11 Şub 2012 14:33
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:19
MEM U ZİN DESTANI TRT ŞEŞ'TE DİZİ OLDU!
Ünlü Kürt destanı 'Mem û Zîn', TRT Şeş'in ilk draması oluyor. 'Siya Mem û Zîn' adını alan dizi günümüze uyarlanıyor
650 – 1707 tarihleri arasında yaşayan Kürt şair Ahmede Xani’nin (Ahmedi Hani) ünlü destanı ‘Mem û Zîn’den esinlenilerek televizyona uyarlanan ‘Siya Mem û Zîn’ adlı dizi 27 Şubat’ta Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’te başlıyor.
Kanalda yayımlanacak ilk drama dizisi olma özelliği taşıyan ‘Siya Mem û Zîn’, Malatya Arapgir’de çekiliyor ve feodalitenin kıskacında bir aşkın hikâyesini anlatıyor. Yönetmenliğini Yusuf Güven’in yaptığı, başrollerini ise Cem Kurtoğlu, Süleyman Karadağ, Bilal Yörük ve Yaprak Durmaz’ın paylaştığı dizi tamamen Kürtçe. Xani’nin 1694’te tamamladığı eser, adını 1450’de Cizre’de yaşanmış aşk hikâyesinin erkek kahramanı olan Mem ve onun sevgilisi olan Zîn’in isimlerinden alıyor. Xani, eserinde dönemin sosyo kültürel, siyasi ve günlük yaşamına, gelenek ve göreneklerine dair motifler de barındırıyor.
Oyuncuların büyük çoğunluğunun Kürt olduğu kalabalık ekiple, Arapgir’in ünlü hanlarından Millet Han’daki çekimde bir araya geliyoruz. Hemen hepsinin büyüklerinden dinleyerek büyüdükleri destan, onlar için özel bir yerde. Bu anlamda, projede yer almanın onlar için tahminimizden büyük bir anlam taşıdığını anlatıyorlar. ‘Mem û Zîn’, 1991 yılında beyazperdeye aktarılmış, filmde Betül Arım, Yalçın Dümer ve Meltem Doğanay gibi oyuncular yer almıştı. Ayrıca birçok kez tiyatroda da sahnelenen destanın ilk kez dizi olarak çekilecek olması ekibi daha da heyecanlandırıyor şüphesiz.
‘Temel unsurlara bağlıyız’
Dizinin yapımcısı Aytekin Mert, dizinin adını neden ‘Mem û Zîn’ değil de ‘Siya Mem û Zîn’ (Mem û Zîn’in Gölgesinde) koyduklarını şöyle anlatıyor: “‘Siya Mem û Zîn’, bu aşk destanının günümüzde yaşanan bir yorumu. Eserin temel unsurlarına bağlı kaldık. Eserin ve şairin şahsı manevisine saygıda kusur etmemeye azami gayret gösterdik. Çünkü eserin ve şairinin Kürt kökenli vatandaşlarımızın gönül dünyasındaki büyük değerini anlamış olmak bizi daha da titiz çalışmaya sevk etti”.
‘Mem û Zîn’in özellikle genç nesil tarafından bilinmesini istediklerini söyleyen Mert, “Bu hazinenin zaman içinde unutulmasını engellemek için bir adım atmak istedik” diyor ve ekliyor: “Bu samimi çalışmalarımızın farklı etnik kökenlere sahip Türkiye vatandaşları tarafından ilgiyle karşılanacağını ümit ediyoruz”.
Dizinin, Kürt sorununun çözümüne katkısına istinaden, oyunculardan Hakan Kara, “Kin öldürür, yalnız sevgi yaşatır. Aşkın Kürdü, Türkü, Lazı olmaz. Kürtlerle Kürtler, Türklerle Türkler âşık olmuyor ki. Kürtlerle Türkler de âşık oluyor. Ana hikâyemiz aşk ama kardeşlik, beraber yaşama da anlatılıyor” diyor.
‘Siya Mem û Zîn’in galası Ankara’da yapılacak ve ilk bölüm devlet erkânıyla birlikte izlenecek...
Dizinin Mem’i ve Zin’i anlatıyor
Mem u Zîn destanı sizin için ne ifade ediyor?
Bilal Yörük: Destanın gücü çekti beni. Benim için asıl ifadesi de aşk! Aşk her yerde aşk işte.
Yaprak Durmaz: Mem û Zîn destanı Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet gibi kavuşamamış âşıkların hikayesine benzemekten öte, gerçek aşktan ilahi aşka ulaşmayı anlatıyor. Bütün büyük aşklar gibi, bu aşk hikâyesi de acılarla örülü yaşanmış bir aşk hikâyesi. Tüm kötülüklere karşı mücadele ederek sönmeden daha fazla harlanarak büyüyen bu aşk, insanı kendini o karakterlerin yerine koyarken bile derinden etkilerken kim bilir bunu yaşayanlar için nasıl bir acıdır.
Role nasıl hazırlandınız?
Bilal Yörük: Destanı okudum, filmini izledim, şimdiye kadar çıkarılan Mem û Zîn tiyatrolarını araştırdım ve bana verilen senaryolarla karşılaştırarak bir karakter analizi çıkardım. Mem’in en sevdiği yemekten en sevdiği renge kadar olan bir karakter analiziydi bu. Sonra Mem olarak günlük tuttum, onun duygularıyla onun hayatıyla… İstanbul’daki okul günlerinden bugüne kadar olan zamanlarını yazdım. Okulunu okuduğu süreçte ailesine yazabileceklerini düşünüp mektup yazdım. Botan’a gelmesinden sonraki halini düşünüp Zîn için mektuplar yazdım. Kısacası baştan sona Mem oldum.
Yaprak Durmaz: Dizimizin dili Kürtçe olduğu için öncelikle bununla ilgili çalışmalar yaptık. Daha sonrasında bugünkü koşullara göre karakter analizi çıkarttım. Normal hayatımda herhangi bir şey ile karşılaştığımda Zîn olsa ne yapardı, nasıl düşünürdü? Öncelikle bunları kendime sormam bana çok yardımcı oldu.
“Kürt tarihi açısından önemli”
TRT Şeş Kanal Koordinatörü Fethullah Kırşan:
TRT Şeş olarak üçüncü yılımızı geride bıraktık. Geçen sene Ciwan Ciwan (Komşu Komşu) isminde bir sitcom denememiz olmuştu. Ama ‘Mem û Zîn’ bizim ilk dramamız olacak. Kanalımıza gelen taleplerin bir kısmı orijinal Kürtçe dizi-film ile ilgiliydi. Yaklaşık beş-altı aydır iki proje üzerinde çalışıyorduk. Biri ‘Mem û Zîn’, diğeri de ‘Ciğerim’ isminde daha hayata dair bir dizi. Türkiye’de zaten dizi furyası devam ediyor, biz de bu yoğun rekabetin içine girip TRT Şeş izleyicisine güzel projeler izlettirmek istiyoruz. ‘Mem û Zîn’, Kürt tarihi ve kültürü açısından çok önemli bir yapıt. Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun neyse Kürtler için de ‘Mem û Zîn’ odur. Kürtlerin çok önemli bir yapıtını diziye çevirdik. Umarım başarılı bir sonuç alırız.
Radikal
Kanalda yayımlanacak ilk drama dizisi olma özelliği taşıyan ‘Siya Mem û Zîn’, Malatya Arapgir’de çekiliyor ve feodalitenin kıskacında bir aşkın hikâyesini anlatıyor. Yönetmenliğini Yusuf Güven’in yaptığı, başrollerini ise Cem Kurtoğlu, Süleyman Karadağ, Bilal Yörük ve Yaprak Durmaz’ın paylaştığı dizi tamamen Kürtçe. Xani’nin 1694’te tamamladığı eser, adını 1450’de Cizre’de yaşanmış aşk hikâyesinin erkek kahramanı olan Mem ve onun sevgilisi olan Zîn’in isimlerinden alıyor. Xani, eserinde dönemin sosyo kültürel, siyasi ve günlük yaşamına, gelenek ve göreneklerine dair motifler de barındırıyor.
Oyuncuların büyük çoğunluğunun Kürt olduğu kalabalık ekiple, Arapgir’in ünlü hanlarından Millet Han’daki çekimde bir araya geliyoruz. Hemen hepsinin büyüklerinden dinleyerek büyüdükleri destan, onlar için özel bir yerde. Bu anlamda, projede yer almanın onlar için tahminimizden büyük bir anlam taşıdığını anlatıyorlar. ‘Mem û Zîn’, 1991 yılında beyazperdeye aktarılmış, filmde Betül Arım, Yalçın Dümer ve Meltem Doğanay gibi oyuncular yer almıştı. Ayrıca birçok kez tiyatroda da sahnelenen destanın ilk kez dizi olarak çekilecek olması ekibi daha da heyecanlandırıyor şüphesiz.
‘Temel unsurlara bağlıyız’
Dizinin yapımcısı Aytekin Mert, dizinin adını neden ‘Mem û Zîn’ değil de ‘Siya Mem û Zîn’ (Mem û Zîn’in Gölgesinde) koyduklarını şöyle anlatıyor: “‘Siya Mem û Zîn’, bu aşk destanının günümüzde yaşanan bir yorumu. Eserin temel unsurlarına bağlı kaldık. Eserin ve şairin şahsı manevisine saygıda kusur etmemeye azami gayret gösterdik. Çünkü eserin ve şairinin Kürt kökenli vatandaşlarımızın gönül dünyasındaki büyük değerini anlamış olmak bizi daha da titiz çalışmaya sevk etti”.
‘Mem û Zîn’in özellikle genç nesil tarafından bilinmesini istediklerini söyleyen Mert, “Bu hazinenin zaman içinde unutulmasını engellemek için bir adım atmak istedik” diyor ve ekliyor: “Bu samimi çalışmalarımızın farklı etnik kökenlere sahip Türkiye vatandaşları tarafından ilgiyle karşılanacağını ümit ediyoruz”.
Dizinin, Kürt sorununun çözümüne katkısına istinaden, oyunculardan Hakan Kara, “Kin öldürür, yalnız sevgi yaşatır. Aşkın Kürdü, Türkü, Lazı olmaz. Kürtlerle Kürtler, Türklerle Türkler âşık olmuyor ki. Kürtlerle Türkler de âşık oluyor. Ana hikâyemiz aşk ama kardeşlik, beraber yaşama da anlatılıyor” diyor.
‘Siya Mem û Zîn’in galası Ankara’da yapılacak ve ilk bölüm devlet erkânıyla birlikte izlenecek...
Dizinin Mem’i ve Zin’i anlatıyor
Mem u Zîn destanı sizin için ne ifade ediyor?
Bilal Yörük: Destanın gücü çekti beni. Benim için asıl ifadesi de aşk! Aşk her yerde aşk işte.
Yaprak Durmaz: Mem û Zîn destanı Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet gibi kavuşamamış âşıkların hikayesine benzemekten öte, gerçek aşktan ilahi aşka ulaşmayı anlatıyor. Bütün büyük aşklar gibi, bu aşk hikâyesi de acılarla örülü yaşanmış bir aşk hikâyesi. Tüm kötülüklere karşı mücadele ederek sönmeden daha fazla harlanarak büyüyen bu aşk, insanı kendini o karakterlerin yerine koyarken bile derinden etkilerken kim bilir bunu yaşayanlar için nasıl bir acıdır.
Role nasıl hazırlandınız?
Bilal Yörük: Destanı okudum, filmini izledim, şimdiye kadar çıkarılan Mem û Zîn tiyatrolarını araştırdım ve bana verilen senaryolarla karşılaştırarak bir karakter analizi çıkardım. Mem’in en sevdiği yemekten en sevdiği renge kadar olan bir karakter analiziydi bu. Sonra Mem olarak günlük tuttum, onun duygularıyla onun hayatıyla… İstanbul’daki okul günlerinden bugüne kadar olan zamanlarını yazdım. Okulunu okuduğu süreçte ailesine yazabileceklerini düşünüp mektup yazdım. Botan’a gelmesinden sonraki halini düşünüp Zîn için mektuplar yazdım. Kısacası baştan sona Mem oldum.
Yaprak Durmaz: Dizimizin dili Kürtçe olduğu için öncelikle bununla ilgili çalışmalar yaptık. Daha sonrasında bugünkü koşullara göre karakter analizi çıkarttım. Normal hayatımda herhangi bir şey ile karşılaştığımda Zîn olsa ne yapardı, nasıl düşünürdü? Öncelikle bunları kendime sormam bana çok yardımcı oldu.
“Kürt tarihi açısından önemli”
TRT Şeş Kanal Koordinatörü Fethullah Kırşan:
TRT Şeş olarak üçüncü yılımızı geride bıraktık. Geçen sene Ciwan Ciwan (Komşu Komşu) isminde bir sitcom denememiz olmuştu. Ama ‘Mem û Zîn’ bizim ilk dramamız olacak. Kanalımıza gelen taleplerin bir kısmı orijinal Kürtçe dizi-film ile ilgiliydi. Yaklaşık beş-altı aydır iki proje üzerinde çalışıyorduk. Biri ‘Mem û Zîn’, diğeri de ‘Ciğerim’ isminde daha hayata dair bir dizi. Türkiye’de zaten dizi furyası devam ediyor, biz de bu yoğun rekabetin içine girip TRT Şeş izleyicisine güzel projeler izlettirmek istiyoruz. ‘Mem û Zîn’, Kürt tarihi ve kültürü açısından çok önemli bir yapıt. Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun neyse Kürtler için de ‘Mem û Zîn’ odur. Kürtlerin çok önemli bir yapıtını diziye çevirdik. Umarım başarılı bir sonuç alırız.
Radikal