MELİH AŞIK'TAN MİLLİYET OKURUNA ÇAĞRI "GAZETEYE SAHİP ÇIKIN"
Milliyet Gazetesi'nin duayen yazarı Melih Aşık, gazetedeki 27 yılını anlatırken okura mesaj vermeyi unutmadı..
Okurla sohbet
Milliyet’in farklı bir gazete olduğunu ilk ayak bastığım gün (27 yıl önce) anlamıştım. O zamanlar internet yoktu... Mektup, faks ve telefon vardı. Okurların çoğu beni tanımadıkları halde kucaklıyor, yüreklendiriyor, gazeteye hoş geldin diyordu.
Bazıları ilk günlerde konu sıkıntısı çekme ihitmalime karşı hoş fıkra ve yazılar gönderiyordu. Yazmaya başladıktan sonra ikinci gerçeği fark ettim. Okur, yazarın çizgisini sürekli izliyor, Milliyet’in aydınlık çizgisine aykırı tespitleri, yorumları yakalıyor, mesajını bir görev sayarcasına en kısa yoldan iletiyordu. Milliyet yazarının çizgisini Milliyet okuru belirliyordu. Bu sütunun çizgisi de büyük ölçüde okur tarafından belirlenmiştir.
Kimdir okur? Nedir yazar? Nasıldır aradaki ilişki? Ali Sirmen’in önceki gün Cumhuriyet okuru için yazdıkları aynen Milliyet okuru için de geçerlidir:
“Gazetenin en üst rütbesi yazarlığı değil, okurluğudur.
Bu çilesi çekilmiş, anlamı kavranmış, bedeli ödenmiş bir rütbedir.
Sanılır ki yazarlar okurun kim olduğunun, hangi niteliklere sahip bulunduğunun farkındadırlar.
Zaten bir gazetenin yazarı onun da farkında olmadığı zaman iş bitmiştir.”
Okurlar gazetenin gerçek sahibidir... Öğretmenidirler...
Sınıfı başıboş bırakmamalılar...
Melih Aşık'ın yazısının tamamı için tıklayın