09 Mar 2011 11:20
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:06
MEHMET ALİ BİRAND YAZILARINA BAŞLADI; KİMLERE TEŞEKKÜR ETTİ?
Geçirdiği ağır ishal nedeniyle bir süredir yazamayan Posta yazarı Mehmet Ali Birand, yeniden yazmaya başladı
Hepinize çok çok teşekkür ederim…
Herşey aklıma gelirdi de, böylesine günlerce yatağa düşeceğim gelmezdi. Beni perişan etti. Allahtan, yavaş yavaş toparlanmaya başladım. Bir kaç güne daha ihtiyacım var. İnsanın eli kolu kırılıyor. Gözü hiçbir şey görmüyor. Neyse olan oldu, geçmişi bırakalım, önümüze bakalım. Beni arayan tüm dostlara, arkadaşlara ve meselakdaşlarıma dünyalar kadar teşekkür borcum var. Sağolun, varolun...
Şimdiye kadar, böylesine tartışmalı, böylesine kafa karıştıran ve kamuoyunun hiç değilse bir bölümünde soru işaretleri yaratan başka bir davalar süreci hatırlamıyorum.
Şimdiye kadar, yargının kendini böylesine ön plana çıkardığı, kamuoyunu hiçbir şekilde dikkate almadığı ve bunu da açıkça gösterdiği bir başka olay da anımsamıyorum.
Bakın, nerelerden nerelere geldik.
Askeri darbelere çanak tutmak için komplolar kuran sivil çetelerden başladık, askerin içinde ve dışında kümelenmiş ve ciddi şekilde, üstüne vazife olmadığı halde siyasi iktidarı devirme hazırlığı içinde olduğu izlenimi yaratan guruplarla devam ettik.
Bugün ise, nereye gittiğimizi ben anlayamıyorum.
Kim neden tutuklanıyor?
Gazeteciler toparlanıyor, gerekçesini bilemiyoruz. Ergenekon adına olmadık komplo hikayeleri üretiliyor, yapılan sorgulamalarda, telefon dinlemeleriyle ilgili öyle şeyler soruluyor ki, insan şaşırıp kalıyor.
Savcı Öz , ısrarlı.
"...Bu kişiler gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil , bambaşka faaliyetlerinden dolayı tutuklanıyorlar...Elimizdeki gizli delilleri bilmeden konuşuyorsunuz, hata ediyorsunuz..." diyor.
YANLIŞLAR ÇOK PAHALIYA MAL OLUR...
Benim üstünde durduğum nokta bambaşka.
Basın özgürlüğünden, gazetecinin çalışma yönteminden filan söz etmek istemiyorum.
Artık durum öyle bir noktaya geldi ki , 3 yıl önce başlatılan süreçten bugüne kadar , toplum vicdanına ters düşen uygulamalar listesi artık öylesine büyüdü ki, en büyük darbe yargıyı vurmaya başladı.
Sistem, -hala hiç inanamıyorum, ancak- gerçekten bizleri şaşırtacak deliller ve somut verilerle ortaya çıkamadığı sürece, yine bu insanlar bunca süre acı çektikleriyle kalacaklarsa, yargı sistemimizi bir daha ayağa kaldırabilmek imkansızlaşacaktır.
Yargımız, tarihi bir risk almış durumda.
Son bir noktayı daha hatırlatmak istiyorum.
Bu yargı ve bu hoyratça yaklaşımlar eskiden de vardı. O dönemlerde, laik sistemi koruma adına insanlar inletilir ve hukuk dışı uygulamalar yapılırdı.
Bütün bunların bittiğini sanmıştık.
Çok derin bir hayal kırıklığına uğramış durumdayız.
Mehmet Ali Birand’ın yazısının devamı için tıklayın
Herşey aklıma gelirdi de, böylesine günlerce yatağa düşeceğim gelmezdi. Beni perişan etti. Allahtan, yavaş yavaş toparlanmaya başladım. Bir kaç güne daha ihtiyacım var. İnsanın eli kolu kırılıyor. Gözü hiçbir şey görmüyor. Neyse olan oldu, geçmişi bırakalım, önümüze bakalım. Beni arayan tüm dostlara, arkadaşlara ve meselakdaşlarıma dünyalar kadar teşekkür borcum var. Sağolun, varolun...
Şimdiye kadar, böylesine tartışmalı, böylesine kafa karıştıran ve kamuoyunun hiç değilse bir bölümünde soru işaretleri yaratan başka bir davalar süreci hatırlamıyorum.
Şimdiye kadar, yargının kendini böylesine ön plana çıkardığı, kamuoyunu hiçbir şekilde dikkate almadığı ve bunu da açıkça gösterdiği bir başka olay da anımsamıyorum.
Bakın, nerelerden nerelere geldik.
Askeri darbelere çanak tutmak için komplolar kuran sivil çetelerden başladık, askerin içinde ve dışında kümelenmiş ve ciddi şekilde, üstüne vazife olmadığı halde siyasi iktidarı devirme hazırlığı içinde olduğu izlenimi yaratan guruplarla devam ettik.
Bugün ise, nereye gittiğimizi ben anlayamıyorum.
Kim neden tutuklanıyor?
Gazeteciler toparlanıyor, gerekçesini bilemiyoruz. Ergenekon adına olmadık komplo hikayeleri üretiliyor, yapılan sorgulamalarda, telefon dinlemeleriyle ilgili öyle şeyler soruluyor ki, insan şaşırıp kalıyor.
Savcı Öz , ısrarlı.
"...Bu kişiler gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil , bambaşka faaliyetlerinden dolayı tutuklanıyorlar...Elimizdeki gizli delilleri bilmeden konuşuyorsunuz, hata ediyorsunuz..." diyor.
YANLIŞLAR ÇOK PAHALIYA MAL OLUR...
Benim üstünde durduğum nokta bambaşka.
Basın özgürlüğünden, gazetecinin çalışma yönteminden filan söz etmek istemiyorum.
Artık durum öyle bir noktaya geldi ki , 3 yıl önce başlatılan süreçten bugüne kadar , toplum vicdanına ters düşen uygulamalar listesi artık öylesine büyüdü ki, en büyük darbe yargıyı vurmaya başladı.
Sistem, -hala hiç inanamıyorum, ancak- gerçekten bizleri şaşırtacak deliller ve somut verilerle ortaya çıkamadığı sürece, yine bu insanlar bunca süre acı çektikleriyle kalacaklarsa, yargı sistemimizi bir daha ayağa kaldırabilmek imkansızlaşacaktır.
Yargımız, tarihi bir risk almış durumda.
Son bir noktayı daha hatırlatmak istiyorum.
Bu yargı ve bu hoyratça yaklaşımlar eskiden de vardı. O dönemlerde, laik sistemi koruma adına insanlar inletilir ve hukuk dışı uygulamalar yapılırdı.
Bütün bunların bittiğini sanmıştık.
Çok derin bir hayal kırıklığına uğramış durumdayız.
Mehmet Ali Birand’ın yazısının devamı için tıklayın