Melih Altınok: Darbe sürerken belime silahımı koydum, program yaptım!
Sabah yazarı Melih Altınok, TSK’daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlattı.
Sabah yazarı Melih Altınok, TSK’daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sırasında yaşadıklarını, "Darbe sürerken, kanala gitmek için Cemil Barlas'ın bir araba bulup beni evden almaya geldiğini... Uzun süre gelemem diye apar topar Duman'ın önüne bir tencere mama ve su koyduğumu, "Yola çıkmayın, başınıza ne geleceği belli olmaz" diye uyaran dostlarınuyarısıyla başka zaman dokunmaya utandığım silahımı belime koyup yanıma da bir şarjördaha aldığımı. Yolda, trafikte, benzinliklerde, bankamatik önlerinde çaresiz birbirine bakan insanlarımızın gözlerinde gördüğüm korkuyu, telaşı... aHaber'de, yöneticisiyle, koruma memuruyla birlikte, yayına giren F16 sesleri altında sabaha kadar program yaptığımızı" sözleriyle anlattı.
Melik Altınok'un, "Sen o gece ne yaptın?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Gün ağarınca herkesin birbirine söylediği ilk cümleyle başlayayım: "Ne geceydi ama..."
15 Temmuz Cunta Girişimi'ni püskürtenler, o gece neler yaptıklarını defalarca anlatacaklar.
Anlatacaklar ki, herkes anlasın bu topraklarda darbeler döneminin artık toprağa gömüldüğünü... Bu işe kalkışacak olanın da başına aynısının geleceğini, uysal koyun olmadığımızı...
Ben de anlatacağım darbe haberini alır almaz naçizane elimden geleni yapma gücü, cesareti bulduğumu...
Darbe sürerken, kanala gitmek için Cemil Barlas'ın bir araba bulup beni evden almaya geldiğini... Uzun süre gelemem diye apar topar Duman'ın önüne bir tencere mama ve su koyduğumu... "Yola çıkmayın, başınıza ne geleceği belli olmaz" diye uyaran dostların uyarısıyla başka zaman dokunmaya utandığım silahımı belime koyup yanıma da bir şarjör daha aldığımı... Yolda, trafikte, benzinliklerde, bankamatik önlerinde çaresiz birbirine bakan insanlarımızın gözlerinde gördüğüm korkuyu, telaşı... aHaber'de, yöneticisiyle, koruma memuruyla birlikte, yayına giren F16 sesleri altında sabaha kadar program yaptığımızı.
Oğlu ile birlikte tankların önünde can veren Sevgili Erol Olçak gibi artık aramızda olmayan tüm canlarımızın, şehit polislerimizin, askerlerimizin hikâyeleri ise zaten bize emanet.
Hepimize büyük geçmiş olsun. Ancak bu darbeci terör çetesinin ne kadar gözünün döndüğüne şahit olduk.
İşte bu yüzden o geceki kararlılığımızı bugün de yarın da, bu tehlike tamamen bertaraf edilene kadar kaybetmemeliyiz. Sokaklarımızı boş bırakmayalım!
***
Şerden hayır çıkacak
İnşallah hep beraber milletçe savuşturduğumuz bu belanın ardından da öyle olacak...
Ordu'daki darbeci askerler gibi, kendilerini bazı kurumlarda çok iyi gizlemeyi başaran Fethullahçılar net şekilde deşifre oldu, olacak.
İşlevsel olmayan mevcut yasalar yüzünden devletten ve ülkeden temizlenemeyen Fethullahçı çeteye karşı daha sert hukuki yaptırımlar gelecek. Zira Kurtuluş Savaşı'nda bile bombalanmayan Meclisimizi vuranların, halkına kurşun sıkanların muhatabı savaş hukukudur.
Tüm pisliklerine rağmen, bu çeteye karşı kafasında soru işareti yaratılan vatandaşlarımız bile artık gerçeği gördü.
Bu aydınlanma, siyasi görüşleri yüzünden ayrı düşen tüm vatandaşlarımızın ülke meselelerinde omuz omuza saf tutmasının önünü açacaktır.
Ve Türkiye'de artık, hiyerarşiği, cuntasıyla darbelerin; klasiği, post moderniyle muhtıraların; askerisi, sivili ile bürokratik oligarşik çete komplolarının tarihe gömüldüğü net şekilde anlaşılacak.
***
Obama Fethullah'ı iade et
Sanırım bu yaşananların ardından, artık içeride hiç kimse önceden olduğu gibi, "Her şeyi de paralele bağlamayın canım" diyerek mücadelemizi küçümsemeye kalkışamayacaktır.
Kuşkusuz bu işin dışarıda da yansıması olacak. Örneğin ABD'nin, dost ve müttefik bir ortağına saldırı yapan Fethullah Gülen isimli teröristi ülkesinde barındırmanın siyasi yükünü artık taşımakta çok zorlanacak olması gibi.
***
Sizi de unutmayacağız tabii
Pensilvanya darbesi sonrası bu alçakça girişimi açıkça kınayamayan, içten içe Fethullahçı bir cunta darbesinden bile medet uman işgüzarlar güya Mehmetçiğimizin derdine düştüler. Sosyal medyada "Mehmetçiğime dokunma" diye milleti uyarıyorlardı.
Tıpkı PKK saldırıları sonrası teröre lanet okuyamadıkları için yayın yasağını diline dolayan soysuzlar gibi.
Siz kimsiniz de bu halka, bu polise Mehmetçiğini koruması tavsiyesinde bulunuyorsunuz yahu! Kaldı ki bahsettikleriniz, halkına kurşun sıkan o alçaklar Mehmetçik değil Pensilvanya'nın askerleri, cuntacılar!
Ancak minnettar olabileceğimiz halkımıza akıl vermeyi kesin, ayıbınızla oturun.