Melih Gökçek Teke Tek'te açıkladı! "Yeni bir kasetle ülkücüleri sokağa döküp..."
AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Teke Tek'te gündemi değerlendirmek ve yeni dönem projelerini anlatmak üzere Fatih Altaylı'nın konuğu oldu.
AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Teke
Tek'te gündemi değerlendirmek ve yeni dönem projelerini anlatmak
üzere Fatih Altaylı'nın konuğu oldu.
İşte Melih Gökçek'in açıklamalarından satır
başları;
Siyasette 25 yılım doldu. Çevremde beni seven insanların bu işi
beni yapmam için devamlı teşvikleri var. Dolayısıyla bırakmak
istemiyorum. Yaptığım pekçok iş var bunların yarım kalması beni çok
ciddi üzer ki, yapacağım ve temelini attığım büyük projeler var.
CHP'nin adayı gelince ben bunları yıkacağım, yakacağım iptal
edeceğim diyor. Mesela bizim bir Anka Park'ımız var. Anka Park'ı
Ankara'nın istikbali olarak görüyoruz. Dünyanın en büyük tema parkı
olarak Disnayland vari bir park olarak düşünüyoruz. 1217 tane
oyuncak var. Şimdi önce rakibimiz dedi ki, "Bunu halka oylatacağım,
istemezlerse kaldıracağım, bu kadar büyük yapmaya ne gerek var".
Sonra bir tepki aldı, birkaç gün evvel söyledi dedi ki: Ben
yıkmayacağım da çevre illerden kim istiyorsa onları sağa sola
göndericem" dedi. Yani bu düşmanlık niyedir bunu anlamak mümkün
değil. Bu kente düşmanlık.
1 yıl kadar önce Ak Parti'den önemli bir isimle sohbet ediyorduk.
Dedi ki "Melih Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmak
istediği sürece AK Parti Melih Gökçek'i aday göstermeye devam
eder." Melih Gökçek'in Ankara'da inanılmaz bir potansiyeli var.
Melih Gökçek'i eğer biz, kendi rızası dışında kırarak biz seni
istemiyoruz diyerek Ankara'da aday göstermezsek Melih Gökçek
Ankara'da AK Parti'ye seçimi kaybettirir. Böyle bir gücünüz var mı
Ankara'da?
Böyle bir gücümün olup olmadığı Ankara'nın kendi takdiri. Ama şunu
net olarak söyleyeyim; artık biz netice itibariyle soyunduğumuz
yerde giyiniriz. Beni aday yapmasalar da bunu bana aday adayıyken
de birkaç kez sordular, yapmazlarsa üzülürüm keşke olsaydım derim
ama herhangi bir şekilde karşı tavrım kesinlikle olmaz. bu parti
senelerce bana bu imkanı vermiş, beni belediye başkanlığına aday
göstermiş, bundan sonra bir sefer aday olmadıktan sonra "tuh bu
yanlış falan" bunlar yanlış şeyler. Üzülür müydüm üzülürdüm o
kadar.
Siz de Ak Parti'nin 3 dönem kuralına bu dönemden itibaren
takılıyorsunuz. Bu son adaylığınız mı?
Mecburen uyuyoruz ve bitiyor. Zaten istesem de aday olamıyorum
istemesem de. Başka bir partiden kesinlikle aday olmam. Bu durumda
Melih Gökçek'i seçerlerse son kez seçmiş oluyorlar. Üç dönem kuralı
değişir mi bilemiyorum ama değişirse de ben kafi diyorum artık
bizden sonrakilere bırakalım diye düşünüyorum. Sonra herhalde sizle
beraber size rakip olacak bir televizyon istasyonuna çıkıp herhalde
böyle bir program yaparım.
Beyaz TV başında oğlunuz var. Beyaz TV sizin mi değil
mi?
Beyaz TV benim değil. Hatırlar mısınız bilmiyorum, 1994'te ben ilk
aday olduğum dönemde Flash TV'ye çok çıktım. Ve o dönem Flash TV
Melih Gökçek'in dendi. Onun arkasında ertesi seçimde Kanal A'da bol
miktarda çıktım. Kanal A Melih Gökçek'in dediler. Bir sonraki
seçimde TGRT ile çok haşırneşir olduk. o kanalında bana ait
olduğunu söylediler. O da bitti bu sefer Ses TV'nin sahibi olduğumu
söylediler. Ses TV gitti şimdi Beyaz TV geldi. Ben şunu söyleyeyim,
isteyen inanır isteyen inanmaz, hem vallahi ben billahi Beyaz TV
Melih Gökçek'in veya oğlu Osman Gökçek'in değildir. Sahipleri zaten
ortada. Beyaz TV'ye nazım geçer çünkü oradaki sahibi olan
arkadaşların hepsini tanırım, sevdiğim dostlarım olan
insanlardır. Ben televizyona çıkmak istediğim zaman bugüne kadar
bana hayır çıkma demediler. oğlumu da uygun gördüler oraya
getirdiler. Ve zannediyorum oğlum da bu işi haketti. Beyaz TV'nin
nereden nereye geldiğini siz de tahmin ediyorsunuz. Özgür ağırlığı
çok fazla. Habertürk kadar olamasa da...
Bazı Ankaralıların "giriş kapıları" ile ilgili eleştirileri
var. Benim kendi düşüncem şu; bu tam bir Sovyetler Birliği
anlayışı. Moskova'nın girişinde de dev kapılar vardı. İhtişamlı bir
karşılama metodu vardı. Siz niye yaptınız bu kapıları?
Birincisi bu bir simge. Ama bana çok tahf gelen konu, benim bu
seçimde benim bugüne kadar yaptığım son dönem dahil olmak üzere,
çok büyük dev işler var. Bu dev işlerin hiçbirini konuşmayıp
özellikle gündeme bu kapıları getirmeye çalışıyor. Bu kapılar
Ankara'da bir simge öyle çok büyüksenecek bir olay değil. Ben bu
dönemde 71 tane alt üst - geçit yaptım. Kapıları yapmasaydım da
bunları yapsadım 71 değil 73 olurdu. Ama bakın bu kapı kadar
gündeme gelmezdi. Kapılar bir simge ve biz bu simgeleri özellikle
Selçuklu motiflerle seçtik. Ve bu motiflerle bir noktaya gitmeye
başladık. Çünlü Ankara bir Selçuklu şehri. bunu buraya
yerleştirmeye çalıştık. Dünyanın birçok yerinde böyle kapılar var.
bu kapıların çirkin görünmesi konusuna gelince ben ağzımla kuş
tutsam dünyanın en güzel şeyini buraya yapsam Ankara'da öyle bir
ekip vardır ki, benim yaptığımı beğenmeleri mümkün değil. Son 4 yıl
itibariyle Türkiye'nin en yaşanabilir kenti seçildi Ankara. Avrupa
Birliği'nden 4 tane ödül aldı Ankara. Ben bu kapıları yaparken
önceden ilan etmedim neden biliyor musunuz, ben bunları önceden
ilan edersem hemen mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı
getiriyorlar. Onlar olayın farkına vardıklarında zaten olay
bitmişti, mahkemeye de gitseler bitecek konumdaydı, Allah'a hamd
olsun zaten bitti. Ben kapılarımı çok beğeniyorum. Akşamları
gerçekten inanılmaz bir görkem verecek Ankara'ya. Projelerde ışık
ve renk kullanmamızın sebebi, teknoloji arttıkça renklerin ve
ışıkların çoğalması.
ODTÜ OLAYLARI
Siz bazen didişmekten keyif alıyorsunuz. ODTÜ'de o itişmeden bir
zevk mi aldınız?
Hayır kesinlikle. Öncelikle olayı bir anlatayım. Sayın Karayalçın,
o yolu benden önceki dönemde plan olarak yapmış o doğru. Ve hatta
inşaatına başlamış, o dönemde de Karayalçın'ın dozerlerine
kepçelerine ODTÜ'lüler saldırmış ve Karayalçın o işi bırakmış. O
gün bugün ben de bıraktım. Ben de yapmak istemedim. Niye? Böyle bir
olaya yüzde yüz sebebiyet vereceğimizden. Çünkü ODTÜ'nün içerisinde
marjinal gruplar 15 seneki durumu da aynı 20 seneki durumu da aynı
şimdiki durumu da aynı. Birbirlerine devrede devrede geliyorlar.
Fakat trafik artık inanılmaz bir hal almaya başladı. Özellikle
Eskişehir yolundan gelen yüklü trafik aşağı doğru trafiği boğmaya
başladı. ODTÜ Rektörü "Siz bu projeye başlarsınız bizimkiler rahat
durmaz, şubat tatilinde yapın" dedi. Protesto eden öğrencilerin
önünde, başta Hüseyin Aygün olmak üzere, CHP'li 5 vekil vardı.
Protestolara 26 bin ODTÜ'lü öğrencinin yalnızca 200-250'si
katıldı.
"YAYINLANAN BANTTAKİ SES BANA AİT MONTAJ YOK
AMA..."
İnternet ortamına sizin de bir konuşmasınız yansıdı.
Oradaki mesele şu; Başbakan Erdoğan'ın bir danışmanı ile
konuşuyorsunuz ve CHP'nin Ankara'da asacağı birtakım
bilboardların asılmaması ve buna izin verilmemesi isteniyor. Siz de
bunu kabul ediyorsunuz anladığım kadarıyla. Ben dinlemedim (illegal
kayıtları dinlemeyi reddediyorum) ama bununla ilgili yazılanları
okudum. Herkese eşit mesafede durması gereken bir Belediye
Başkanı'nın rakip partinin bilboardları kullanmasını engellemek
doğru mu sizce?
Bir kere o banttaki ses benim sesim. Bazı seslerde montaj oluyor
vs. o verilen kısımlar bana ait. Yalnız belli bir bölüm kesilerek
verilmiş. O bölümde özellikle İstanbul'dan bu reklam geldiği için
ve siyasi bir reklam olduğu için başlarına bir iş açıp açmama
noktasında tereddüte düştükleri için bana sordular böyle bir konu
olup olmadığını. Firmanın sahibi sordu. O reklam panolarını biz
işletmiyoruz. Biz hukukçulara sorduk sıkıntı var ne yapacağımızı
şaşırdık dediler. Sıkıntı da; siyasi bir içerikli reklam olduğu
için onlar özellikle siyasi içerikli konulara panolarını
vermiyorlar. Muhalefet bir ciddi tepki koyuyor ortaya. Buna da
ilgili kurum acaba hukuki bir sorun var mı diye bana sordu. Ben de
onu orada telefonla tartıştığımı aynı şekilde konuştuğumu arkadaşa
aktardım o bölümü çıkarmışlar. Ondan sonrası da böyle. Sonunda da
konulmaması uygun görüldü koyulmadı. O kadar basit. O da onların
takdiri ben bir şey diyemem.
TWİTTER'DAKİ BAŞBELASI "ODUN HERİF"
Sizin Twitter'da şahane bir baş belanız var "Odunherif". Gece vakti
size Melih Başkan bir şey söyleyeceğim diyor siz de cevap
yazıyorsunuz diyor ki "uykum geldi yatıyorum" falan...
Hayır ben ona hiç cevap vermedim. Kendi kendine montaj yapmış,
sanki ben cevap vermiş gibi yazmış koymuş ve Melih Gökçek'e böyle
dedim o da bana böyle dedi diye millete servis etmiş. Söyleyen de
kendine ait, cevaplar da kendine ait. Direk olarak blokladığım için
benimle herhangi bir irtibat filan yok. İlk başta böyle yalan
yanlış şeyi uydurunca hemen blokladım. Benim bu manada diyaloğum
sadece Ahmet Hakan'la vardır. Ahmet Hakan'la yazışmalarımın hepsi
gerçektir, muhabbetimiz vardır.
"BAŞBAKAN TWITTER İLE MEŞGUL OLMAMDAN MEMNUN"
Başbakan Erdoğan, "Benim Twitter'a ayıracak vaktim yok, bunlar boş
işler gibi bir laf etti" Başbakan'ın sözlerine katılıyor
musunuz?
Başbakan bütün Türkiye'yi idare ediyor, elbette işi çoktur. Onun
sözü doğru. Ben de Twitter'la meşgul oldum, en çok hoşuna giden
sayın Başbakanım oldu. Twitter'ın önemi özellikle bu Gezi
olaylarıyla ortaya çıktı. Gezi olaylarından önce beni Başbakan'a
şikayet etmişler hem de benim arkadaşlarım. "Melih Gökçek
Twitter'da zaman geçiriyor bir Belediye Başkanı'nın böyle vakit
geçirmesi hoş değil" Bunu da söyleyen arkadaşlar da beni pek
sevmeyen arkadaşlar. Öyle deyince Başbakan ben konuşayım demiş, ama
konuşmadı benimle. Bunu söylediğinden bir 15 - 20 gün sonra bu Gezi
olayları patladı. Ondan sonra onu söyleyen arkadaşların birçoğu
bana diyor ki, "Şuna da cevap ver, bunu da retweet yap" falan tam
tersine döndü iş. Yani bu bir anlayış meselesi. Çağın mücadele
tarzı. Ben öyle görüyorum. Eskiden kılıç kalkanla savarmış
insanlar, sonra tüfek icat olmuş mertlik bozulmuş, şimdi Twitter
icat edildi o da bozuldu. Twitter şu anda bütün dünyada devrim
silahı olarak kullanılıyor.
"SEÇİMLERLE İLGİLİ MARJİNAL GRUPLARIN YAPMIŞ OLDUĞU
ÇALIŞMAYI İLK DEFA BURADAN SÖYLÜYORUM"
Önce marjinal gruplar sokağa dökülecek, ve bu işin içerisinde
ülkücü grubun girmesinin temini için sayın Başbakanımıza gene bir
montaj kasetle bazı olaylar izafi edilecek. Bunun altyapısını
yapıp, ayrı ayrı yerlerden bize duyuyoruz bunu. Rahmetli Muhsin
Yazıcıoğlu ile ilgili bir iddiada bulunup insanları sokağa
dökecekler, iki marjinal grubu bir araya getirecekler, ortalığı
karıştıracaklar. Ve seçim öncesi böyle bir karışıklıkla gideceğiz
esas niyet bu. Bana bu sözü bizzat en az 4-5 yerden getirdiler,
söylediler. Dikkat ederseniz Türkiye'de çıkacak olan kasetler
önceden böyle dillendiriliyor. Arka arkaya söyleniyor ondan sonra
da küt diye konuluyor. Böyle bir şey çıkma ihtimali çok yüksek
olarak görünüyor.Bu lafı çıkartanların kim olduğunu siz de biz de
biliyoruz.
Burada amaç ne? Amaç Türkiye'de bugüne kadar mesela MHP Genel
Başkanı Bahçeli gençlerini sokağa hiç dökmedi. bu gerçekten
alkışlanacak bir olay. Ülkücüler bu olayların içerisine nasıl
dökülür, bunun çabasında. Burada direk Bahçeli değil özellikle BBP
adında rahmetli Muhsin'e gönül vermiş olan gençleri sokağa dökmeyi
hedefliyorlar böyle bir hazırlık içerisindeler. Bunları duyuyoruz.
Ama inşallah bu olayların başlatılsa da halkın sağ duyusuyla
aşılacağını düşünüyorum. Ama seçimlere geldiğimiz anda inanılmaz
seçim sandığı oyunları olacak. Özelikle marjinal grupların kendi
aralarında yaptığı toplantılarda almış olduğu kararlardan
parçaların bir kısmını okuyayım.
1- Yabancı basına ve sosyal medyaya servis edilmek üzere favori
muhalefete mühür basılmış sahte pusulalar ortaya çıkaracaklar.
2- AK PArti'nin yüksek oranda kazanacağı tahmin edilen sandıklarda
ceplerde getirilmiş Ak Parti için mühürlenmiş sahte oy pusulaları
atacaklar. Ve kullanılan oy sayısı ile çıkan zarf sayısı arasında
birbirini tutmadığı için sayma karışıklığı ve arbede çıkmasını
hedefliyorlar. Muhalefet bu sandıklarında kendi cep telefonlarıyla
görüntü kaydı yapacak kapıda hazır bekleyen kameralara hile
yapıldığına dair demeçler verilecek, amaç şaibe çıkartmak,
kamuoyuna hile söylentilerini yaymak.
Bu bilgiler size nereden geliyor? MİT mi söylüyor
bunları?
Hayır MİT söylemiyor. Bunlar benim kendi istihbari bilgilerim.
Biliyorsunuz bir araştırmacı özelliğim var. Ben bunları söylüyorum
ki kamuoyu neler olacağını bilsin. Kim hile yapıyorsa, Ak Partili
biri de yapıyorsa bu alçaklıktır.