MEM U ZİN'İ İZLEYEN BAKAN GÜNAY GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Van Devlet Tiyatrosu'nca sahnelenen Mem u Zin adlı oyunu izleyen Ertuğrul Günay, gözyaşlarını tutamadı...
Çeşitli açılış ve incelemelerde bulunmak üzere Van'a gelen Bakan
Günay, Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Van milletvekilleri Gülşen
Orhan, Mustafa Bilici, Burhan Kayatürk, Fatih Çiftçi, kurum
müdürleri ve çok sayıda tiyatroseverle, VDT oyuncularının Çadır
Tiyatro'da sahnelediği Ahmed-i Hani'ye ait ''Mem u Zin'' adlı oyunu
seyretti.
Oyunu izlerken duygulu anlar yaşadığı gözlenen Bakan Günay, oyunun
ardından sahneye çıkarak oyuncuları tek tek tebrik etti.
Günay, burada yaptığı konuşmada, oyuncuların başarılı bir
performans ortaya koyduğunu belirterek, oyunu ilerleyen dönemlerde
başka illerde de sergileyebileceklerini söyledi.
23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de büyük acılar yaşayan Van'ın, eski
haline, eski sevincine, eski coşkusuna kavuşacağı günü hayal
ettiklerini vurgulayan Günay, Van'ı kısa sürede eski coşkusuna,
güzelliğine kavuşturanlara teşekkür etti.
Depreme rağmen perde kapatılmadı
Günay, VDT oyuncularının depreme rağmen perdeyi hiç kapatmadığına
değinerek, şöyle konuştu:
''Bizim daha önce Van'da başlattığımız çalışmalar vardı. Van'ı bir
turizm, kültür ve tarih şehri olarak sadece Doğu Anadolu'da değil,
bütün Türkiye'de, bütün dünyada tanıtalım istiyorduk. Karar verdik
arkadaşlarımızla ve depreme rağmen çalışmalarımıza hiç ara
vermedik. Her fırsatta Van'a gelmeye çalıştım. Bu çadırın ilk
halini biliyorum. 'Kışın ne yaparız, nasıl donmadan otururuz' diye
düşünüyorduk. Bu çadır şimdi inanılmaz bir güzelliğe kavuştu. Beni
en çok sevindiren şeylerden birisi geçen ay geldiğim de bu çadırın
kapısında ismimi görmek oldu. Bu bana verilen en büyük
armağandı.
Mem u Zin hepimiz için çok özel. Biz birkaç yıl önce Türkiye'de
birçok tabuyu yerle bir ederek Mem u Zin'i özgün bir kitaptan
yeniden bastırdık. Bir destan, bir aşk destanı Mem u Zin. Batının
'Romeo ve Juliet' diye anlattığını biz, 'Leyla ile Mecnun, Ferhat
ile Şirin, Kerem ile Aslı, Mem u Zin' diye anlatmışız. Mem u Zin'i,
Hakkarili Ahmed-i Hani yaşanmış olaylardan yola çıkarak
destanlaştırmış. Hangi dilde yazılmış olursa olsun, bunun
Anadolu'da kaybolmaması lazım.''
Anadolu'da hangi dil varsa hepsi
bizimdir
Anadolu'daki çiçekler, renkler ve su kaynakları gibi tüm dillerin
de Türkiye'nin olduğuna işaret eden Günay, bunların hepsinin
yaşatılması ve geleceğe taşınması gerektiğini ifade etti.
Günay, Mem u Zin'in, aşkı anlattığı gibi bir de eleştirel yönü
olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:
''Hükmedenler adalet için hükmetmeli, hükmedenler çevre kirliğinden
kendilerini mutlaka arındırmaya çalışmalı. Yönetenlerin içinde
bulunduğu en büyük tehlike, bu çevredeki fitne tuzaklarıdır. Bu
evrensel bir mesajdır. 'Adalet ister ise mülkü hüzün abadan, eyle
ki padişahlar dağ ile mülkünü abad eyledi' diyor. Aşk nasıl büyük
bir duyguysa, adalet de en büyük kuraldır. Mem u Zin sadece aşkı
anlatmıyor. Bir dolu evrensel mesaj içeriyor.
Ahmed-i Hani'yi rahmet ve minnetle anıyorum. Oyuncu arkadaşlarıma
teşekkür ediyorum. Tiyatronun nasıl güzel bir sanat olduğunu,
çağların içinden bugüne, bugünden geleceğe nasıl mesajlar
taşıdığını ve sadece şu sahneye çıkıp kendisine verilen teksti
okumak değil, onu yaşamak olduğunu bana bu akşam bir kez daha
hatırlattılar. Bu sahnede o süreyi doldurmaya çalışan
arkadaşlarımızın gözyaşlarını bilmeyenler, sanatın nasıl evrensel
insanlık çabası, uğraşı olduğunu anlayamazlar.''
Bu oyun çok duygulandırdı
Bir gazetecinin, ''Oyunu izlerken duygulu anlar yaşadığınız
gözlendi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?'' yönündeki sorusuna
Günay, ''Bir dolu evrensel mesaj vardı. Yani adalet üzerine, aşk
üzerine. Bir de sahnedeki çocukların oyunu içselleştirdiklerini
hissetmek insanı çok duygulandırıyor. Yani oyunu oynayanlar oradaki
sözleri söylerken ya da çığlıkları atarken rol yapmıyor,
yaşıyorlar. O ister istemez size geçiyor'' yanıtını verdi.
VDT Müdürü Esat Tanrıverdi, konuşmasının ardından Bakan Günay'a
'Cizre kapı tokmağı' hediye etti.