Mehmet Tezkan'dan Ahmet Hakan'a cevap: "Şeffaflık yok, sansür var"
T24 yazarı Mehmet Tezkan, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'ın yazısına tepki gösterdi. Mehmet Tezkan, Ahmet Hakan'ın ""Katar, İngiltere'ye yatırım yapar hiçbir İngiliz'in aklından 'sattılar Katar'a diye bir cümle geçmez" sözlerine "Doğru. Çünkü orada işler gizli kapaklı olmaz" yanıtını verdi.
T24 yazarı Mehmet Tezkan, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'ın "İki paragrafta Katar alerjisi" yazısından iki paragrafı yorumlayarak Ahmet Hakan'a yanıt verdi.
Mehmet Tezkan, Ahmet Hakan'ın "Katar, İngiltere'ye yatırım yapar hiçbir İngiliz'in aklından 'sattılar Katar'a diye bir cümle geçmez" sözlerine şu yanıtı verdi:
"Doğru. Çünkü orada işler gizli kapaklı olmaz. Özel veya kamu neyi kime kaça sattığını bildirmek zorundadır. Halka açık şirketse hissedarlarına karşı sorumludur, halka açık değilse vergi dairesine elde ettiği geliri bildirmek zorundadır. Kamu malıysa açık ihale yoluyla satış yapılır ki sağır sultan bile duyar."
Mehmet Tezkan'ın T24'te yer alan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan geçen gün "İki paragrafta Katar alerjisi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısı aynen şöyle.
"PARAGRAF BİR: Katar, İngiltere'ye yatırım yapar. Hiçbir İngiliz'in aklından, Sattılar Katar'a'diye bir cümle geçmez. Katar, Türkiye'ye yatırım yapar. Bizden homurtu yükselir, Sattılar Katar'a'diye..
PARAGRAF İKİ: Katar'ın Türkiye'den aldığının aynısını Almanya ya da İngiltere alsa... 'Yaşasın! Yabancı yatırımcı geliyor' diye zil takıp oynayacak olanlar, Katar'ın yaptığı alımlar karşısında ağıt yakıyor."
Gelin bu iki paragrafı irdeleyelim.
Diyor ki; "Katar, İngiltere'ye yatırım yapar hiçbir İngiliz'in aklından 'sattılar Katar'a diye bir cümle geçmez."
Doğru. Çünkü orada işler gizli kapaklı olmaz. Özel veya kamu neyi kime kaça sattığını bildirmek zorundadır. Halka açık şirketse hissedarlarına karşı sorumludur, halka açık değilse vergi dairesine elde ettiği geliri bildirmek zorundadır. Kamu malıysa açık ihale yoluyla satış yapılır ki sağır sultan bile duyar.
Türkiye'de ise bu işler gizli kapaklı yapılır. Hangi fabrikanın, hangi arazinin, hangi yatarımın, hangi finans kuruluşunun kaça satıldığı açıklanmaz. Ticari sır denilir geçiştirilir. Örneğin Katar Şeyh'inin annesi Kanal İstanbul projesinin kapsama alanı içinde arazi kapatmış; kimsenin ruhu duymadı.
Bu sebeple İngiliz'in aklından sattılar diye bir cümle geçmez.
Bu sebeple Türkler sattılar diye homurdanır.
Geçelim ikinci paragrafa.
Diyor ki; "Katar'ın Türkiye'de aldığının aynısını Almanya ya da İngiltere alsa 'yaşasın yabancı yatırımcı geliyor' diye zil takım oynayacaklar."
Doğru. Çünkü Türkiye'nin yabancı yatırımcıya ihtiyacı var. Ekonominin rayına oturmasının birinci koşulu yabancı yatırımcının gelmesi.
Gelmezlerse nanay!
Alman veya İngiliz şirket Borsa İstanbul'un yüzde 10'un alsa, kupon arazileri kapatsa, diğerlerini saymıyorum bile faturasını bilirdik.
Bizim iktidar açıklamasa bile onlar açıklamak zorundaydı.
Ama işin içine Katar sermayesi girince kepenkler kapatılıyor, gizlilik en üst seviyeye çıkıyor, neredeyse alış verişin koşulların açıklayan vatan haini ilan edilecek duruma getiriliyor.
Örnek; Tank Palet Fabrikası. Katar Ordusu / BMC ortaklığına kaça satıldı bilen var mı? Cumhurbaşkanı 50 milyon dolarlık yatırım yapacaklarını söyledi, konuyu kapattı.
50 milyona mı verdik?
Katar, İngiltere'de benzer bir fabrikayı alsaydı bu alış verişin şartları İngiliz kamuoyundan gizlenebilir miydi?
Biz de gizleniyor.
Burada alan memnun satan memnun durumu var. Türkiye yüzden Katar'ı tercih ediyor.
Cumhurbaşkanı fiyat biçiyor, sattım diyor.
Katar Şeyhi fiyatı beğenirse aldım diyor.
Sorgu sual yok.
İkisi de kamu mallarını kendi malları gibi alıp satıyor.
İkisi de hesap vermiyor.
İkisinin de rejimi buna izin vermiyor.
Şeffaflık yok, sansür var.