MEHMET BARLAS, ALİ KIRCA, UĞUR DÜNDAR, MEHMET ALİ BİRAND, FATİH ALTAYLI!... TÜRKİYE VE TÜRK HALKI 65'LİK ANCHORMANLERDEN NE BEKLİYOR?......
Heyecanını dizginlemiş, ekranda sakin bir tonda sadece haberi veren, gerginliği beslemeyen, serinkanlılığın da kendince bir duruş olduğunu gören ana haber sunucularının değerini anlayacağız.
64.5 Yaş Ortalaması
Kısa süre önce Ali Kırca´nın transferi, Pazartesi günü Mehmet Barlas´ın ana haber sunmaya başlaması, ilk günlerinde sürekli eleştirilen Mehmet Ali Birand´ın birinciliği, mart ortasında Uğur Dündar´ın ekrana çıkacağı beklentisi, Fatih Altaylı´nın yıllar sonra direncinin kırılıp haber masasına oturması... Aslında tek bir şeye işaret ediyor: Habere hak ettiği itibarı vermeye başladık.
Şimdi haber bültenlerinin yarışları medya patronları tarafından dikkatle inceleniyor, kanalın vitrini olan bu bültenler izleyici tarafında da karşılık buluyor, zaman zaman günü birinci bile kapatabiliyor. Halbuki çok kısa süre öncesine kadar halkın habere ilgisi tamamen bitmiş, habercilik "out" olmuştu. Rating tablolarında geriye düşüyor, pek kimse ilgilenmiyordu.
Kaide hep aynı. Haberin olduğu yerde habercilik yapılır... AKP´nin ilk dönemi boyunca haber merkezleri uyumayı tercih etti. Bu süreçte genellikle "olumlu" haberler verilmeye çalışıldı, özel haber diye bir kavram tamamen unutuldu. Skandallar, yolsuzluklar rafa kalktı.
Sonra, haber merkezlerinin özel bir çabası olmadan ortalık haber kaynamaya başladı. Danıştay saldırısı, Abdullah Gül´ün "Cumhurbaşkanı olacam" diye tutturmasıyla başlayan kriz ("İdare edemem anne!"), muhtıra, seçimler, yeni hükümet, Güneydoğu´da terör, Türkiye´nin düşürüldüğü gergin ortam derken haber bültenleri hayati önem kazandı. İzleyici de ister istemez geleceğini merak etmeye başladı.
9/11 sonrası Amerikan televizyonları hakkında yapılan bir araştırmada, yaşanan uluslararası krizden sonra izleyicinin ekranda aşina olduğu yüzleri görmek istediği ortaya çıkmıştı. Pek çoğu, sonradan emekli olan Amerika´nın ünlü anhorman´leri bit pazarına nur yağmış bir havada tekrar gözde olmuşlardı. Amerikan televizyonlarında haber bültenlerinin yaşı 70-80´e kadar çıkmıştı. Dan Rather, Tom Brokaw, Peter Jennings gibi isimler ekranda sağladıkları güvenle tekrar zirveye çıkmıştı.
İkiz Kuleler´e saldırıdan sonra Amerikan izleyicisi yıllardır kaybettiği bir alışkanlığı yeniden kazanmış, haber izlemeye başlamıştı. Bizde de şu anda yaşanan benzer bir geçiş.
Geçenlerde yapılan bir araştırmada ana haber sunucularının yaşının 64.5 olduğu ortaya çıkmıştı. Nüfusu epey genç bir ülkenin ekrana yansıması bakımından ilginç bir rakam elbette. Ancak yaşını başını almış insanların ekrana çıkmasının altında önemli bir gerekçe yatıyor.
Bir kere yaş, hele hele gazetecilikte, eğer deneyimi de beraberinde getiriyorsa güven anlamına geliyor. Barlas gibi binlerce kitabı sindirmiş birinin ağzından çıkan sözün gerçekliğini tartışmak olanaksız. Uğur Dündar çok iyi bir televizyoncu, ekrandan insanın gözünün içine bakıyor. Mehmet Ali Birand, belki de Türkiye´nin en iyi soru soran gazetecisi. Fatih Altaylı yorumlarıyla taraf, bu da onu samimi kılıyor. Ali Kırca´nın en büyük silahı ise serinkanlılığı olmalı; kendisiyle ilgili bir krizde bile bu duruşu koruyabilmesi.
Nitekim, bütün öngörüler aynı kavşağa çıkıyor: Türkiye giderek daha kaotik, daha krizli, gergin bir ortama sürükleniyor. Politikacıların bunda büyük sorumluluğu var; patlamaya hazır bombalar Türkiye´nin her bir yerinde hazır bekliyor. Güneydoğu´da savaş var, üniversitelerde gerginlik tırmanıyor, büyük şehirlerde arabalar yakılıyor, alışveriş merkezlerine provokasyon namazcıları yerleştiriliyor.