Mehmet Şevket Eygi'den Celal Şengör'e çok sert sözler: A zavallı dönme!
Mehmet Şevket Eygi, Kanuni Sultan Süleyman hakkındaki skandal sözleri nedeniyle Prof. Dr. Celal Şengör'e tepki gösterdi
İslami kesimin önde gelen isimlerinden Milli Gazete yazarı Mehmet
Şevket Eygi, “Piri Reis’in hayatındaki en büyük talihsizliği Kanuni
Sultan Süleyman gibi bir salağın zamanında doğmuş olmasıdır”
ifadesini kullanan Prof. Dr. Celal Şengör'e tepki gösterdi.
Eygi, "A zavallı Dönme!.. Salak görmek istiyorsan aynaya
baksan iyi edersin" dedi.
Şengör, Kanuni hakkındaki ifadeleri için özür dilemişti. İlgili
sözlerini haberleştiren gazeteciler için "düşük kültür seviyeli"
diyen Şengör, sözlerine "Bundan sonra Habertürk dışında hiçbir
gazete veya televizyona hiçbir haber veya röportaj vermeyeceğim"
demişti.
Eygi'nin "Salak!" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili
bölümü şöyle:
(Mahut kişi, özür dilemeden önce yazılmıştır.)
Kökeninin Dönme Sabataycı olma ihtimalinin büyük olduğunu bizzat
kendisi itiraf eden bir profesör, Cennetmekan Kanunî Sultan
Süleyman Han hakkında salak kelimesini kullanmış.
Teessüf ediyorum… Yazıklar olsun diyorum… Üniversite profesörleri
edepli olmalı.
Kanunî Sultan Süleyman’a bütün cihan Muhteşem Süleyman diyor.
Onu düşmanları bile takdir ediyor.
Hiçbir Müslüman Türk ecdadına salak demez.
Ecdadına salak diyen soysuzdur.
Kanunî zamanında Nil ve Tuna iki Osmanlı nehriydi.
Kanunî’nin imparatorluğunun enkazından irili ufaklı kırk devlet
çıkmıştır.
Kanunî edib bir Padişahtı, Divanı vardır.
ABD Capitol binasında, dünyanın sayılı kanun vazı’larından
(koyucularından) olduğu için onun kabartma resmi bulunmaktadır.
Kanunî dünyanın en güçlü devletinin başındaydı.
Kanunî’nin Barbaros gibi bir amirali vardı.
Mimar Sinan gibi bir mimarı vardı.
Ebussuud efendi gibi bir şeyhülislamı vardı.
Sokullu gibi bir veziriazamı vardı.
Fuzulî Baki gibi şairleri vardı.
Kanunî 150 bin kişilik bir orduyla İstanbul’dan orta Avrupa’ya
sefer eder ve binlerce kilometrelik yolda bir tek ekili tarlaya,
bahçeye, bostana, meyveliğe zarar verilmezdi. (Sefer
ruznamelerinden/günlüklerinden birinde “Bugün mezru/ekili arazide
atını otlatan bir sipahinin boynunu vurdurttum” cümlesi
yazılıdır.)
Kanunî İstanbul’unda hiç kimse hırsızlık yapmaya cesaret edemezdi.
Öylesine huzur, asayiş, adalet, güvenlik vardı.
Kanunî Hıristiyanlara ve Yahudilere din, inanç, ibadet, kimlik,
kültür hürriyeti veren bir padişahtı.
Avrupa’dan kovulan Yahudiler Kanunî Türkiye’sinde huzur içinde
yaşıyordu.
Kanunî’nin devleti, o günün kontekstinde dünyanın en medenî, en
âdil ülkesiydi.
Kanunî dindar bir Müslümandı.
Medenî, kültürlü, yüksek bir devlet başkanıydı.
Düşmanlarının bile salak demediği bu büyük Padişahı tahkir etmek
hiçbir Türkiyeliye şeref kazandırmaz.
Onun hataları olmuş mudur? Bir kul olarak, bir insan olarak elbette
olmuştur. Ama o, bütünüyle büyük bir şahsiyettir, büyük bir
Müslümandır, büyük bir Türk’tür.
Onun dünyevî saltanatı sona ermiştir ama Mimar Sinan’a inşa
ettirdiği Süleymaniye ve diğer eserleri ile kültür saltanatı devam
etmektedir.
Onun büyüklüğünü anlamak için Avusturya kralı Ferdinand’ın elçisi
Busbecq’in kitabını okumak gerekir.
A zavallı Dönme!.. Salak görmek istiyorsan aynaya baksan iyi
edersin.
(Müslümanlara: Büyüklerimize hakaret eden salakları, yasal sınırlar
içinde seviyeli bir üslupla protesto etmezseniz, onların
edepsizliklerine ortak olursunuz.)
Not: Muhterem üstad, mütebahhir tarihçi İlber Ortaylı beyefendiye
selam ve hürmetlerimi sunarım.