MEHMET YILMAZ'IN "BAYRAM NAMAZI RANDEVUSU" YAZISININ MEDYA TARİHİNE GEÇECEĞİNİ SÖYLEYEN YAZAR KİM?...
Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Taylan Bilgel bu Ramazan Bayramı'nda bayram namazını Rodos'ta kılmak için sözleşince hangi yazara malzeme çıktı?..
Rodos seferi
'Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?" sorusunun hazır cevabının "Çok gezen" olduğundan haberdarımdır da, çok gezenin neden çok okuyandan daha fazla bilmesi gerektiğini aklım pek almaz. Çocukluğumda da almazdı. "Dünyayı fırdöndü gibi dolaşan gemilerde çalışanlar sözgelimi, bir üniversite profesöründen daha mı çok bilir?" Böyle düşünürdüm.
O sözün gerçekliğine bu yaşımda tanıklık edeceğimi bilemezdim elbette. Neyse ki, Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, Aydın Doğan'la çıktığı geleneksel Rodos seferinden, bana "Evet, çok gezen daha çok bilir" dedirtecek bir haberle döndü: Ramazan Bayramı namazını kılmak üzere Rodos'a yeniden gideceklermiş...
Okuyalım: "Önceki gece Rodos'ta yemek yediğimiz Alexis isimli lokantaya on beş-yirmi metre mesafede şahane bir cami vardı. İbrahim Paşa Camii'nin zarif mimarisi ve göz alıcı ahşap minaresi, aklımıza bir fikir düşürdü: Bir bayram namazını neden Rodos'ta kılmayalım? / Her sene şu kadar Yunan, dini günlerini kutlamak için Fener'e akın ediyor, aynı şeyi neden biz de 'evladı fatihan topraklarında' yapmayalım? / Karar verdik, Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Taylan Bilgel ile birlikte bu Ramazan Bayramı'nda namazı Rodos'ta kılacağız. Rodoslu Türklerin geleneklerine uyarak namazdan sonra bayramlaşmak için tarihi kütüphaneye gideceğiz."
Ne güzel, değil mi? Fikir, büyük ihtimalle, Aydın Bey'in yakın arkadaşı Taylan Bilgel'den çıkmıştır. Kimden çıkarsa çıksın, bence makbul.
Okumuş yazmış çocuklar bile, işte görüyorsunuz, kimliklerini bir gezide yeniden keşfediyorlar. "Kurban Bayramı namazına Eyüp Camii'ne gelsinler" demeyin sakın, çünkü grubun Mehmet Y. Yılmaz'a daha şimdiden verilmiş bir sözü var; Kurban Bayramı'nda Manastır'dalar... "Dedemin gençliğinde namaz kıldığı camide bir bayram namazı kılmanın bana ne tür duygular yaşatacağını merak ediyorum" diye anlatıyor o randevuyu Hürriyet yazarı...
Rodos tam 389 yıl Osmanlı yönetiminde kalmış, 1947 yılında İtalyanlar tarafından Yunanistan'a bırakılmıştı. Rodos'un Türkiye değil de Yunanistan'a bırakılmasında tek parti dönemi yönetiminin sessizliği de rol oynamış mıydı? Osmanlı yapısı mimari eserlerle dolu adada tek açık ibadethane, İbrahim Paşa Camii... Aydın Doğan ve beraberindekiler Alexis'te otururken farkına varmamış olabilirler diye kayda düşüyorum: Namaz vakitlerinde adadaki ibadete açık tek camide ezan okunmasına izin verilmiyor...
Bizim siyasi tarihimize iki olayla geçmeyi başardı Rodos. İlki, CHP lideri Deniz Baykal'ın, seçimden partisini başarılı çıkarma umudunu yansıtırken, "Başarılı olamazsam Rodos'a kadar yüzerim" demesiyle... Deniz Bey'e, "Başarısız olduğunu bir türlü itiraf etmiyor" diye kızanlar haksızlık ediyorlar; başarısızlığını kabul ettiği takdirde Rodos'a kadar yüzme sözünü yerine getirmesi gerekir... "Bu seçimde oylarımız artma trendini sürdürüyor" demekle Rodos'a yüzme gerekliliğini ortadan kaldırıyor CHP lideri...
Ada, esas, bir önceki seçim öncesinde sahne olduğu pazarlıklar sebebiyle Türk siyasi tarihine geçmeye hak kazandı. Olayın kamuoyuna mal edilmesinde ufak çapta benim de payım olduğu için, gönlüm, unutulmasına razı olmuyor. Bir de şu kanaatim yüzünden: 2002 ağustosunda Rodos'u gizli pazarlıklarına mekân yapanlar ne planlamış olursa olsun, olayın öğrenilmesi sonrasında yaşananlar, ülkeye Ak Parti iktidarını hediye etti...
Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök ve Mehmet Y. Yılmaz üçlüsünün her yıl ağustos ayının bir b