07 Eyl 2011 05:59 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:46

MEHMET YILMAZ O HABERİN PEŞİNE DÜŞTÜ! O SKANDAL NEDEN BUHARLAŞTI?

Mehmet Yılmaz çarpıcı bir hatırlatmada bulundu. İki yıl önce ortalığı karıştıran, manşetlerden düşmeyen haberin akıbeti ne oldu?

MEDYARADAR - Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz önemli bir hatırlatmada bulundu bugünkü yazısında. İki yıl önce Bülent Arınç'a suikast planı iddiaları gündemin birinci maddesi olmuş ve aylarca tartışılmıştı. Şimdi ise ses seda yok. Yılmaz olayın perde arkası konusunda beyin fırtınası yaptı ve ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan cevap istedi. Acaba ne oldu o olayın akıbeti?

İşte Mehmet Yılmaz'ın yazısından ilgili bölüm...

Bizim mesleğin olmazsa olmaz kurallarından biri de fikri takip denilen meseledir.

Gazetecinin peşine düştüğü bir konuyu sonuçlandırana kadar takip etmesi, haberin devamını getirmesi beklenir.
Ama gelin görün ki bizim gibi her gün birbirinden önemli birçok olayın olduğu bir ülkede bunu yapabilmek gerçekten çok zor.
Böyle yarım kalmış her haberi takip edebilmek için gazetelerin bugünkü sayfa sayılarını 3 ya da 4 ile çarpmaları gerekir ki, bu gazete fiyatları ve bu maliyetlerle mümkün olabilecek bir şey değil.
Onun için zaman zaman görev bana düşüyor, aynı şeyleri yazma pahasına hatırlatmadan duramıyorum.
Hatırlamakta zorlanacaksınız belki ama Türkiye bir gece yarısı o zaman TBMM Başkanı olan, bugünün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast planlandığı haberiyle çalkalandı.
İki askerin, ellerinde Arınç’ın evinin bulunduğu bölgenin krokisiyle otomobillerinin içinde yakalandıkları olaydan söz ediyorum.
Daha sonra gelişen olayları çok konuşmuştuk. Ordunun “kozmik odasında” bir yargıç tarafından günler süren arama yapıldı. Hatta o sırada askere zerzavat almaya çıkmış aşçılar bile “takipteler” diye gözaltına alınmışlardı.
O günlerde AKP sözcülerinin ve yandaş medyanın neler yazıp çizdiğini hatırlatmama sanırım gerek yok, tahmin edebilirsiniz.
Bu olayın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti.
Şu ana kadar bir dava açılmış değil. Hatta bir iddianame yazıldığına ya da soruşturmanın genişletilerek sürdürüldüğüne ilişkin bir bilgimiz de yok.
İki ihtimal var: Ya boş yere yangın çıkardılar, o tarihte öyle bir olay yaratmak gerekiyordu.
Ya da soruşturma öyle yerlere uzandı ki sonunda bir emir verildi ve örtbas edildi!
İkinci seçeneğe fazla ihtimal vermiyorum. O zaman hiçbir şey olmasa bile “ateş olan yerden bir duman” çıkardı, haberdar olurduk.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu konuda bir açıklama yapsa da durumun ne olduğunu hep birlikte öğrensek iyi olur.
Elbette Genelkurmay da bir açıklama yapabilir, o da kabulüm!

Mehmet Yakup Yılmaz/Hürriyet