12 Ağu 2017 12:07
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:03
Melih Altınok'tan Hürriyet'e 'Akif Beki' çıkışı: Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa...
Sabah yazarı Melih Altınok, Hürriyet'teki yazılarına son verilen Akif Beki ile ilgili olarak Hürriyet'e eleştiriler yöneltti.
Sabah yazarı Melih Altınok, eski Başbakanlık Danışmanı Akif
Beki'nin Hürriyet'te yayımlanan yazılarına son verilmesiyle ilgili
olarak "Beki'nin, bir süre önce görevinden ayrılan Diyanet İşleri
eski Başkanı Mehmet Görmez'i sahiplenmesinin bardağı taşıran son
damla olduğuna dair iddialar da ikna edici değil" dedi.
"Öyle ya, bir bürokratın eksileriyle artılarıyla değerlendirilmesine kimin sözü olur? Örneğin Görmez'in hakkını teslim eden yazılar da bazı bürokratları ve siyasileri ağır şekilde eleştiren yazılar da Sabah'ta çıkıyor" diye yazan Altınok, sözlerinin devamında "Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa bu hükümetin sorunu mu?" ifadesini kullandı.
Melih Altınok'un "Akif Beki'yi niçin kovdunuz?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Nuray Mert Cumhuriyet'ten, Akif Beki de Hürriyet'ten kovuldu.
Mert'in kovulma nedeni tarafların da kabul ettiği üzere tartışmaya yer bırakmayacak şekilde net.
Cumhuriyet, yazarlarının entelektüel bir tartışmada takındığı ilkesel tavrın, gazetenin politik çizgisiyle çelişmesine tahammül edemiyor.
Bu düsturla Mustafa Balbay'ından Bedri Baykam'ına kadar kimsenin gözünün yaşına bakmadan kapının önüne koydular.
Mert'i de müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesi tartışmasında gazeteden farklı şeyler söylediği için gönderdiler.
Yani hükümetin bu olayda bir baskısı, müdahalesi olup olmadığına dair kafalar net.
Akif Beki'nin durumu ise biraz daha karışık.
***
Zira Doğan grubundaki her işten çıkarmada ya da kızağa almada olduğu gibi, Beki'nin işine son verilmesi de hükümetle ilişkilendiriliyor.
Ben böyle bir müdahale olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Beki iki yılı aşkın süredir zaten Hürriyet'in muhalefet çizgisiyle tam uyumlu gidiyordu.
Yani Doğan grubunun yazardan beklentisi, hükümetle ilişkilerine yardımcı olmasından ziyade, hükümetin tabanında kafa karışıklığı yaratmasıydı. Tıpkı hükümete yakın medyadan gazeteye transfer edilen diğer yazarlar gibi...
Beki'nin, bir süre önce görevinden ayrılan Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez'i sahiplenmesinin bardağı taşıran son damla olduğuna dair iddialar da ikna edici değil.
Öyle ya, bir bürokratın eksileriyle artılarıyla değerlendirilmesine kimin sözü olur? Örneğin Görmez'in hakkını teslim eden yazılar da bazı bürokratları ve siyasileri ağır şekilde eleştiren yazılar da Sabah'ta çıkıyor...
Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa bu hükümetin sorunu mu?
***
Dolayısıyla Beki ya bu misyonunu yerine getiremediği, istenen "faydayı" sağlamadığı, Hürriyet okurunu kazanamadığı, eğreti durduğu için kovulmuştur...
Ya da Emin Çölaşan'ın dün söylediği gibi, içerideki ayak kaydırma operasyonlarından birine kurban gitmiştir.
Ama bizim dert ettiğimiz gazetecilik meselesini, hükümete çakmak söz konusu olunca sinekten yağ çıkartıp parmak sallayan, sorular soran Hürriyet'in gediklileri takmıyorlar bile.
Dün baktım, Hürriyet'in yeni başkırosu da eskisi de sanki kendi gazetelerinde aynısı olmamış gibi Nuray Mert'i kovan Cumhuriyet'e sitem ediyordu...
Peki, niye başka zaman ayaklarına gelsin diye ter döktükleri bu gollük pası şimdi görmezden geliyorlar?
Hükümetle zaten olmayan aralarının daha da açılmasından mı korkuyorlar?
Yoksa Beki'nin kovulmasının altında yatan asıl nedeni gizlediği için mi hükümet baskısı imalarını netleştirmiyorlar?
Özetle, Hürriyet grubu "hükümet baskısı bahanesini" işten çıkartma ya da "yer değiştirme" operasyonları için mi kullanıyor?
Bu arada Beki'nin gitmesiyle, yıllardır Hürriyet'e atlama hayalleri kuran ılımlı yandaşlar ve "süslü CNN Türk İslamcıları" heyecanlanmışlar mıdır dersiniz?
"Öyle ya, bir bürokratın eksileriyle artılarıyla değerlendirilmesine kimin sözü olur? Örneğin Görmez'in hakkını teslim eden yazılar da bazı bürokratları ve siyasileri ağır şekilde eleştiren yazılar da Sabah'ta çıkıyor" diye yazan Altınok, sözlerinin devamında "Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa bu hükümetin sorunu mu?" ifadesini kullandı.
Melih Altınok'un "Akif Beki'yi niçin kovdunuz?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Nuray Mert Cumhuriyet'ten, Akif Beki de Hürriyet'ten kovuldu.
Mert'in kovulma nedeni tarafların da kabul ettiği üzere tartışmaya yer bırakmayacak şekilde net.
Cumhuriyet, yazarlarının entelektüel bir tartışmada takındığı ilkesel tavrın, gazetenin politik çizgisiyle çelişmesine tahammül edemiyor.
Bu düsturla Mustafa Balbay'ından Bedri Baykam'ına kadar kimsenin gözünün yaşına bakmadan kapının önüne koydular.
Mert'i de müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesi tartışmasında gazeteden farklı şeyler söylediği için gönderdiler.
Yani hükümetin bu olayda bir baskısı, müdahalesi olup olmadığına dair kafalar net.
Akif Beki'nin durumu ise biraz daha karışık.
***
Zira Doğan grubundaki her işten çıkarmada ya da kızağa almada olduğu gibi, Beki'nin işine son verilmesi de hükümetle ilişkilendiriliyor.
Ben böyle bir müdahale olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Beki iki yılı aşkın süredir zaten Hürriyet'in muhalefet çizgisiyle tam uyumlu gidiyordu.
Yani Doğan grubunun yazardan beklentisi, hükümetle ilişkilerine yardımcı olmasından ziyade, hükümetin tabanında kafa karışıklığı yaratmasıydı. Tıpkı hükümete yakın medyadan gazeteye transfer edilen diğer yazarlar gibi...
Beki'nin, bir süre önce görevinden ayrılan Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez'i sahiplenmesinin bardağı taşıran son damla olduğuna dair iddialar da ikna edici değil.
Öyle ya, bir bürokratın eksileriyle artılarıyla değerlendirilmesine kimin sözü olur? Örneğin Görmez'in hakkını teslim eden yazılar da bazı bürokratları ve siyasileri ağır şekilde eleştiren yazılar da Sabah'ta çıkıyor...
Sabah'taki özgürlüğü Hürriyet kaldıramıyorsa bu hükümetin sorunu mu?
***
Dolayısıyla Beki ya bu misyonunu yerine getiremediği, istenen "faydayı" sağlamadığı, Hürriyet okurunu kazanamadığı, eğreti durduğu için kovulmuştur...
Ya da Emin Çölaşan'ın dün söylediği gibi, içerideki ayak kaydırma operasyonlarından birine kurban gitmiştir.
Ama bizim dert ettiğimiz gazetecilik meselesini, hükümete çakmak söz konusu olunca sinekten yağ çıkartıp parmak sallayan, sorular soran Hürriyet'in gediklileri takmıyorlar bile.
Dün baktım, Hürriyet'in yeni başkırosu da eskisi de sanki kendi gazetelerinde aynısı olmamış gibi Nuray Mert'i kovan Cumhuriyet'e sitem ediyordu...
Peki, niye başka zaman ayaklarına gelsin diye ter döktükleri bu gollük pası şimdi görmezden geliyorlar?
Hükümetle zaten olmayan aralarının daha da açılmasından mı korkuyorlar?
Yoksa Beki'nin kovulmasının altında yatan asıl nedeni gizlediği için mi hükümet baskısı imalarını netleştirmiyorlar?
Özetle, Hürriyet grubu "hükümet baskısı bahanesini" işten çıkartma ya da "yer değiştirme" operasyonları için mi kullanıyor?
Bu arada Beki'nin gitmesiyle, yıllardır Hürriyet'e atlama hayalleri kuran ılımlı yandaşlar ve "süslü CNN Türk İslamcıları" heyecanlanmışlar mıdır dersiniz?