Mehmet Emin Karamehmet'e Sert Eleştiri; Akşam'ı Yönetemiyorsun!
Çukurova Grubu’na bağlı Akşam Gazetesi’nde maaşlar yıllardır birer ikişer ay gecikmeyle ödeniyor…
Ve yine çalışanlar yıllardır tek kuruş zam almıyor.
Şimdi buna bir de sekiz yazarın işten çıkarılması sonrasında iyice su yüzüne çıkan “kapatılma” korkusu eklendi.
Çukurova Holding patronu Mehmet Emin Karamehmet ise Akşam’da ve gruba bağlı diğer medya şirketlerinde yaşananları umursamayarak, Başbakan’ın gittiği her davete katılmaya çalışıyor.
Sekiz yazarın işten çıkarılmasından sadece bir gün sonra havaalanı yakınındaki WOW Otel’de verilen 3600 konuklu iftar yemeğine katıldı.
Fehmi Koru’nun yazdığına göre aynen şunları söyledi:
“Gazete kâr etmiyor, kendi yağıyla da kavrulamıyor, sürekli destek bekliyor; her geçen gün artan miktarlarda destek hem de... Eşim bile gazeteyi dijital ortamda okuyor; her öğrenciye tablet verildikten sonraki durumu düşünün bir de... Kâğıttan nüsha ortadan kalkmayacak muhtemelen, bildiğim anlamda gazeteler hep olacak; ancak esas ağırlık internete ve tablete kayacak... Akşam gazetesi bu yolda keskin adımlar atacak... ”
***
Fehmi Koru’nun bu sözleri Star’da yayınlamasının üzerinden iki gün geçti ama kimse Mehmet Emin Karamehmet’in verdiği mesajın üzerinde durmadı…
Oysa mesaj açık:
“Gazeteyi küçülteceğini” açık seçik söylüyor Mehmet Emin Karamehmet…
Sekiz yazarın atılması ise göründüğü kadarıyla henüz bir başlangıç…
***
Peki; Akşam Gazetesi ya da diğer gazeteler kâr etmiyorsa, bunun sorumlusu satış ve reklama yönelik pazarlama harcamalarını sıfıra çeken patronaj mı; yoksa gazetenin iki yüz bin sattığı günlerdeki gibi büyük bir özveriyle çalışmaya devam eden çalışanlar mı?
Karamehmet haklı:
Başta Akşam gazetesi olmak üzere bugün bir çok gazete kâr etmiyor…
Çünkü satılmıyor…
Okuyucu tarafından itibar görmüyor!
Böyle olunca da “reklam müşterisi”ni kaçırmamak için, birçok gazete “bedava” dağıtılıyor…
Kimse de bu gerçeğin altını çizmeye yanaşmıyor!
Örnek mi istiyorsunuz?
Madem konumuz Akşam Gazetesi, örneğimiz de Akşam’dan olsun:
Son tiraj raporuna göre; Akşam Gazetesi’nin “ortalama günlük satışı” 105 bin!
Sayın Mehmet Emin Karamehmet’e sormak istiyorum:
Bu tirajın kaçı reel, kaçı fiktif?
Yani her gün satıldığı iddia edilen 105 bin Akşam Gazetesi’nden kaçı gazete okuru tarafından “para verilerek” alınıyor; kaçı Çukurova Grubu’na bağlı İddia bayilerinde bedava dağıtılıyor?
Ben söyleyeyim:
En az üçte ikisi, yani 70 bini İddia bayilerinde kupon dolduranlara “hediye” ediliyor!
Böyle olunca da kağıt, matbaa ve dağıtım masrafı dağ gibi büyüyor!
Mehmet Emin Bey de gazetenin aldığı üç beş reklamı da kaybetmemek için bu fiktif tiraja ses çıkaramıyor!
Fakat masanın başına oturup, Akşam’ın muhasebe kayıtlarına bakınca, ortaya çıkan zararın sorumlusu olarak toplam giderlerin yüzde 20’sini bile bulmayan “işçilik giderleri”ne takılıp, öfkesini çalışanlarından çıkarıyor!
***
Sizin Türkiye’nin en iyi işadamlarından biri olduğunuzu söyleyemeyeceğim Mehmet Emin Bey…
Çünkü şirket büyütmekte olduğu kadar, şirket batırma konusunda da mahirsiniz…
Ama kuşkusuz ki en “zengin” işadamlarımızdan birisiniz…
Akşam’da, Show’da, radyolarda batırdığınız para; aslında sizin dişinizin kovuğuna bile gitmez…
Bir de bu medya organlarının sahibi olmanın diğer işlerinize etkisi düşünülürse; bırakın medyadan zarar etmeyi ciddi kazançlar elde ettiğiniz bile söylenebilir.
Biz yine de bunları bırakalım ve Akşam örneğinden yürüyelim:
Akşam eğer zarar ediyorsa; neden zarar ettiğinizi sorgulayın:
Ben size zararın asıl gerekçesini yazdım; boş yere başka yerlerde aramayın…
Bir de “Yok yazılı gazeteler artık satmıyormuş” da… “Herkes gazeteyi internetten okuyormuş da” bu masalları da çocuklara anlatın.
Akşam Gazetesi’nde kaç haberci, kaç yazar kaldı ki; tirajı artsın?
Lütfen siz söyleyin; insanlar “atlatma haber” veremeyen, doğru dürüst yorumcu kadrosuna sahip olmayan, iktidarı kırma korkusu yüzünden rutin haberleri bile atlayan bir gazeteye neden para versinler?
Ve hatta neden “internetten” okusunlar?
Okumuyorlar zaten!
Gazetenizin sitesi, internetten okunma sıralamasında da nal topluyor!
***
Demek o ki Sayın Karamehmet; yıllardır emek sömürüsü yapıyorsunuz!
İşsizlik sopasını göstererek ucuz emek politikası izliyor, çalışanlarınızın analarından emdikleri süt kadar helal olan maaşlarını iki üç aylık faiz gelirlerine tamah edip geciktiriyorsunuz…
Siz “gazetecileri” sevmiyor olabilirsiniz; Mehmet Emin Bey…
Ama görün artık; biz de sizi sevmiyoruz…
Ya işinizi adam gibi yapın ve gazetenizin başına gazete işletmeciliğinden anlayan yöneticiler getirip, şu garip “zarar oyunları”na bir son verin…
Ya da ceketinizi alıp çekip gidin!
Emin olun; sizin gibi “kötü niyetli” bir patronun olmadığı bir gazete, sıradan çalışanları tarafından bile çok daha iyi yönetilir!