....benim sözünü ettiğim “Kılıç hakkı” İslâm hukukunun bir kavramıdır, gayrımüslimlerin yaşadığı ve savaşılarak ele geçirilen topraklarda fetihten sonra .....o beldenin en büyük ibadethanesinin olarak camiye çevrilmesi gelir…” M.B
500 yıl öncesinin dünyası bahsettiği.
2020’de toplumumuzun “aydın” dediği insanların , hala silah gücüyle elde edilen hakları savunması ne kadar acı, ne kadar karanlık, ne kadar ortaçağ ve üzücü.
Bilgiyle insan olunmuyor, sevgiyle olunuyor.
İrak’ta sahip olduğu askeri gücü kullanarak milyonlarca masum insanı öldüren sonra da kılıç hakkı Bağdat müzesini talan eden faşist Amerika ve 60 yıldır Filistinlilerin evlerini, camilerini yok edip Sinagog yapan İsrail devlet terörünü kınayanların , bir anda güç kimdeyse hak ondadır mealinde kılıç hakkını savunması akıllara ziyan.
Döneminln çok değerli bir padişahı olan Fatih Sultan Mehmet atamızın 500 yıllık vasiyetinden bahsedenlerin , bu yüzyılda yaşamış diğer yüce atamız Atatürk’ün ismi ve kararnamesinden hiç bahsetmemesi ise manidar.
İstanbulu bize kazandıran Fatih’e duyulan şükran ve hayranlığı anlıyorum ve bende paylaşıyorum. Fatih olmasaydı belki bugün İstanbul’da olmayacaktı .
Ancak Atatürk olmasaydı bugün Aya Sofya’yı cami yapmayı bırak, Sultanahmet Camiinden çan seslerinln yükseliyor olacağını unutmuş yada görmezden gelen insanların, sayesinde özgürce yaşadıkları bu topraklarda Atatürk’e karşı gösterdikleri tarihsel nankörlük ve iki yüzlülük utanç verici."