20 Ağu 2012 13:46 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:02

''MEDYATİK OLMAK KOŞMAKTAN DAHA ZOR''

2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin'den ilginç sözler

2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda kadınlar 1500 metrede altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin, 19 Ağustos’ta 27’nci yaş gününü ailesiyle kutladı.

Ailesinin doğum günü sürprizini Anadolu Ajansı (AA) ekibiyle paylaşan Alptekin, mumları üflerken 2012 yılının kendisine uğur getirdiğini, 2016 yılında da aynı uğuru beklediğini söyledi.

Bir günde hayatı değişen olimpiyat şampiyonu, olimpiyat öncesi ve sonrasındaki Aslı Çakır Alptekin’i anlattı. Atletizme ilkokul 4’üncü sınıfta beden eğitimi öğretmeni Adem Kaya’nın yönlendirmesiyle başlayan Alptekin, ortaokulda hentbol oynamaya başladı. Bu dönemde atletizme ara veren altın kız, yine beden eğitimi öğretmeninin yönlendirmesiyle atletizme kaldığı yerden devam etti.

Ortaokulda yeniden başlayan atletizm yolculuğunda başarılı bir ilerleme kaydeden Alptekin, lisede milli takıma girdi. Müsabakalarda milli atlet olarak mücadele eden Alptekin, eğitimine de önem vererek Dumlupınar Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü’nde eğitim görüyor.

Alptekin, beden eğitimi öğretmenlerine çocukların yeteneklerinin keşfedilmesinde büyük görevler düştüğünü vurgulayarak, “Sporcunun yeteneğini keşfeden beden eğitimi öğretmenleri oluyor. Eğer beni öğretmenim yönlendirmeseydi, belki de ben bugün burada olamazdım” dedi.

Ailelere bu konuda tavsiyede bulunan Aslı Çakır Alptekin, beden eğitimi öğretmenlerinin çocuklarının yetenekleri konusundaki önerilerini ailelerin dikkate almalarını istedi.

Bir dönem beden eğitimi öğretmeni olmayı arzulayan Alptekin, atletizmi bırakıp öğretmen olarak yoluna devam etmek istediğini, ancak bu dönemde antrenörü ve eşi İhsan Alptekin’in elinden tutmasıyla atletizme dört elle sımsıkı sarıldığını söyledi.

Eşinin “Başaracağız, çok güzel yerlere geleceğiz” şeklindeki sözlerinin kendisini hırslandırdığını dile getiren Alptekin, profesyonel sporcu olarak Türkiye rekorları kırmaya başladığını bildirdi.

Müsabakalarda iyi dereceler alan milli atlet, gözünü olimpiyat şampiyonluğuna dikti. 2008 yılında Pekin’de yapılan olimpiyat oyunlarında derece elde edemeyen Alptekin, orada ülkelerin marşlarını dinlerken hırslandı ve bir sonraki olimpiyatta İstiklal Marşı’nı okutmak için çalışmalara başladı.

Bez ayakkabıdan şampiyonluğa

Sıkı bir antrenman süreci yaşayan, hatta ailesiyle bile yılda en fazla iki defa görüşebilen Alptekin, erkek sporcularla yarışmalara hazırlandı. Kendisinin hırslı ve inatçı olduğunu belirten Alptekin, “Şampiyonluğu büyük hırs yaptım. Kafamda hep birincilik vardı. Hiç bir zaman ikinciliği düşünmedim. Olimpiyat öncesi evimden çıkarken dolabıma ’şampiyon olarak döneceğim’ yazdım ve şampiyon olarak döndüm” diye konuştu.

Şampiyonluğa ulaşma noktasında hayatı boyunca çeşitli zorluklar yaşadığını, engellerle karşılaştığını anlatan Alptekin, bir yarışmada bez ayakkabıyla koşarken yağmur ve çamurun etkisiyle ayakkabısının ağırlaştığını, bez ayakkabıyı ayağından fırlatarak yarışmaya devam ettiğini söyledi.

Derece aldığı yarışmada federasyon tarafından kendisine bir çift spor ayakkabısı hediye edildiğini dile getiren Alptekin, “Bugüne kadar çeşitli zorluklar çektim. Şimdi bana sorsanız neler çektin diye, söyleyemem. Çünkü bu madalya bütün zorluklarımı unutturdu” dedi.

Sürekli kamplar nedeniyle sabit bir evinin de olmadığını kaydeden Alptekin, bavulunu evi olarak gördüğünü kaydetti.

“Medyatik olmak inanın koşmaktan daha zor bir durum”

Zorlu bir yaşamın ardından bir gün olimpiyat şampiyonu olarak uyanan Aslı Çakır Alptekin’in hayatı da bir günde değişti. “Şampiyon olduktan sonra medyatik oldum” diyen altın kız, artık sokakta herkesin kendisini tanıdığını vurguladı.

Aşırı ilgiden dolayı antrenmanlarına da devam edemediğini belirten Alptekin, “Böyle bir hareketlilik beklemiyordum. Medyatik olmak inanın koşmaktan daha zor, koşmak bana daha kolay geldi. Devlet büyüklerimize ve sanatçılarımıza Allah kolaylık versin” diye konuştu.

Olimpiyat öncesi ile sonrasında Aslı Çakır Alptekin’de hiçbir şeyin değişmediğini, sadece çevresel faktörlerin değiştiğini dile getiren olimpiyat şampiyonu, değişmek istemediğini söyledi.
Henüz kendisini yolun başında gören Alptekin, “Belirli hedeflerim var, yarışmalarım var. Bunlara hazırlanacağım. Eğer kendimi farklı yöne çekersem başarılar gelmez. Bu anlamda kendimi hiç koşmamış sayıyorum ve yeni hedeflerime kilitleniyorum. Ama öncesinde olimpiyat madalyasının keyfini çıkarmak istiyorum. Bunun için çok uğraştım” dedi.

3 nazar boncuğu şampiyonluk getirdi

Nazara inanan olimpiyat şampiyonu, yanından nazar boncuğunu da eksik etmiyor. Daha önce tek nazar boncuklu bileklik kullandığını söyleyen Alptekin, “Olimpiyatlardan önce ise üç nazar boncuklu bileklik taktım. Çünkü gözlerin bende olduğunu biliyordum, nazara gelmemek için önlem aldım” diye konuştu.

“Aslı, yeniden dünyaya gelse atlet olurdu”

Koşmayı çok sevdiğini, hayatını atletizm üzerine kurguladığını ifade eden olimpiyatın altın kızı, “Bana ’dünyaya bir kere daha gelsen ne olurdun’ diye sorsalar yine atlet olurdum. Aslı atlet olmasa da beden eğitimi öğretmeni olurdu, yani yine sporcu olurdu” diye konuştu.

Olimpiyatta elde ettiği başarı sayesinde genç nesillere iyi bir örnek olduklarını anlatan Alptekin, şunları söyledi:
“Çocuklarda ’Aslı abla yaptı ve başardı, Aslı abla, Gamze abla bunu başarabiliyorsa biz de başarabiliriz’ düşüncesi uyandırdık. Bazen ailelerin ’Çocuğum spor yapsın, ama geleceği yok’ diyor ve spora yönlendirilmiyor. Milli sporcu olduğum için spor sayesinde üniversiteye direkt alındım. Karşılıksız burs veriliyor. Başarılı oldum, milli sporcu oldum. 40 yaşından sonra da devlet sporcusu olacağım. Yani istenildiği takdirde spor da bir gelecek oluşturuyor.”

Alptekin, gelecek nesilden çok umutlu olduğunu, Türkiye adına ileriki dönemlerdeki olimpiyatlarda daha fazla altın madalya kazanılacağına inandığını kaydetti.