MEĞER MEHMET AĞAR SABAH'A RÖPORTAJ VERMEMİŞ!
Mehmet Ağar, Mahmut Övür'le yaptıkları sohbetin yayınlanacağından haberi olmadığını ifade etti.
Mehmet Ağar, Radikal’den Ömer Şahin’e verdiği röportajda şaşırtıcı
bir açıklama yaptı.
Ağar, Sabah yazarı Mahmut Övür’le yaptıkları sohbetin gazetede
yayınlanacağından haberi olmadığını ifade etti.
Mehmet Ağar, Susurluk davası mahkûmu. Nisan ayından beri Aydın’daki
Yenipazar Cezaevi’nde yatıyor. Cezaevi personeli Ağar’dan çok
memnun. Ondan bahsederken “Mehmet Bey” diyorlar. Geldiği gün ilk
söylediği, “Imtiyaz istemiyorum. Görevinizi yapın” olmuş. Ağar’ın
gelişi birçok şeyi değiştirmiş. Cezaevinin statüsü müdürlük haline
gelmiş. Cezaevine ufak tefek tadilatlar yapılmış. Doğal olarak
güvenlik tedbirleri arttırılmış.
Günde 15 ziyaretçi
Ağar’ın geleni gideni eksik
olmuyor. Polis şefi iken de, siyasette de farklı kesimlerle
ilişkileri vardı. Ziyaretçileri de enteresan. Yenipazar şöhretlerin
akınına uğruyor. Sanatçı, sporcu, işadamı, siyasetçi orada. Her
ziyaretçisi ‘ünlü’ değil. Halktan isimler de geliyor. Günde
ortalama 15 kişiyle görüşüyor. Bu görüşmeler izinle oluyor. Adı
listede olanlar cezaevinin bahçesindeki kamelyada sırasını
bekliyor. Bekleme süresince personel çay ikram ediyor. Sıra gelince
güvenlik aramasından geçip görüşülüyor.
Mehmet Ağar’a aslında 20 gün önce gitmiş, merak edilen her soruyu
sormuştum. Ağar, medyaya mesafeli duruyor. Röportaj taleplerini
geri çeviriyor. O görüşmenin haber olmasını istemedi. Çok ısrarcı
olduğumu görünce de “Bir süre bekle, ilk sana konuşacağım” diyerek
beni uğurladı. Perşembe günü cezaevine gidişimde ‘Ağar’la ilk
görüşme’ haberi çıkmıştı. Şaşırdım, bozuldum ve Ağar’a sitem ettim.
Ağar da haberden rahatsızdı. Ziyaret sırasındaki konuşulanların
haber olacağını bilmiyormuş. Artık olan olmuştu…
‘Burası Hilton değil’
Yine bir ünlü oradaydı.
Adnan Şenses benden önce girdi görüşmeye. Ağar moralli fakat biraz
da yorgundu. Küslüğü, kızgınlığı yok. Hakkında çıkan yalan
haberlere üzülmüş. Kendisine karşı şartlanılmış bir düşmanlık
olduğuna inanıyor. “Burası Hilton değil, çok merak eden varsa
gelsin. Özgürlük bize kalsın” sözü çıktı ağzından. Yenipazar’a
helikopter pisti yapılmasıyla ilgisi yokmuş. MHP’li belediyenin
yardımıyla CHP’li belediye yapmış. Ağar’ı ziyarete helikopterle
sadece bir kişi gelmiş. Cezaevinde oluşunu ‘kader’ olarak görüyor.
Selçuklu’dan Osmanlı’ya ‘güvenlik’ görevi yapanların başına
geldiğini anlatıyor. “Kimi sürüldü, kimi öldü, kimi hapse atıldı.
Sonunda hak yerini buldu” diyor. Içeride ne yaptığına gelince.
Karşımda ‘milliyetçi’ olduğu kadar ‘muhafazakâr’ birisini gördüm.
Düzenli namazını kılıyor, dini kitaplar da okuyor. Günde dört
saatini dış politika, tarih, güncel ağırlıklı olarak kitap okumaya
ayırıyor. Kilo vermeye çalışıyor. Sabah düzenli spor yapmaya
başlamış. Sigarayı da azaltmış. Mütevekkil bir hali var. “Allah bir
sabır veriyor. Dışarda gezmek dahil canımın çektiği hiçbir şey yok”
diyerek tahliye gününü bekliyor.
Kürt sorununa çalışıyor
‘Burada benim tek bir
düşüncem var. Memleket iyi olsun, huzurlu olsun. Bunun için
çalışıyoruz” diyen Ağar’ın neye ‘çalıştığı’nı da öğrendim. Ağar,
‘Kürt sorunu’na odaklanmış. Yılların deneyimi var. Bu konuda
yazılıp çizilenleri okuyor, söylenenleri takip ediyor. DYP’nin
başındayken ‘düz ovada siyaset’ diyerek beklenmedik bir açılım
yapmıştı. Ikinci bir adım daha atıyor. Mehmet Ağar, cezaevinde bir
‘Kürt raporu’ hazırlıyor. Içeriğini öğrenmeye çalıştım. “Güvenlik
ağırlıklı mı?” diye sordum. “Güvenlik de var, özgürlük de. Ülke
müşterekliği, vatanın bölünmez bütünlüğü içinde her türlü fikir
konuşulmalı” dedi. Peki, Ağar’ın sorun çözücü formülü var mı? Bu
soruya yanıt verirken kendinden emindi:
“Tarihi formüller kafamda ve üzerinde çalışıyorum. Geçmişin
hatalarını tekrar mı edeceğiz, yoksa yaşananlardan ders alıp vizyon
mu geliştireceğiz? Ben ikincisini tercih ediyorum.”
PKK’nın silah bırakmasını önşart görüyor. Yazdığı raporun geleceği
konusunda “Yıl sonuna kadar bu çalışmayı tamamlayıp Adalet
Bakanlığı’na sunacağım. Sayın Bakan isterse Başbakan’a takdim eder”
bilgisini veriyor.
Çözüm geciktikçe maliyetin arttığını vurgulayan Ağar da çözümün
anahtarı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı görüyor. Leyla
Zana’nın sözlerini ve girişimini destekliyor. “Kürt sorununu
Başbakan çözer” sözlerine, “Bunu görmemek için kör olmak lazım”
diyerek karşılık veriyor. CHP, MHP ve BDP’nin de süreçte görev
alması gerekliliğine işaret ediyor. Ağar’ın sürekli tekrar ettiği
cümle, “Herkes aynı kaderin içinde. Silah ve terörle sonuç
alınamayacağı görüldü. Huzur bütünlüktedir. Hepimiz samimi olalım.
Çok laf söyleniyor. Biraz sükûnet lazım. Önce güven iklimini
oluşturalım” oluyor. Ve Ağar’dan jeneriklik bir söz: “Dağda kurşun
sesi yerine kuş cıvıltıları olsun.”
Siyasete dönecek mi?
Ağar, cezaevinden çıkınca
siyasete girer mi? Çok net ‘hayır’ diyor. Siyaseten jübile
yaptığını söylüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmamalarının
büyük hata olduğunu saklamıyor. “Devleti biliyorduk ama siyaseten
acemiydik” özeleştirisi yapıyor. Daha sonra kendisine ceza keserek
siyaseti bıraktığını söylüyor.Turgut Özal’a olan sevgi ve
hayranlığını anlatan Ağar’a göre, bundan sonra da ‘dindar, geleneğe
bağlı ve modern’ çizgideki siyasi partiler iktidar olacak.
Nöbetçi pideciler
Son bir not. Mehmet Ağar’ı
ilçede ağırlamaktan en fazla esnaf memmun. Pidesiyle ünlü
Yenipazar’a her gelen pidecilere uğruyor, yaz sıcağında kar
helvasıyla serinliyor. Perşembe günleri esnafın tatili. O gün
‘nöbetçi pideci’ uygulaması var. Her hafta dokuz pideciden altısı
tatilini o gün yapıyor.
‘Güldal Mumcu’ya öyle demedim’
Güldal Mumcu,
eşi Uğur Mumcu’nun ölümünden sonra evlerine gelen Ağar’ın “Bir
tuğla çekersem devlet yıkılır” dediğini aktarmıştı. Ağar’ın
gizemini arttıran bu söz 20 yıla yakın zamandır kullanılır. Ağar,
Mülkiye’den sınıf arkadaşı olduğunu söylediği Güldal Hanım’ı tekzip
ediyor, “Kendisi sınıf arkadaşımdır. Aileyi de tanırım. Böyle bir
sözü söylemedim” diyor.
Kürt işadamları listesi
Susurluk’tan bugüne
kadar Mehmet Ağar’ı belki de en fazla eleştiren gazete Radikal
olmuştur. Radikal okurlarının duyarlı olduğu konuları da sordum.
‘Susurluk, derin devlet, mezara kadar gidecek 1000 operasyon’ Ağar,
“Hizmetlerimizde kusur olabilir ama suç atfedilemez” deyip
iddiaların hesabını yargıya verdiğini hatırlatıyor: “Mahkeme
kararları vicdanımızda yer bulmasa, içimize sinmese de saygı
duyuyorum.”
1990’lı yıllarda faili meçhuller oldu, peş peşe Kürt işadamları
öldürüldü. Ağar, o dönemin emniyet genel müdürüydü. Sonra da
Içişleri ve Adalet Bakanlığı yaptı. MGK’da infaz kararı verildiği
iddia edilen ‘Kürt işadamı listesi’ni sordum. Işte cevabı:
“Bizim görev yaptığımız zamanlarda böyle bir liste olmadı. Başka
zaman olmuş mudur, bilmiyorum. Biz MGK toplantılarına memur olarak
katıldık. Takdim bölümünde bulunduk. O zaman böyle bir şeye şahit
olmadım.”
Sonra Kürtlerle sorunu olmadığını söylüyor. Ziyarete gelenlerin
önemli bölümü Kürt ve Zaza imiş. Yasalar çerçevesinde görev
yaptığını söylüyor, “Pişmanlık duyacak iş yapmadım, geçmişime
kefilim” diyor.
Futbolcular niye geliyor?
Ağar’a ‘geçmiş
olsun’ ziyaretinde bulunanlar arasında futbol dünyasının ayrı bir
yeri var. Fatih Terim, Arda Turan, Rıdvan Dilmen, Hakan Şükür, Emre
Belözoğlu gibi birçok yönetici ve futbolcu Yenipazar’a gitti. Ağar,
futbol dünyasının bu ilgisini, aralarındaki ilişkiye bağlıyor.
“Resmi görevim dışında tek hobim, keyfim futboldu” diyen Ağar,
yıllarca maçlara, antrenman izlemeye gittiğini hatırlatıyor. Bu
hobi tek başına güçlü bir vefa oluşturabilir mi? Ağar, futbol
camiasıyla ilişkisinin saha dışında da sürdüğünü anlatıyor:
“Yıllarca sıkıntıları olduğu zaman bana geldiler. Acı, tatlı
günlerde beraber olduk. Bizim Türk geleneğinde yüz kızartıcı suç
işlemedikçe cezaevine ziyarete gidilir. Onlar da karakterlerinin
gereğini yaptılar.”
Ağar, “Yakın arkadaşım, dostum” dediği Fenerbahçe Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım’ın tahliyesine çok sevinmiş. “Inşallah Yargıtay’da da
sorun yaşamaz” diye temennide bulunuyor.
Ömer ŞAHİN / RADİKAL