MEHMET BARLAS'TAN UĞUR DÜNDAR'A FIKRALI YANIT!
"Uğur Dündar bir süredir ekranlardan uzak olmasının nedenini kendince bir fıkrayla anlatmış."
Uğur Dündar'ın anlattığı fıkra üzerine çeşitlemeler
Arkadaşımız ve meslektaşımız Uğur Dündar bir süredir ekranlardan
uzak olmasının nedenini kendince bir fıkrayla anlatmış.
Minibüste çekilen TV- EM'in "Son Durak"
programında, Uğur Dündar'ın minibüs yolcularına anlattığı fıkra
şöyle:
Napolyon dirilmiş ve Beyaz Saray'da Başkan Obama ile yemek
yerken "Eğer benim elimde sizin sahip olduğunuz silahlar olsaydı,
ben Waterloo savaşını kesinlikle kaybetmezdim" demiş.
Napolyon daha sonra Moskova'da Kremlin'de Putin'le yemek yerken de
ona "Sizin sahip olduğunuz gizli servis bende olsaydı ben Waterloo
savaşını asla kaybetmezdim" demiş.
Napolyon daha sonra Türkiye'ye gelmiş ve Başbakan Erdoğan'la yemek
yerken de ona "Sizin elinizdeki mükemmel basın gibi basın benim
elimde olsaydı Waterloo savaşını kaybettiğimi hiç kimse duymazdı"
demiş.
Bir Esop hikâyesi
Siyasette mizah ve
fıkralar ağır havayı hafifletir. Bu bakımdan Uğur Dündar'ın neden
televizyonda programı olmadığını kendince bir fıkrayla anlatması
hoş bir yöntemdir.
Aslında başka bir fıkrayla kendisine program yaptırmayan
patronların, Başbakan Erdoğan'ın kazandığı seçim zaferini önce
nasıl duymadıklarını da mizahına konu edebilirdi.
Çünkü olup bitenleri duymamaktan ötürü başları belaya girenler
üzerine yazılmış şöyle bir Esop usulü hikâye de vardır.
Ormanda kral seçimi yapılmış ve en iyi kulis yapan eşek
"Ormanın Kralı" seçilmiş.
Eşek ertesi sabah kral olarak uyandığında "Acaba rüyamda mı
kral seçildim" diye kuşku yaşamaktaymış. Ormanda
ilerlerken uzakta bir kurt görüp anırmış. Eşeğin anırtısını duyan
kurt yere kapanmış ve "Kral hazretleri, hoş
geldiniz" demiş.
Meğer duymamış
Bu durum eşeğe güven vermiş. Önüne çıkan her hayvana anırmaya
başlamış. Onu duyan hayvanlar da yere kapanıp "Kral
hazretleri hoş geldiniz" diyorlarmış.
Bakmış bir aslan bir ağacın gölgesinde uyuyor.
Aslanın kulağına doğru şiddetle anırmış.
Aslan uyanıp gözünü açmış... Başının ucunda duran eşeği bir pençe
atıp öldürmüş.
Meğer aslan kral seçimi yapılacağını da, bu seçimin sonucunu da
duymamış.
28 Şubat'ın 1000 yıl süreceğini zannedip kendilerinin kral olduğunu
zanneden "Mükemmel basın"ın patronları, halk devreye girip
Erdoğan'ı Başbakan seçtikten sonra da gerçekleri duymak yerine
muhtıralara ve kapatma davalarına endekslenip, gerçeği görmezden
gelmediler mi?
Gecikmeyi telafi ettiler
Sonra da gerçeği
intikal etmekteki gecikmelerini, istihdam ettikleri bazı
gazetecileri susturarak telafi etmeye çalışmadılar mı?
Aslında vefat etmiş insanların bugünün dünyasına nasıl
bakacaklarını anlatan türdeki fıkralar pek çoktur.
Mesela İran Şahı ile Adnan Menderes öbür dünyada
karşılaşmışlar.
Menderes Şah'a "Sana ne oldu" diye sorunca Şah "Kısmet" diye cevap
vermiş. Aynı soruyu Şah da Menderes'e sorunca, o sadece "İsmet"
demiş.
Merak etmiyor musunuz?
Napolyon dirildiğinde Sarkozy ile yemek yedikten sonra acaba
"Fransa'nın yönetimini elinde tutamadın, bari Carla Bruni'yi elden
kaçırma" mı derdi?
Mehmet BARLAS / SABAH