Melih Altınok'tan Hürriyet'e 'Akif Beki' çıkışı: Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa...
Sabah yazarı Melih Altınok, Hürriyet'teki yazılarına son verilen Akif Beki ile ilgili olarak Hürriyet'e eleştiriler yöneltti.
Sabah yazarı Melih Altınok, eski Başbakanlık Danışmanı Akif
Beki'nin Hürriyet'te yayımlanan yazılarına son verilmesiyle ilgili
olarak "Beki'nin, bir süre önce görevinden ayrılan Diyanet İşleri
eski Başkanı Mehmet Görmez'i sahiplenmesinin bardağı taşıran son
damla olduğuna dair iddialar da ikna edici değil" dedi.
"Öyle ya, bir bürokratın eksileriyle artılarıyla
değerlendirilmesine kimin sözü olur? Örneğin Görmez'in hakkını
teslim eden yazılar da bazı bürokratları ve siyasileri ağır şekilde
eleştiren yazılar da Sabah'ta çıkıyor" diye yazan Altınok,
sözlerinin devamında "Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa
bu hükümetin sorunu mu?" ifadesini kullandı.
Melih Altınok'un "Akif Beki'yi niçin kovdunuz?"
başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Nuray Mert Cumhuriyet'ten, Akif Beki de Hürriyet'ten kovuldu.
Mert'in kovulma nedeni tarafların da kabul ettiği üzere tartışmaya
yer bırakmayacak şekilde net.
Cumhuriyet, yazarlarının entelektüel bir tartışmada takındığı
ilkesel tavrın, gazetenin politik çizgisiyle çelişmesine tahammül
edemiyor.
Bu düsturla Mustafa Balbay'ından Bedri Baykam'ına kadar kimsenin
gözünün yaşına bakmadan kapının önüne koydular.
Mert'i de müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesi tartışmasında
gazeteden farklı şeyler söylediği için gönderdiler.
Yani hükümetin bu olayda bir baskısı, müdahalesi olup olmadığına
dair kafalar net.
Akif Beki'nin durumu ise biraz daha karışık.
***
Zira Doğan grubundaki her işten çıkarmada ya da kızağa almada
olduğu gibi, Beki'nin işine son verilmesi de hükümetle
ilişkilendiriliyor.
Ben böyle bir müdahale olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Beki iki yılı
aşkın süredir zaten Hürriyet'in muhalefet çizgisiyle tam uyumlu
gidiyordu.
Yani Doğan grubunun yazardan beklentisi, hükümetle ilişkilerine
yardımcı olmasından ziyade, hükümetin tabanında kafa karışıklığı
yaratmasıydı. Tıpkı hükümete yakın medyadan gazeteye transfer
edilen diğer yazarlar gibi...
Beki'nin, bir süre önce görevinden ayrılan Diyanet İşleri eski
Başkanı Mehmet Görmez'i sahiplenmesinin bardağı taşıran son damla
olduğuna dair iddialar da ikna edici değil.
Öyle ya, bir bürokratın eksileriyle artılarıyla değerlendirilmesine
kimin sözü olur? Örneğin Görmez'in hakkını teslim eden yazılar da
bazı bürokratları ve siyasileri ağır şekilde eleştiren yazılar da
Sabah'ta çıkıyor...
Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa bu hükümetin sorunu
mu?
***
Dolayısıyla Beki ya bu misyonunu yerine getiremediği, istenen
"faydayı" sağlamadığı, Hürriyet okurunu kazanamadığı, eğreti
durduğu için kovulmuştur...
Ya da Emin Çölaşan'ın dün söylediği gibi, içerideki ayak kaydırma
operasyonlarından birine kurban gitmiştir.
Ama bizim dert ettiğimiz gazetecilik meselesini, hükümete çakmak
söz konusu olunca sinekten yağ çıkartıp parmak sallayan, sorular
soran Hürriyet'in gediklileri takmıyorlar bile.
Dün baktım, Hürriyet'in yeni başkırosu da eskisi de sanki kendi
gazetelerinde aynısı olmamış gibi Nuray Mert'i kovan Cumhuriyet'e
sitem ediyordu...
Peki, niye başka zaman ayaklarına gelsin diye ter döktükleri bu
gollük pası şimdi görmezden geliyorlar?
Hükümetle zaten olmayan aralarının daha da açılmasından mı
korkuyorlar?
Yoksa Beki'nin kovulmasının altında yatan asıl nedeni gizlediği
için mi hükümet baskısı imalarını netleştirmiyorlar?
Özetle, Hürriyet grubu "hükümet baskısı bahanesini" işten çıkartma
ya da "yer değiştirme" operasyonları için mi kullanıyor?
Bu arada Beki'nin gitmesiyle, yıllardır Hürriyet'e atlama hayalleri
kuran ılımlı yandaşlar ve "süslü CNN Türk İslamcıları"
heyecanlanmışlar mıdır dersiniz?