25 Kas 2013 08:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:46
Mehmet Baransu : Başbakan Erdoğan'ı kim korkuttu?
Taraf yazarı Mehmet Baransu, dershaneler konusunda çarpıcı bir yazıyı kaleme aldı..
Sizi bu kadar kim korkuttu
“Haziranda bu işi bitireceğim...” Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, geçen yıl kullandı bu cümleyi. Türkiye’deki üç bin
dershane temsilcisi geçen hafta yaptıkları açıklamayla bu mantığı
eleştirdiler. “Görüşümüzü almak için değil, ikna olmamız, kararı
kabullenmemiz için bizimle görüşüyorlar” dediler.
28 Şubat’ın ikna odalarındaki mantığın aynısıydı
yapılan.
Kendisi ve bakanı canlı yayına çıkıp gazete kupürleri
göstererek, dershanelerin kapatılmasının haklılığını izah etme
çalışıyor.
Unuttuğu bir şey var; Partisi de gazete kupürleriyle
kapatılmak istenmişti. Kupürle parti kapatma döneminden, kupürle
dershane kapatma dönemine girdik.
Parti kapatmadaki kupürler de yalandı, dershane konusunda
ekranda gösterilenler de.
Maalesef Türkiye’nin kaderi bu. Gücü eline geçiren, adalet
dağıtmak yerine geçmişin kirli yöntemlerini kullanıyor.
Anti-demokratik tutum içinde, “ben kararı verdim,
kapatacaksınız” mantığıyla, muhatapların kafasına tepeden
iniliyor.
Dershanelerin cebren kapatılamayacağı, teşebbüs hürriyetine
aykırı olduğu bu kadar ortadayken, hükümet, okullardaki eğitim
kalitesini yükseltip, dershanelere ihtiyaç duyulmayacak sistemi
hayata geçiremiyor.
Partisindeki vekiller, hükümet medyasındaki kimi kalemler,
muhafazakâr kesim, sosyal demokratlar, liberaller, dershaneler,
öğrenciler, “kanun yoluyla kapatmak yanlış olur” diyorlar ama
Erdoğan’ın kimseyi dinlemeye niyeti yok. Israrla “kapatılacak o
kadar” diyor.
Erdoğan’ı zorlayan bir şeyler mi var diye merak ediyorum.
ATV’deki canlı yayında gözlerden kaçan bir cümlesi oldu.
“Ve biz kalkıp da, yani bütün bu eğitimi, kalkıp da sadece
Cemaat’in derneklerine veya kurumlarına teslim etmek gibi bir
durumun içerisinde olamayız. Asıl bunun hesabını bize
sorarlar.”
Bu cümlenin, ‘Cemaat’in payı yüzde 25’ sözleriyle çelişkisi
bir yana, doğrusu “Erdoğan’a bu konuda hesap soracak kim” diye çok
merak ediyorum. Sizi bu kadar kim korkuttu?
Hesabı soracak kim ya da kimlerse, kendisine yalan
söylüyor;
“Dershanelerin yüzde 75’i dönüşümü istiyor, sadece yüzde 25
karşı” deniyor, üç bin dershanenin tamamı çıkıp “karşıyız” diye
basın açıklaması yapıyor.
“Dershanelerin yüzde 20’si dönüşüme uygunuz dediler” deniyor,
en büyük dershaneci Final’in patronu çıkıp “tek bir dershanem bile
dönüşüme uygun değil” diyor.
“Dershaneye zengin çocuğu gidiyor” deniyor, SETA’nın raporunda
“dershaneye gidenlerin yüzde 75’e yakınının dar ve orta gelir
grubuna ait olduğu” ortaya çıkıyor.
“Dershaneye üniversiteyi zaten yüzde yüz kazanacak Fen
liseliler” gidiyor deniyor, “Fen liselilerin bile ancak yüzde
60’ının dört yıllık fakülteye girebildiği” ortaya çıkıyor.
“Yeni sistemle imam-hatip ve meslek liselerinin önünü açtık”
deniyor, diğer liselere göre daha az matematik ve fen dersleri
gören bu çocukların dershaneyle kapattıkları açığın ününe duvar
örülüyor.
Kendi vekili bile “dershane olmasa imam-hatipten tıp
kazanamazdım” diyor.
Başbakan’ın bu kadar akıl tutulması yaşamasının bir nedeni
olmalı. Gerçekleri açıkça çarpıttıran, “hesabını sorarlar”
dedikleri olmalı.
PKK yönetimi, yıllar önce dershanelerin kapanış takvimi
vermişti. Bir söz alındığı anlaşılıyor. Onlar mı kastediyor yoksa
2004 yılını?
Başbakan kapatılma kararının 2004’e dayandığını, dönemin Milli
Eğitim Bakanı’ndan bunu istediğini söylemişti. Cemaat’in
dershanelerini kapatmak için 2004’te kime taahhütte
bulunuldu?
Yoksa Milli Görüş Cemaati’nden bazı otoriteler mi size
‘bunların önünü almazsan toplumsal tabanımızı güçlendiremeyiz’
dayatması yaptı, yapıyor?
Ya da bir kısım dâhili ve harici güç odakları mı bu
anlamsızlığı size dayatıyor?
Bakanlar Kurulu’nun yarısının karşı çıktığı, Anayasa’ya ve
Kopenhag Kriterleri’ne açıkça aykırı olan ‘dershaneleri yok etme’
kararını almazsanız, size bunun hesabını soracak kim?
Mehmet Baransu / TARAF
Mehmet Baransu / TARAF