03 Oca 2009 12:23
Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:28
"MELİH GÖKÇEK BASTIRA BASTIRA MI,BAŞBAKAN İNLETE İNLETE Mİ?" GÖKÇEK'İN ADAYLIK SERÜVENİNİ ERTUĞRUL ÖZKÖK NASIL YORUMLADI?..
Başbakan ile Gökçek arasında bir çekişme olduğu kesin.Peki bu sürtüşmeden kim galip çıktı?
İnlete inlete mi, bastıra bastıra mı
BEN, Melih Gökçek olayını anlamadım.Çünkü şu soruya makul bir cevap bulamadım:
Başbakan, Gökçek'i niye inim inim inletti ve sonunda yine onu aday gösterdi?
Bunu sadece "Burnunu sürterek oraya çıkarmak istedi" mantığıyla açıklamak mümkün değil.
Başbakan ile Gökçek arasında bir çekişme olduğu kesin.
Peki bu sürtüşmeden kim galip çıktı?
Piyasada oluşan söylentiye göre, Başbakan Erdoğan kazançlı çıktı.
Melih Gökçek'in kolunu kanadını kırdı.
Façasını, fiyakasını bozdu, raconunu yerle bir etti.
Onu kaşı gözü şişmiş, mostrası dağılmış, perişan bir boksöre çevirdi ve o halde seçim ringine salıverdi.
Şimdi ben çıkıp bunun tam tersini söylersem ne olur?..
Benim gözümde de durum şöyle:
Erdoğan, partisinin tek hákimi. Partideki her adayın, her milletvekilinin istikbali onun parmağının ucunda.
Eğer işaret parmağı ile birini gösterirse ihya oluyor.
Yok başparmağı ile aşağı doğru bir hareket yaparsa adamın kellesi gidiyor.
Melih Gökçek böyle bir lider karşısına çıkıp, tabiri caizse, kendini "bastıra bastıra" aday yaptırdı.
Erdoğan, istemediği halde Gökçek'i aday göstermek zorunda kaldı.
Benim yorumum da böyle.
İnanıyorum ki, bu tez de en az birincisi kadar geçerli.
* * *
Üstelik çok önemli bir başka faktör daha var.
Gökçek'in adaylığının açıklanması sürecinde çok kritik bir an yaşandı.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın devreye girdiği an.
Arınç, açıkça Melih Gökçek'e tavır koydu ve aday yapılmamasını istedi.
Altı yıllık AKP iktidarı bize şunu gösterdi:
Arınç bir konuda devreye girdi mi, ibre ondan yana ağır basıyor.
Mesela, Erdoğan ve Gül dışında bir cumhurbaşkanı adayının çıkarılmasına o máni oldu.
"Müslüman bir cumhurbaşkanı seçeceğiz" sloganı onundu ve öyle etkili bir slogandı ki, kimse önünde duramadı.
O nedenle Arınç devreye girdiği an, çoğu insan "Gökçek'in işi bitti" diye baktı.
O yüzden merak ediyorum.
Gökçek bu kudreti nereden alıyor?
Arınç gibi bir ağabeylik gücü yok.
Kemal Abi gibi tarikat gücü desen yok.
Eşinin başı açık.
Kılıçdaroğlu'na karşı savaşı kaybetmiş, başı gözü yarılmış.
Başbakan, o kudretli tek adam, kapısında süründürmüş, onu istemediğini her halinden belli etmiş.
Ama iş karar noktasına gelince, elini tutup kamuoyunun karşısına geçmiş ve "Melih kardeşimle birlikte yürüyeceğiz" demiş.
* * *
Siyasetin sıradan ayak oyunları mı?
Yok, o kadar basit olduğunu sanmıyorum.
Benim tarafımdan bakıldığında görünen manzara, "Başbakan inlete inlete aday yaptı" değil.
Daha çok, "Melih Gökçek bastıra bastıra aldı".
Yani öyle görünüyor...
Ertuğrul Özkök/Hürriyet
BEN, Melih Gökçek olayını anlamadım.Çünkü şu soruya makul bir cevap bulamadım:
Başbakan, Gökçek'i niye inim inim inletti ve sonunda yine onu aday gösterdi?
Bunu sadece "Burnunu sürterek oraya çıkarmak istedi" mantığıyla açıklamak mümkün değil.
Başbakan ile Gökçek arasında bir çekişme olduğu kesin.
Peki bu sürtüşmeden kim galip çıktı?
Piyasada oluşan söylentiye göre, Başbakan Erdoğan kazançlı çıktı.
Melih Gökçek'in kolunu kanadını kırdı.
Façasını, fiyakasını bozdu, raconunu yerle bir etti.
Onu kaşı gözü şişmiş, mostrası dağılmış, perişan bir boksöre çevirdi ve o halde seçim ringine salıverdi.
Şimdi ben çıkıp bunun tam tersini söylersem ne olur?..
Benim gözümde de durum şöyle:
Erdoğan, partisinin tek hákimi. Partideki her adayın, her milletvekilinin istikbali onun parmağının ucunda.
Eğer işaret parmağı ile birini gösterirse ihya oluyor.
Yok başparmağı ile aşağı doğru bir hareket yaparsa adamın kellesi gidiyor.
Melih Gökçek böyle bir lider karşısına çıkıp, tabiri caizse, kendini "bastıra bastıra" aday yaptırdı.
Erdoğan, istemediği halde Gökçek'i aday göstermek zorunda kaldı.
Benim yorumum da böyle.
İnanıyorum ki, bu tez de en az birincisi kadar geçerli.
* * *
Üstelik çok önemli bir başka faktör daha var.
Gökçek'in adaylığının açıklanması sürecinde çok kritik bir an yaşandı.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın devreye girdiği an.
Arınç, açıkça Melih Gökçek'e tavır koydu ve aday yapılmamasını istedi.
Altı yıllık AKP iktidarı bize şunu gösterdi:
Arınç bir konuda devreye girdi mi, ibre ondan yana ağır basıyor.
Mesela, Erdoğan ve Gül dışında bir cumhurbaşkanı adayının çıkarılmasına o máni oldu.
"Müslüman bir cumhurbaşkanı seçeceğiz" sloganı onundu ve öyle etkili bir slogandı ki, kimse önünde duramadı.
O nedenle Arınç devreye girdiği an, çoğu insan "Gökçek'in işi bitti" diye baktı.
O yüzden merak ediyorum.
Gökçek bu kudreti nereden alıyor?
Arınç gibi bir ağabeylik gücü yok.
Kemal Abi gibi tarikat gücü desen yok.
Eşinin başı açık.
Kılıçdaroğlu'na karşı savaşı kaybetmiş, başı gözü yarılmış.
Başbakan, o kudretli tek adam, kapısında süründürmüş, onu istemediğini her halinden belli etmiş.
Ama iş karar noktasına gelince, elini tutup kamuoyunun karşısına geçmiş ve "Melih kardeşimle birlikte yürüyeceğiz" demiş.
* * *
Siyasetin sıradan ayak oyunları mı?
Yok, o kadar basit olduğunu sanmıyorum.
Benim tarafımdan bakıldığında görünen manzara, "Başbakan inlete inlete aday yaptı" değil.
Daha çok, "Melih Gökçek bastıra bastıra aldı".
Yani öyle görünüyor...
Ertuğrul Özkök/Hürriyet